Kilisede iftar verdi, namaz kıldırdı, büyük tepki topladı

Ertan Çevik'in ailesi, Almanya'nın Türkiye'den işçi talep ettiği ilk yıl gurbetin yolunu tutarken, artlarında iki çocuk bıraktı. Türkiye'de terör olayları çocukların hayatını tehdit eder duruma gelince, büyükanne, iki kardeşi, Almanya'ya, anne babalarının yanına gönderdi. Ertan Çevik, Almanya'da okuduğu Protestan okulunda eğitmenlerinin de etkisinde kalarak, bu dine karşı ilgi duymaya başladı. Protestan okulunun ardından girdiği İlahiyat Fakültesi'nde Hıristiyanlığı daha yakından tanıdı, 18 yaşına geldiğinde Hıristiyan olmaya karar verdi. Terör belasından korumak için yanlarına aldıkları oğullarının Hıristiyan olmasına başta üzülen aile, sonrasında Ertan Çevik'in tercihine saygı gösterdi. Ertan Çevik, Hıristiyan İlahiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Protestan Pastör'ü olarak, vahiylerde yer aldığını belirttiği İzmir'e tayinini istedi. "Gavur olmuş" diye karşılandığı İzmir'de, sıkıntılı yıllar geçirdi. Zaman zaman eleştirildi, kimi zaman da tehdit edildi, korumayla gezmek zorunda kaldı. Bu arada, kilise bahçesinde iftar yemeği vermek, kilisenin lojmanını namaz kılanlara açmak gibi kimi çevrelerce eleştirilen, ancak hep ses getiren uygulamalara da imza attı. Bugünlerde daha hoşgörülü bir ortam olduğunu belirtip korumalarını uzaklaştırsa da, ailesi adına korkuları sona ermedi. Bu nedenle eşinin, çocuklarının resmini çekmemize, isimlerini yazmamıza, röportaj yapmamıza izin vermedi. Protestan Baptist Kiliseleri Derneği Başkanı Buca Baptist Kilisesi Pastörü Ertan Çevik ile Hıristiyanlığı seçişini, dinlerin kardeşliğini, kaygılarını ve sevinçlerini konuştuk.
"BURASI MEMLEKETİM"
Hıristiyanlıkla nasıl tanıştınız?
Almanya'ya annemlerin yanına gittiğimde, Protestan okullarında okudum. Tevrat Zebur, İncil'i araştırırken, vahiy bölümünde Efes'ten, Smyrna'dan Bergama'dan bahsettiğini gördüm. Burası benim memleketim, haberim yok. Avrupa'dan önce bizim topraklarımızın Hıristiyanlığın merkezi olduğunu, Kudüs'ten sonra ilk kiliselerin Antakya başta olmak üzere, Anadolu'da kurulduğunu öğrendim. İzmir'de Simyrna Kilisesi'ni kuran Yuhanna'nın öğrencisi olan Polikarp'ın öğrencisi İrinios Fransa'ya gitmiş ve Fransa'da Hıristiyanlığı anlatmış. Düşünün Türkiye'den, Smyrna'dan birisi, Fransızlara Hıristiyanlığı anlatıyor.
Bunlar mı etkiledi sizi?
Evet ama asıl İsa'nın İncil'deki sözleri etkiledi. Kendimi daha çok araştırmaya yönlendirdim. Sonra Hıristiyan ilahiyatı okudum.
Hıristiyan olmak için ne yapmak gerekiyor?
Hıristiyanlığı benimsemek, anlamak, ders almak gerekiyor. Kendisi inanırsa Hıristiyan oluyor. Ben Hıristiyanlığa inanıyorum dediğiniz zaman Hıristiyan oluyorsunuz. Sonra vaftiz dersi alıyor, vaftiz oluyorsunuz. Ben de Hıristiyanlığı okuyup, benimsedikten sonra Almanya'da vaftiz oldum.
'SIKINTILAR YAŞADIK'
Kaç yaşında vaftiz oldunuz?
18 yaşında. Ama geç diye düşünmeyin. İsa da Şeria Irmağı'nda 30 yaşında vaftiz oldu.
Aileniz Hıristiyan olmanıza tepki göstermedi mi?
Başlangıçta pek sıcak bakmadılar ama zamanla onlara olan saygımın sevgimin değişmediğini, daha da arttığını görünce alıştılar.
İbadetini yerine getiren bir aile miydi?
Yok. Hayır.
Türkiye'ye geldiğinizde tepki aldınız mı?
"Gavur olmuş bu" dediler. Bazı sıkıntılar yaşadık. Atlattık. Dışlanmak gibi, farklı bir kalıba sokmak gibi sıkıntılar yaşadık. İlişkisini kesenler oldu maalesef. Burada Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde, Türk lehçeleri ve edebiyatı bölümünde okudum. Özellikle o bölümü seçtim. Türklük nedir, Türklerin inançları nedir öğrenmek için. Orada da fark ettim ki, Türklerde başlangıçta Şamanizm var, Budizm var. Museviliği kabul etmiş kavimler var. Müslümanlık öncesi Balkanlara göç etmiş Gökoğuz Türkleri var. Çoğunluğu Moldova'da yaşayan Gagavuz Türkleri var. Onlar Ortodoks olmuşlar. Son bin yıldır da Türkler Müslümanlığı tercih etmişler. Günümüzde, ülkemizde, Osmanlı'nın da mirası olan Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık, çok dinlilik, hala az da olsa mevcut.