Kota yoksa, oy da yok

Ege Bölgesi'ndeki 120 kadın sivil toplum örgütünün oluşturduğu Ege Kadın Buluşması Platformu'nun üyeleri Egeli Sabah'ı ziyaret etti, son Muğla toplantısında aldıkları kararları açıkladı. Ege Kadın Buluşması İzmir Sekreteri Şengül Baysak, CHP'nin yüzde 33 kadın kotası kararı aldığını hatırlattı, BDP'nin oranı daha da yüksek tuttuğunu belirtti, "Diğer partilerden de bu yönde adımlar atmasını istiyor ve bekliyoruz. Koymayan, koydukları kotayı uygulamayan ve kadınları seçilecek noktalardan aday göstermeyen partilere tavrımız net olacak. Kadınları fark etmeyen partilere, sivil toplum kuruluşları oy vermeyecek" diye konuştu. Ka-Der İzmir Şube Başkanı Sema Övgün de, siyasi partilerin artık seslerini duymasını beklediklerini belirtti, "Sürekli siyasi partilerde var olma mücadelesi vermekten bıktık. Kadın kotası uygulamayan siyasi partilere oy verilmemesi için mücadele vereceğiz" diye konuştu. Platformu üyeleri, Muğla'da yaptıkları son toplantının sonuç bildirgesi ile ilgili de bilgiler aktardı. Kadın istihdamı ve siyasi haklarının ön sırada yer aldığı buluşmaya 65 kadın örgütünün katıldığını belirten Şengül Baysak, şöyle dedi: "Tüm illerde kadına yönelik şiddete karşı bağımsız kadın örgütleri oluşmasını sağlamak için el birliğiyle çalışıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarında üniversite desteğinin artırılması, kadın hareketleriyle üniversiteler arasında kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezleriyle işbirliği içinde görev yapıyoruz." Muğla'daki son buluşmada özellikle sağlıkta dönüşüm politikalarının kadın sağlığına etkileri, başkanlık sitemi ve parlamenter sistemin kadınların yurttaşlık haklarına ve siyasal katılıma etkileri, yerel siyasette kadınların güçlenmesi konularının ele alandığını belirten Şengül Baysak, söszlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar üretiyor, örgütleniyor ve emeğinin de karşılığını istiyor. Bu nedenle kadınların Aydın, Manisa ve Muğla'da kırsal kesimde güvencesiz, sigortasız, düşük ücretli çalıştıklarını tespit ettik. Özellikle bu alanda göçle gelen mevsimlik tarım işçisi olan kadınların ataerkil yapı altında çok zor koşullarda çalıştıklarını saptadık. Tekstil sektöründe özellikle İzmir ve Denizli'de kız çocuklarının ilköğretimden sonra evlenmeden önce vasıfsız işçi olarak çalıştırıldıkların belirlendi."