Cuma 22.02.2013

Hüsnü BİRMAN: İlaç gibi bir konser

Geçen salı. Sabah kalktım ki, boğazım yanıyor...
Vücudumda bir kırıklık, üzerimde bir halsizlik.
Hiç keyfim yok. "Mecburen" bütün işler iptal.
Aldım bitki çayımı, uzandım kanepeye...
Film seyredeceğim.
Tam o esnada telefonun hatırlatma servisi çaldı: "Saat 20 00, İsmet İnönü Sanat Merkezi salonu.
Zafer Çebi Orkestrası'nın konserine gidilecek" yazıyor. "Eyvah!"
dedim içimden. Şansa bak!..
***

Geçen sene magazincilerin gecesinde dinlemiştim onları... Bayılmıştım çaldıkları müziğe.
Ama yapacak bir şey yok. Filme devam.
Arada gözüm dışarı kayıyor. Hava kapalı, yağmur kıyamet.
Yattığım yerde uyuyakalmışım ki, telefonun sesi ile kendime geldim. Gelen mesaj Zafer Çebi'den!..
Konseri hatırlatıyor ve "Mutlaka bekliyorum" diyor.
"Vardır bu işte bir hayır" dedim ve ayaklandım.
Ama aklım bıçak sırtı. Bir tarafım "Kalk git. Bu konser kaçmaz" diyor. Öbürü ise "Dışarısı soğuk, ıslak. Sen de hastasın, çıkma evde takıl" diyor.
Çıktımm, konsere gittim.
Hani bir söz vardır ya "İlaç gibi geldi"derler...
İşte aynen öyle oldu. Görmesem inanmam.
Hafta içi, günlerden salı.
Soğuk ve yağmura rağmen salon tıklım tıklım dolu...
Şaşırmadım dersem yalan olur.
***

Zafer Hocam ve ekibi bize inanılmaz bir gece yaşattılar.
Hele Evrim Özkaynak...
Öyle bir ses ki...
Öyle bir yorum ki...
Kapadım gözlerimi "Aziza Mustafa Zadeh" söylüyor. Hem de birkaç metre yakınımda.
Ardından tarz değişti. Müzik dünyasının ölümsüzlerinden Rodrigo.
Büyük sanatçı bu konçertoyu gitar için yazmış, ama bu sefer soloda bir zurna.
Başrolde Halil Çokyürekli...
Bu harika eseri Chick Corea'nın Spain'i ile birleştirmişler ki, herkes mest oldu...
Sevgili Tolga'dan da bahsetmem lazım...
Uzun zamandır tanıyorum.
Her geçen sene kendi alanı olan trompette ilerliyor. Bravo...
Evet. Konser devam ediyor ama solist içeri gitti.
Zafer Hocam da kendi düzenlediği enstrümantal parçaları çalıyor.
Çaktırmadan etrafa bakıyorum. Birkaç kişinin kafası düştü düşecek.
İşte tam da bu esnada Evrim sahneye döndü ve sürpriz sanatçıyı takdim etti: Sevgili Mehmet Kurt... Aldı sazını eline, başladı "Turnalar'ı okumaya... Ardından bir de "2 keklik düz ovada..."
Devamında bir de "Çökertme" patlatmaz mı!
Salon yıkılıyor alkıştan...
Sırf biz değil, hani o başı düşenler bile ayakta.
Sevgili Kurt'u tebrik ediyorum..
Bu kısa sürprizden sonra Evrim tekrar geçti mikrofona ve okuduğu enfes parçalar ile geceyi noktaladı. Netice olarak sahnede dansçılar, vokalistler yoktu.
Görsel efekt yoktu.
Hele ışık hiç yoktu.
O büyük konserlerde gördüğümüz hiçbir şey yoktu.
Ama muhteşem düşünülmüş bir şov vardı ortada. Teşekkürler Zafer Çebi...
Teşekkürler İzmir Büyükşehir Belediyesi.
Teşekkürler, İsmet İnönü Sanat Merkezi'ni son koltuğuna kadar dolduran İzmirliler!..

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.