Silahların susmasını beklemedi Adıyamanlılar'ı iş sahibi yaptı

Kendi işini kurma arzusu ağır basmaya başladığında, maden mühendisi olmasına rağmen, daha az sermaye gerektirdiği için, tekstile yöneldi. Ancak "herkes yapıyor ben de yaparım" ucuzculuğuna kaçmak yerine, işinden ayrılıp, kendisi gibi mühendis olan eşiyle birlikte, sıfırdan başlayarak, bir tekstil firmasında çalıştı. Tekstili öğrenip Karşıyaka Şemikler'de sokak arasında 8 dikiş makinesinden oluşan ilk atölyesini kurduğu günden itibaren hedefini yüksek tuttu. Sadece büyük değil, kalitesi, farkı ile örnek olacaktı. Tüm bu hedeflerini tutturdu, sadece ürettikleri ile değil, yaptıkları ile de örnek oldu. "Ümidin olmadığı yerde her şey olur. Terörist de olunur" diyerek, terörün en azgın olduğu dönemde, Adıyamanlılara el uzattı, onları konfeksiyon ile tanıştırıp, 7 bin kişiye ekmek kapısı açtı. İş sahibi yaptığı Adıyamanlılarla spekülasyon olmaması için hiçbir iş ilişkisine girmedi. Adıyamanlı, adını ana caddeye verdiği Şükrü Ünlütürk'ün, büstünü dikti. TÜSİ- AD Yönetim Kurulu'nun İzmirli üyesi, Türkiye'nin en büyük 500 firması içinde yer alan Sun Tekstil'in, ikinci 500'deki Ekotel'in sahibi Şükrü Ünlütürk ile şirketlerini, hiçbir şey yapmadan inceltmeyi, selülitleri gidermeyi, yaz sıcağında serinletmeyi vadeden yeni ürünlerini, barış sürecini konuştuk.
Tekstil işine nasıl başladınız?
- Maden mühendisiyim, Günseli metalurji mühendisi. İkimiz de ODTÜ mezunuyuz. Yıllarca başka iş yaptık. Ben, Çalışma Bakanlığı'nda iş güvenliği müfettişliği yaptım. Çukurova'da çalıştım. Sonra Aytemizler Tekstil'de çalıştım. Sonra 1987 Kasımı'nda Sun Tekstil kuruldu.
Hadi tekstil işi yapalım mı dediniz?
- Hayır değil. Kendi işimizi yapma arzumuz güçlüydü. Bunun için de baktık ki sermaye olmayınca kendi eğitim alanlarımızda iş yapmamız zor. O yüzden başka bir konuya geçelim diye düşünürken, karşımıza tekstil işi çıktı. Bu yüzden tekstili seçtik.
Bilmediğiniz bir işti.
- Evet, o yüzden tekstil firmasına girip, Günseli ile beraber, tekstil işinde profesyonel olarak çalıştık.
"KADINLAR BİR TAYT GİYİP SELÜLİTLERİNDEN KURTULACAK"
Haydi yeni ürününüz Pure Nature'ı anlatın bize.
- Mikrokapsüllü, yeni teknoloji kozmetik giyimler. Taytlarımızdan birisi, inceltici özelliğe sahip. Aynı kiloda kalacaksınız ama sıkılaşma oluyor, bir de yüzeyde düzelme oluyor. Ürünlerin her biri, cildi sıkılaştırma, yumuşatma, cildi pürüzsüz hale getirmek özelliklerine sahip. Ayrıca bir de selülit giderici ürünümüz var. Antiselülit olanlar, bütün bunlara ilaveten selülit giderici özelliklere sahip. Bir de göğüs dikleştirici büstiyer var. Onun da formülü farklı. Kontrollü salınımla çalışan mikrokapsüller var üzerinde. Ceketin içine falan giyilebilecek bistüyer, 24 günün sonunda dikleştirici özelliği olan güzel bir ürün.
Tayt selüliti nasıl giderir?
- Taytın bütün yüzeyinde milyonlarca mikrokapsül olduğunu düşünün. Milyonlarca derken, tırnağınız kadar alanda, en az 2 milyon olduğunu düşünün. Bir ila 5 mikron arasında büyüklükte 2 milyon kapsülün olduğu ve kapsüllerin içinde de antiselülit krem olduğunu hayal edin. Siz oturup kalktıkça ve hiçbir özel bir şey yapmadan kapsüller düzenli şekilde kırılarak, selülitlere fayda ediyor, cildinizi güzelleştiriyor.
Ne güzel, "Yiyeyim yiyeyim zayıflayayım" gibi.
- O kadar değil. Tek şart var. Selülitin 3 aşaması varmış. Bu aşamalardan üçüncüsü sadece ameliyatla iyileşirmiş. 3. aşamaya fayda etmiyor. 1-2 aşamaya kesinlikle fayda ettiği, Fransa'da yapılmış ve bizim Türkiye'de yaptığımız deneylerde kesinlikle ispat edildi. Bu ürünü, günde 8 saat ve en az 24 gün giymek gerekir. Hiçbir şey bedava değil. Düzenli giymek lazım. Arada istediğiniz kadar yıkayın ama 6 gün giymelisiniz.
Bu üründen başka yapan var mı?
- Fransa'da var. Zaten çok yeni konu. Mikrokapsüllerini ve kozmetiklerini Fransa'daki ortağımız yapıyor. Biz tekstil Ar-Ge gücümüzü, o kozmetik ve mikrokapsül bilgisini ortaya koydu ve çok hoş bir ortaklık oldu. Yalnız bizimki, dünyada 20 yıkamaya dayanan tek ürün bu. Diğerleri 5-6 yıkamaya dayanıyor.
Sadece çok parası olan mı selülitsiz dolaşacak?
- 29 liradan 129 liraya kadar ürün var.
ÜMİTSİZ İNSANI YÖNETEMEZSİNİZ
l Adıyamanlılar neden heykelinizi dikti?
- 95 senesinde Ege İhracatçı Birlikleri başkanıydım. İhracatçı Birliklerin'e Diyarbakırlı bir işadamından gelen talep üzerine, Diyarbakır'a gittik. Oradaki yoksulluğu ve sokakta dolaşan genç nüfusu görünce etkilendim. Sanayi yatırımı yapmış aile bir boyahane, örme tesisi kuruyordu, bize yardımcı olun dediler. Biz de onlara, bunları tamamlayacak konfeksiyon yapmanız lazım dedik ve konfeksiyonu kurmalarına yardımcı olduk. Bir tek iş yaptırmadan, bir tek liralık menfaatimiz olmadan, orada konfeksiyon kuruldu, ilk ihracat yapılırken de başbakan geldi. Diyarbakır tarihinde bir konfeksiyon ihracatı yoktu. Ben de oradaydım. Orada, Adıyaman Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı, ısrarla beni Adıyaman'a çağırdı. Gittim, oradaki durum da Diyarbakır'dan farklı değildi. Terör en azgın zamanlarındaydı. Terörü besleyen en önemli konulardan birisi, çaresizlik, ümitsizlik. Çocuklar televizyonda her şeyi görüyorlar ama sınıf atlamayı hayal bile edemiyorlar iş imkanı olmadığı için. Ümidi kalmayan insanı yönetemezsiniz. Bir ümidi, hedefi olacak ki çaba gösterecek.

EŞİNİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI
Günseli Ünlütürk, hayallerinin peşinden koşan eşini hiç yalnız bırakmadı. Herkesin pek yapacağı iş değildi mühendis olarak çalışırken istifa edip bir tekstil firmasına çalışmaya girmek. Borç harç aldıkları 8 dikiş makinesinden 800 çalışanlı holdingin sahibi oluncaya kadar da hep eşinin yanında, arkasında oldu. Bugün de holdingin şirketlerinden, pek çok kişinin yabancı marka sandığı Jimmy Key'in sorumluğunu üstleniyor. Günseli Ünlütürk ile de hayali bir isim diye konulup sonradan baseball oyuncusunun adı çıkan Jimmy Key'i, aileyi konuştuk.
Markanızın ismi neden Jimmy Key?
- Jimmy Key, sözlük anlamıyla her şeyin anahtarı gibi yorumlanıyor. Biz bu anlamda koymuştuk ama çok başarılı, solak, yani farklı bir Amerikan baseball oyuncusunun adı çıktı. Yani tam markamıza uygun markamız da enerjik, sportif, aktif, canlı ve farklı olarak hayat buluyor.
Yıllardır Jimmy Key'in müşterisi olmama, kızım bir Jimmy Key bağımlısı olmasına rağmen, bir Türk firması olduğunu bilmiyordum.
- Aslında üzülmek mi gerekir bilemiyorum ama bazılarının da yabancı marka merakı var. O dengeliyor.
İşiniz ile ilgili hayalleriniz gerçekleşti mi?
- Biz gurur duyacağımız bir firmamızın olmasının hayalini kurduk. Gurur duymalıyız yaptıklarımızla. Bu hayalime kavuştum.
Ailece çalışmak nasıl bir duygu?
- Her işte olduğu gibi zorlukları var, kolaylıkları var. Biz genelde ev ile iş hayatını mümkün olduğu kadar ayrı tutmaya çalıştık. Mesela bu kapıdan çıktıktan sonra işle ilgili pek bir şey konuşmayıp burada bıraktık. Görevler baştan paylaşılmıştı, dolayısıyla fazla zorlanmadık. Aile özelinde bunun avantajını kullandık.
'KİMSE HAYALLERİNİ KÜÇÜLTMESİN'
Parasız da bu kadar büyük başarılar elde edilebilir mi diyorsunuz?
- Eğer işi para, makineler yapıyor olsaydı, o zaman bütün işleri zenginler yapardı. Bizim gibi mühendislerin, parası olmayan insanların hiçbir iş yapma şansı olmazdı. İşi insanlar yapar. Para yapmaz. Ne kadar nitelikli insanınız varsa o kadar çok iş yaparsınız. Kendinizi ne kadar iyi yetiştirirseniz, normlarınızı ne kadar artırabilirseniz o kadar başarılı olursunuz. Sınır oradadır, parada değil.
AVRUPALI FİRMALARA KOLEKSİYON HAZIRLIYOR
Zara için üretim yapıyormuşsunuz.
- Sadece Zara değil, Avrupa'daki birçok firmaya yapıyoruz ve önemlisi, onlara koleksiyon yapıyoruz. Nitelikten kastım bu. Bana göre nitelik olarak grubu taçlandıran birkaç özellik var. Sun Tekstil, kendi konusunda tasarım organizasyonu, tasarım satışı yapan, hep eleştirdiğimiz yurtdışına fason üretim değil, tam tersine insanlara çok hızlı, çok esnek bir iş modeliyle tasarım ile beraber ürün satmayı başarabilen bir modelin öncüsü. Sun Tekstil bugün her ay, her müşterisi için özel koleksiyonu hazırlıyor, sunuyor, kabul ettiriyor ve o siparişini dönüyor, çok miktarda da olsa hızlı yüklüyor. İkinci fark, kumaş fabrikamız. Örme makineleri, boya makineleri olan yapı. Bu yapının da en önemli özelliklerinden biri, bütün çevre sertifikalarına sahip.
Ar-Ge merkezinizle de iddialısınız.
- Türkiye'deki çok az sayıda Ar-Ge merkezlerinden birine sahibiz. Tüm sektörlerde 130 civarında, tekstilde 8 tane var. Birine de biz sahibiz.
SERİNLETİCİ, UV KORUYUCULU KUMAŞ
Yaz için de yeni ürününüz varmış.
- Evet, giydiğiniz zaman serinletecek yeni ürünümüz var. Kumaş üretimi yarın bitiyor. Konfeksiyonu Haziran'ın 15'i gibi de satışı başlayacak. Aynı zamanda ultra viyole koruyuculu 50 faktör. Yurtdışında test edildi. 30 yıkamaya dayanıklı serinletme özelliği ve ultraviyoleden koruma.
Şirketlerinizde kaç kişi çalışıyor?
- 800 kişi.
Bu kadar büyüyeceğinizi düşünüyor muydunuz?
- Şemikler'de, sokak atölyesiyken bile hayallerimiz vardı. İşe 8 dikiş makinesi ile başladık. Borç aldık o parayı da. 90 yılında atölye haline gelip kesimi, dikişi, kalite kontrolü olan ve ürün yapmaya, para kazanmaya başladığımızın hemen akabinde AOSB'de ilk arsalardan birini aldık. Hep hayallerimiz yüksekti.