CAN AKSIN: Ah! Ayvalık yaktın beni

Ayvalık'a yerleşmekten ve Ayvalık'ta yaşamaktan çok mutluyum. 2011 yılı itibariyle nüfusu 64 bin 349. Bunun 32 bin 8 kişisi erkek ki, yüzde 49.74 oluyor. Geri kalan 32 bin 341'i, yani yüzde 50.26'sı kadın. 12 Haziran 2011 seçimlerinde ise Ayvalık'ta kullanılan oy miktarı 41 bin 708.. Şimdi olmuştur 43 bin falan.. Dün sabah yürüyüşümü yapıyorum, telefonum çaldı, baktım ablam, "Ali Tanrısever diye biri var senin arkadaşın mı?" diye sordu. "Arkadaşım" dedim.. "Neden soruyorsun?" "CHP mitinginin altına neler yazmış" dedi. "Kızdım ona.." "Ona ne kızıyorsun" dedim, "Ona kızacağına CHP ilçe örgütüne kız.. Adam haklı.." Ali Tanrısever, İstanbul'da oturan bir Ayvalık sevdalısı kişi. Benim de arkadaşım. Miting fotoğraflarının altına şöyle bir yorum yapmış: "Beşiktaş'ın şampiyon olduğu gün, o meydanda bunun 50 katı kalabalık vardı. Ayvalık için tam bir fiyasko bu fotoğraf... Taş Kahve'de güneşlenmekten kendilerini alamamışlar galiba."
KESİN RAKAM: 300 KİŞİ
Cumartesi günü Ayvalık'ta yapılan CHP mitingini yakından izledim. Bir arkadaşla "kaç kişi var" araştırması yaptık. Bir sonuca varamadık, "Gidip polislere soralım" dedik. Polisler de uzakta İş Bankası'nın önündeydiler.. "Siz anlarsınız meydanda kaç kişi var.?" Polisler şöyle bi baktılar, biri, "250- 300 kişi var" dedi. Diğeri daha kesin konuştu. "300 kişi.." Zaten oraya toplanan kalabalığın yarısını, Küçükköy toplamıştı. Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin, CHP Belde Başkanı Murat Akıner, Günay Benli benim yanımda telefon ederek, mesaj atarak örgütü harekete geçirmiş ve Cumhuriyet Meydanı'na taşımıştı. Seçimlerde yaklaşık 42 bin kişi oy kullanıyor, bu oyların 21 bin 673'ünü CHP alıyor ama CHP mitinginde ancak 300 kişi var. Olacak şey mi?

HENÜZ KÖTÜ HABER YOK
Gelelim bir biri peşi sıra Ayvalık'ta yapılan "Gezi Parkı'nda yapılanlara tepki" mitinglerine. Herkes her an bir miting organize edebiliyor. Pazar akşamı gittiğim mitingte 28 kişi vardı. Ayvalık'ta Allah'tan henüz kötü bir haber yok. Oysa her çeşit kışkırtmaya açık sosyal medya haberleşmeleri gırla gidiyor. Sosyal medyayı bir izliyorsun ki aman Allah.. Yardım ediyorum sanıp ona buna telefon verenleri mi istersin, (hem kendi telefon numaralarını hem de "arayın" dedikleri arkadaşlarının telefon numaralarını "karanlık güçlerin" eline vermiş oluyorlar),

TALİMATLAR GIRLA GİDİYOR
İstiklal marşları, Onuncu Yıl marşları, videolar, "Pazartesi siyah giyinin" talimatları gırla gidiyor. Herkes "ortak düşman Recep Tayyip Erdoğan'ı" silkeleyip düşürmek için bir birine gaz veriyor. Başbakan ise, sakin sakin TV'lere demeç veriyor, yurtdışı seyahatine çıkıyor. Çünkü, bütün bilgiler ve istihbarata hakim. Gezi Parkı'nda başlayıp, bir anda Türkiye'nin her bir yerine yayılan ve dünyayı ayağa kaldıran hareketin nereden başladığını ve güçlerinin ne olduğunu görüyor, biliyor. Protesto, demokratik haktır kullanmak gerekir. Ama bunun için illa Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ni işgal etmeye kalkışmak mı lazım? Buna kimse izin vermez. Zorlarsan da "orantısız güç" de dahil tepkiyle karşılaşırsın, çatışma çıkar.

DEMOKRATİK PROTESTO
Demokratik haklarını kullanmaya kalkışanları, Başbakanlık Ofisi'ne yönlendirenlerin kimler olduğunu merak ediyorum. Bir anda bütün dünyayı ayağa kaldıranlar kimler? Tencere tava gibi şiddetten uzak; demokratik protestolara, katılıyorum... Ben demokrasiden yanayım. Ya şiddetten, kaostan, askeri darbelerden yana olacaksın, ya da seçimden, sandıktan yani demokrasiden yana olacaksın. Başka taraf yok. Ya halkın önüne sandığı koyacaksın, şiddetten uzak, toplumsal muhalefetini elbette yapacaksın ama iktidara gelmek için "demokrasi dış yollara" asla sapmayacaksın... Asla ve asla aklından bile geçirmeyeceksin..