Salı 23.04.2013

Can AKSIN: Çocuklara hediyemiz bol balıklı deniz olsun

Bugün 23 Nisan. Her taraf Türk bayraklarıyla dolu. Pırıl pırıl bir Nisan sabahı, pırıl pırıl bir gün. Ama, "Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan" diyebiliyor muyuz? Maalesef... Çünkü çocuklarımızın geleceğini bugünden yiyoruz. Ne onlara sağlıklı bir çevre, ne de sağlıklı ürünler bırakabiliyoruz. Günleri har vurup harman savurarak, geleceğimizi, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini yiyoruz. Vurdum duymazlık ve vizyonsuzluk nedeniyle, denizlerimizde çocuklarımızın, torunlarımızın görebileceği balık sayısı hızla azalıyor. Karadeniz'de 26 balığın nesli tükendi. Marmara'da 143 balık cinsi yok oldu. Karadeniz'de akya, çipura, avcı, fangri, dülger, granyöz, kırlangıç, ıskarmoz, hani, kolyoz, kepez, melanurya, sarıgöz, sarıağız, orkinos, mercan, mırmır, minekop, sarpa, sinarit, trança, lipsos ve zurna balıkları artık yok. Marmara'da fangri, akya, gelincik ve hani gibi birçok balık artık yaşamıyor. Marmara'da son 40 yılda barbunya yüzde 73, çipura yüzde 48, palamut yüzde 90, uskumru yüzde 95, lüfer yüzde 58 oranında azaldı. Ege'de ise eşkina yüzde 77, kaya balığı yüzde 81, kırlangıç yüzde 84, minekop yüzde 96, orfoz yüzde 83 oranında azaldı. Akdeniz fokunun sayısı 400'e kadar geriledi.

***

"Dünya, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık" diyen kızılderiliyi saygıyla anarken, bu gerçeği aklımızdan çıkarmayalım. Gerçekten bu dünyayı babalarımızdan, dedelerimizden miras olarak almadık, torunlarımızdan, torunlarımızın torunlarından ödünç aldık. Peki ne veriyoruz onlara? Globalleşen dünyada en ileri teknolojiyi önlerine kadar getiriyoruz. Çocuklarımız ne isterlerse önlerine koyuyoruz. Yetiyor mu? Benim oğlumun henüz çocukluk dönemleri olan 1970'li yılların başında bir "atari" modası vardı. Atari, bilgisayarlarda basit proğramlarla düzenlenmiş bir oyun türüydü. Atari'yi aldıktan sonra oğlum odasından çıkmaz oldu. Okula gidip geliyor, doğru atarinin başına. Yüzü gözü rengi soldu. Rahmetli annesi de çalışıyor ben de çalışıyorum ama çocuğu atarinin başından kaldırıp sokağa, gün yüzüne çıkarmak ne mümkün. İşte o zaman, İstanbul'a yakın bir köyde bir köy evi satın alıp bizim oğlanın güneşle temasını sağlamıştım. Yani ne kadar ileri teknoloji olsa da sağlıklı bir çevre olmadı mı olmuyor. Geçenlerde de yazdım, Ege'de birçok sanayi kuruluşu var ama, "sanayi kuruluşlarının insan ve çevre sağlığını tehdit edecek düzeyde kirliliğe yol açtığı" iddiaları da had safhada. Aliağa'da, Gaziemir'de çevre kirliliği şikayetleri alıp başını gidiyor. Bugün 23 Nisan, çocuklarımızın içini neşe ile dolduracak adımları atalım. Onlara bol balıklı denizler, mis gibi havası olan ormanlar bırakalım. Çocuklarımız "Cennet Türkiye'de yaşıyoruz" desinler. Hayatlarından memnun kalsınlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.