HÜSNÜ BİRMAN: Okuyucu mektupları

Bu köşede yazdığım yazılar nedeniyle okuyucularımdan sık sık gerek faks gerekse elektronik mektuplar alıyorum. Çoğunun çok dikkatli gözlemci olduklarını, kent ve ülke sorunları ile ilgili olduklarını gördüğüm bazı okuyucu görüşlerini izninizle sizlerle de paylaşmak istiyorum. İşten birkaç örnek:
NECATİ ATEŞ: Selamlar Hüsnü Bey, belediyeler ve şehircilik ile ilgili yazılarınızı okuyorum ve beğeniyorum. Ben devletten emekliyim. Eşimle birlikte güzel havalarda Kordonboyu'na gider, banklara oturur, deniz havası alırız. Sadece biz değil, birçok eşimiz dostumuzun anlayamadığı bazı konuları dile getirmeniz için size bu mektubu yazdım. Öncelikle belediyemize teşekkür ediyoruz. Bizim gibi aileler için ne güzel banklar koymuşlar. Ancak içecek bir şey bulacağımız herhangi bir yer yok. Seyyar gezen bazı insanlar çay, meşrubat satıyor. Bu hizmet belediye tarafından yapılsa ve aileler için deniz kenarına çay bahçesi yapılsa daha iyi olmaz mı! Ayrıca çimenlerin üzerinde kümelenmiş alkol içenler çok çirkin bir manzara yaratıyor. Ellerinde bira şarap şişeleri ile adeta orası bir açıkhava meyhanesi gibi. Başıboş dolaşan onlarca köpek de ayrı bir sorun. Bunları sizinle paylaşmak istedim, saygılar sunarım. Necati Bey; gönderdiğiniz faks ile duygu ve düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkürler. Çimlerin üzerinde oturup gitar çalan gençler güzel... Ama bir de sizin de belirttiğiniz gibi şarapçılar var ki o manzara beni de çok rahatsız ediyor... Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde, halka açık alanlarda içki içilmez. Piknik yapılacak alanları belediyeler belirler. İnsanlar da oralarda yer içer. Bizdeki gibi insanların yürüyüş yaptığı yerlerde içki içemezsiniz. Köpekler konusunda sizden başka birkaç okuyucu daha şikayet etti ama benim yapabileceğim bu kadar. Dileğinizi burada yayınlıyorum. Belki okurlar ve önlem alırlar...

BAŞKANA SORUYORUM
RÜMUZ EGELİ: Geçenlerde Körfeze kanalizasyon aktığı için belediyeye ceza kesmişler. Sayın Aziz Başkan da çevre müdürlüğüne kızıyor... Onların yapmadıkları işlere yükleniyor ve sorular soruyor. Bir İzmirli olarak, bizim de Başkana soru sorma hakkımız doğmuştur sanırım. Sayın Belediye Başkanı, şehrin kaldırımları ve meydanları seyyarlar tarafından işgal altındadır. Yakın zamanda birçok zabıta aldınız. Bahaneniz hep zabıta kadrosunun azlığı idi. Şimdi zabıtanız var. Neden bunlara göz yumuyorsunuz? Neden arabalarını toplamıyorsunuz? Sizi engelleyen nedir? Sayın Egeli; Mailiniz için teşekkürler. Bence sorularınızda haklısınız. Artık Başkan'ın bahanesi de kalmadı. Dediğiniz gibi kadro problemi yok... İşporta ve seyyarlar konusunda çok şikayet var. Ben buradan bir kaç kez gündeme getirdim. Ama ne yazık ki halen değişen bir şey yok. Benim de artık sabır dilemekten başka diyecek bir şeyim yok.

ALSANCAK ŞİKAYETİ
SELİM BAŞAK: Mis gibi sokak taşları, kaldırımlar yapıldı. Fakat sonra tekrar kazıldı ve yamuk yumuk bırakıldı. Taşların reklerine bile dikkat edilmeden tekrar döşendi. Hem de bozuk olarak. Ayrıca 1388 ve 1389 sokaklarda kaldırımlar araba dolu.. Kaçak valeler mesken tutmuş buraları. Hadi biz bir şekilde yürüyoruz da, yaşlılarımızın halini görüyorum da... Hele bebek arabalarının yürütülmesi imkansız. Bir de Meksika Sokağı var gözüme batan. Madem bu sokağı güzelleştirdiler, her taraf mis gibi kafeler... Peki neden oraya araç girişine ve park etmeye izin var? Sayın Başak; Altına imzamı atıyor ve aynen yayınlıyorum.