AYŞE KİLİMCİ: Kocana görücü geldi
KALP Bİ UMUCU KUŞ
Her cuma buradakilere 'söyleyin' diye tembihliyorum. Sevdiğinize de, küsünüze de, haram helal kim gönül çerağınızı yakıyorsa, söyleyin. Nefreti, öfkeyi, aşkı söyleyin, içinizde köz olacağına, söyleyin söz olsun. Ferahlarsınız. Kalp bi umucu kuş, küsten sevmek yeşertir belki, ne biliyorsunuz? Hasret umuda yelken açar, umut vuslatı çağırır. Bak bak ne yakışıklı kelam ettim sana, gördün mü, hüü işittin di mi? Böyle yaraşır söz dımbırdatırdım sana yeni evliyken. Ben unuturdum sen hatırlar, takvim yaprağına yazardın. Acaba diyorum, bu kadınla, geçen gece bana görücü gelen Istanbul işi pabuç giyen o kadınla, senden sonra yeni bi düzen kurulabilir mi? Ha, ne dersin?Yoksa onun var düzenine biz köşe yastığı mı oluruz? Bizim Eşrefpaşa'daki evden onun Hatay'daki apartumanı görünüyor. Kirada evi de varmış. Rahmetlisinden epey dünyalık kalmış. Bedava oturursun, kira cep harçlığı, diyor. 'İki soğan bi somun sıkıştırıp da koltuğuna akşamları gelirsin artık, o kadarını yaparsın di mi?' diye soruyor bana.
O PABUCUN ADAMI
Çocuklarla ne güzel ders çalışırdınız, top oynardınız, kıra giderdiniz. Bu yeni hatun yapar mı? Sonra, 23 Nisan'larda hani Atatürk'ü özleme gününde, ront elbiseleri dikerdin sınıfa, akmasa damlardı. Benim küçük şişeleri kapıdan geçen boş şişeciye satar, onu ona eklerdin. Padişah sefası sürdürdün be bana. Aslında kafam kıyak olurdu, düşüp rezil olmayayım diye elimden tutar, sırtımı giydirirdin.Yoksa, dibi patlayan kesekağıdındaki elmalar benden önce yokuş aşağı yuvarlanıp evin kapısını çalardı... Kadın dayım dediği adamın tekiyle eve kadar geldi. Adamın pabuçları yumurta topuk, rugan. Hiç gözüm tutmadı, o pabucun adamı kostaktır. Sayacıyız ya, insana pabucuna bakıp not veriyoruz. Oğlanın sünnet kınasında senin önünde nasıl kaşık havası oynadıydım ama, hatırlasana. Kaşıkları öyle tıkırdatmak, öyle keklik gibi sekmek, aşık adam işidir, bi de dedin durdun, hiç demedin hiç demedin, dedim işte, daha nasıl? Ama bak Allahı var, kadının ayakkabıları güzel.
YÜREK HALLERİ DE VAR
İşte böyle ters bakar, sözde din kardeşiyiz. Hatunumun yanındayım, içtiğim de üzüm suyu. O da Rabbimin bir nimeti. Üzümün suyu, haddini aşmış azıcık. O olmadan gel de çek göreyim, bu yandan çarklı dünyayı. Siz ne bilirsiniz içinde rüzgar esen evi! İter kakar böyle mezarlığın önüne atarsınız, tüh tüh, çok ayıp, çok... Senin ne olduğun pabuçlarından belli zaten, beni kovan mezarlıkçı, heey, sen de sevdiğini söyle, unutma sakın. İnsanı çelik gibi kılar sevmek, bilmiyorsan öğren, bu kardaşından öğren. İsmin halleri gibi yürek halleri var, söyle, üüü hali, öf be hali, kovulmak hali, hadi len hali... Bir daha kapı önüne koyun da bakın beni, sizz... Cık cık, billahi çok ayıp. Ayıbı bilin mi hoca'fendi, ayıbı? Söyle ama yengeme akşam, ölümü öp söylemezsen. Varsam mı bu beni istemeye, görücüye gelen kadına, ha, ne dersin Eda'nım?
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor