Pazartesi 29.04.2013

Koyun keçi üreticisine ilaç gibi destekler yolda

İzmir İli Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, 4 yıl önce litre başına süt desteği aldıklarını, şimdi yeni projeler için çalışmaları sürdürdüklerini belirtti, "Bunlar olursa üretici para kazanır, hayvancılık da standarta oturur" dedi

İzmir İli Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı'na ilk olarak 2008 yılında seçilen Özer Türer, geçen yıl ikinci kez başkanlık koltuğuna oturdu. Yaklaşık 5 yılda keçi yetiştirme alanında önemli adımlar atan Türer, şimdi de küçükbaş hayvan yetiştiricileri için devrim niteliğinde yeni projelere imza atmaya hazırlandığını söylüyor. Koyun ve Keçi sütlerinde fiyat belirlenmesinde birlik olarak önemli bir rol üstlendiklerini anlatan Özer, sütün ardından yem ve şimdi de kasaplık küçükbaş hayvanların değerlendirilmesi konusunda çalışmalara başladıklarını açıkladı. Aynı zamanda Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Özer Türer, süt toplama, yem ve kasaplık küçükbaş konularında attıkları adımlarla sektöre yön verdiklerini söyledi.
* Birlik olarak ilk icraatınız ne oldu?
Küçükbaş hayvancılıkta önemli sorunlar var. Bu işlere girişirken önemli olan ekiptir. Öncelikle ekibimiz bu işe hazırlandı. Ardından süt fiyatlarını yükseltmeye çalıştık. Bize özellikle mandıralardan tepki gösterenler oldu. Fiyatları neden yükselttiğimizi anlamadılar. Ama asıl anlamadıkları konu süt üreticileri yıllardır mağdur. Fiyatları makul seviyeye getiremezsek gelecekte zaten süt olmayacak.
* Ülkemizde daha çok büyükbaş eti, sütü ve süt ürünleri tüketiliyor...
İnsanlarımız sığıra adapte olmuş, koyuna, keçiye olamamış.
* Süt ile ilgili ne gibi çalışmalarınız var?
Avrupa'da bir keçi doğurduktan sonra bir yıllık sürede 750-800 litre süt verir. Bu rakam koyunda 400-500 litredir. türkiye keçide 100, koyunda ise 60 litrelerde. Biz kendi çiftliğimizde 650-700 litrelere geldik. Ama koyunda yaklaşamadık. Birliği devraldığımızda İZKA'nın bir destek programı çıktı. Biz 407 üreticiyi eğitime aldık. Evlerden alıp eğitime getiriyorduk. Ege Üniversitesi'nden 11 öğretim üyesi, Ziraat Bankası, Orman Bölge Müdürlüğü uzmanları eğitim verdi. Biz süt olayını o zaman anladık.
* O zamanlar küçükbaş sütündeki işleyiş nasıldı?
Bu insanlar mandıralara süt veriyorlardı. Mandıralar bir yıl önceden avans veriyor, sütünü bağlıyordu. Süt fiyatı konuşulmuyor. Süt dönemi bitiyor, hesap görülüyor. Fiyat o zaman belirleniyordu. Kimse hesabını, kitabını bilmiyor. Birçoğu borçlu ayrılıyor, tekrar avans alıyor. Son birkaç yıldır et de para etmiyordu. Bu insanlar zararlarını gidermek için ellerindeki verimli hayvanları zararı kadar eksiğine satarak ayakta durmuşlar. Böylece her geçen yıl hayvan sayısı azaldı. Keçide 4.5 milyona kadar düştü. Şimdi 7.5 milyona yükseldi. Koyunda da 11-12 milyona kadar düştük.
* Süt fiyatlarıyla ilgili neler yaptınız?
70 kuruş olan keçi sütünün litresine 1.30 kuruş verdik, 4 sene önce... O fiyata alan var. Tüketici açısından da fahiş fiyat değil. 80-90 kuruş olan koyun sütünü 1.80 kuruşa aldık. Bu para köylünün cebine girdi. O zaman bakanlıktan koyun ve keçiye süt desteği yoktu, ineğe vardı. Ankara'da görüşmeler yaptık. 4 kuruşluk destek çıkarttık. Sonra 10 kuruş oldu, 15 oldu. Bu yıl 20 kuruş. İnekte sıcak süte 4, soğuk süte 8 kuruş. Bu çok çok iyi. Bakanlık koyun keçiciyi destekliyor. Şimdi keçi sütüne 1.45 kuruş veriyoruz. 20 de devlet veriyor, etti 165 kuruş. Dünya standartlarının bile üstüne çıktık. Koyunda 1.90 biz, 20 kuruş devlet ödüyor. Bu paralar köylü için iyi. Daha fazlası tüketiciyi olumsuz etkiler. Tüketim azalır. Bunlar yeterli mi, değil.
* Yeni proje ve yatırımlarınız var mı?
5 yem dağıtma aracı ve 5 de pazarlama aracı almak istiyoruz. Üyenin ayağına kadar götürebilirsek daha fazla yem tüketecek. Verim daha fazla olacak. Bir de hayvan sağlıklı olduğunda daha çok yavru verir. İkiz yavru da, süt verimi de artar. Hayvanın hastalanma riski azalır. Sistemi toparlamaya çalışıyoruz. Bunu başarabilirsek tam olarak oturmadı ama hedefimiz bu. Bunun meyvesini bir yıl sonra göreceğiz. Bir yıl sonraki yeni doğumlarda bunu görebileceğiz. Bir de üreticimiz etini değerlendiremiyor. Sizin 100 koyununuz var. Celep geliyor, parası cebindeyse, "Ben bunu vereyim paramı peşin alayım" diyorsun. Eğer çekle falansa, "Vereyim mi vermeyeyim mi?" diyorsun. Yani karar veremiyorsun. Zarar burada başlıyor. Kuzuyu doğduktan sonra 4 ayda 40 kiloya getirebiliyorsunuz. Süt kuzu olarak kesilenlerin en çok 40 kilo olması lazım, fazlası süt kuzusu vasfından çıkar. 27-30 kiloda kesen de var. 40 kiloya getirmek için zaman ve masraf gerekiyor. Hayvanı 40 kiloya kadar beslemeniz gerekiyor ki, esas parayı o zaman kazanırsınız. Oysa siz ne yaptınız, peşin parayı kaçırmamayım diye 25 kilo canlı hayvanı da verdiniz, 40 kilo olanı da. O zaman da 25 kiloluktan zarar etmiş oldunuz. Çünkü hayvanların hepsi aynı gün doğurmuyor. Bu yüzden yaşları da, kiloları da ayrı oluyor.
* Siz bu noktada nerede devreye gireceksiniz?
Biz birlik olarak, "Kuzusunu biz alalım" diyoruz. Bir entegre et tesisiyle anlaşalım. Mesela Tanşas, Pınar gibi markalar olabilir. Onlara da diyeceğiz ki, "Biz size 38-44 kilo arasında standart hayvan vereceğiz. Artı biz 1-1.5 lira karkas başına daha fazla para alacağız. Hem üreticimiz daha iyi para kazanacak, hem de kuzuyu satın alıp kesim yapan da standartlarla çalışmış olacak." Üreticinin, "Paramı alır mıyım, alamaz mıyım?" korkusu olmayacak. Entegreler 2 ay gibi vadeli kesiyor. O sırada ihtiyacı olan bir çiftçimiz var. Ziraat Bankası'yla görüşüyoruz. Sadece koyun ve keçide Ziraat Bankası işletme kredileri sıfır faiz. Biz bunu uygulayabilirsek çok iyi olacak. Bir üreticimize acele para lazım. Örneğin Tansaş'a kestirdiği makbuzla Birliğe gelecek, makbuz örneğini verecek. Birlik kefil olacak. Tansaş zaten gerekli belgeyi vermiş. Üretici Ziraat Bankası'na gidecek, sorgusuz sualsiz parasını alacak. Bunu biz yapabilirsek köylümüz daha fazla ciro yapacak. Şu anda yemdeyiz. 2014 hedefimiz et işine girmek.
190 MİLYONLUK PAZAR
* Bu çalışmanın rakamsal boyutu nedir?
İzmir'de anaç 300 bin civarı koyun görülüyor. Kayıtsızlarla 400 bin civarında. 150 bin de keçi var. Hadi 500 bin diyelim. Her hayvanın bir tane doğurduğunu düşünün. 500 bin yavru. Bundan fazla olur ama biz 500 bini kabul edelim. 500 bin hayvan olduğunda 38 kilogramdan bir tanesi kesilsin. Hepsi 190 milyon lira para. Bunun yarısını değil yüzde 30'unu yapsak 60 milyon liralık bir iş bu. Biz bunu yaptığımızda üreticilerde, büyük firmalarda hem yemde, hem sütte, hem de ette standarta geçecek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.