Özgür KAYNAR: Asıl tehlike!

İnsanların barut fıçısına döndüğü, krizin "geliyorum" dediği dönemde, akil bir isimden kritik açıklama gelmişti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, olayların kontrolden çıkmasına saatler kala şunları söylemişti: "Gerilim öfkeyi, öfke de nefret söylemini beslerken, diyalog ve uzlaşma zeminini kaybediyoruz.
Sokakta, meydanda, okulda, trafikte, medyada hakim olan şiddet ve gerilim, geleceğin Türkiyesi'nin en büyük tehlikesidir!.." Kılıç'ın ders dolu bu sözleri maalesef ıskalandı.
Diyalog ve uzlaşma zemini tamamen kaybedildi, şiddet de aldı başını gitti.
Coplar, sopalar hem bedenleri hem vicdanları sızlattı, gaz bombaları yürekleri de yaktı. Yine Kılıç'ın dediği gibi şiddet şiddeti doğurdu, sokaklar savaş alanına döndü.
Taksim'de alevlenen ateş, başta İzmir olmak üzere Ege'yi de yaktı geçti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın sözleri iyi okunsaydı, tablo başka olurdu.
Tüm bunlar için artık çok geç. Şimdi herkesin şapkasını önüne alıp, muhasebe yapma, geleceği kazanma zamanı.
Krizlerin fırsatları barındırdığına, her şerde hayır da aranması gerektiğine inanan biri olarak, sözü yine Kılıç'ın tarihi açıklamasına getirmek istiyorum.
Bazı göstericilerin önüne ne çıktıysa yakıp yıktığı, emniyet güçlerinin de bu kişilere engel olabilmek için görev ve yetkilerini zaman zaman aştığı kabus dolu o günlerde...
Gözden kaçırdığımız olaylar da vardı.
Sekiz yaşındaki bir çocuk, arkadaşını sokakta bıçakladı.
Gerekçe yan bakmaktı!
Bir gün sonra 14 yaşında ortaokul öğrencisi, arkadaşını silahla vurarak öldürdü.
Geçen hafta da bir liselinin çantasından 3 tabanca, 8 bıçak ve çok sayıda suç aleti çıkmıştı.
Sekiz yaşında bir çocuğun, arkadaşını yan baktı diye bıçaklayabildiği bir ülke haline geldiysek eğer, Gezi Parkı eylemlerinde nasıl bu denli şiddet patlak verdi diye de şaşırmamalıyız. "Sokakta, meydanda, okulda, trafikte, medyada hakim olan şiddet ve gerilim, geleceğin Türkiyesi'nin en büyük tehlikesidir" ifadelerinden hemen sonra yaşananları düşündüğümüzde, bu ülkenin en büyük sorununun şiddet olduğunu daha iyi anlayabiliriz. "Polis neden acımasızca saldırdı", "Eylemcilerin gözü neden döndü" sorularının cevabını, eli silahlı ve bıçaklı çocuklar da veriyor aslında.
Lütfen büyük fotoğrafa bakalım, asıl tehlikeyi görelim.
Ve ne yapıp edip, Türkiyemizi şiddet kıskacından kurtaralım...