Can AKSIN: Mis gibi deniz ve yosun kokuyor

Ayvalık'ta yaşamanın bir güzel yanı da, her zaman spor yapma olanağının var olması. Ben, her sabah, Çamlık'ta eski top sahasının olduğu yerden başlayarak 5 kilometre yürüyüş yapıyorum. Yürüyüşten sonra Badavut'a giden yoldan devam edip sahil yoluna iniyor ve bol oksijenli havayı teneffüs ediyorum.
Dün sabah da yürüyüşümü tamamladım ve Badavut sapağından devam ederek o güzelim Sarımsaklı Plajları'nın uzandığı kıyıya indim.
Benim gibi onlarca insan sabah yürüyüşü yapıyordu. Kimi sağlığını korumak, kimi fazla kilolarından kurtulmak, kimi de benim gibi hem sağlığını korumak hem de güne neşeyle ve keyifle başlamak, ihtiyaç duyduğu bol oksijeni almak için yürüyordu.
Önümde pırıl pırıl bir sahil. Kumlar temizlenmiş, sabahın erken saati olmasına rağmen insanlar denize giriyor, bazıları da şemsiyelerin altında uzanmış kitap okuyordu.
ÇOCUKLAR GİBİ SEVİNDİM
İçime bir sevinç çöktü ki sormayın. Otomobilimi kenara çektim. Spor pabuçlarımı çıkardım, eşofmanımın üstünü çıkardım, paçaları sıvadım ve denize, o dünyaca ünlü Sarımsaklı Plajı'nın pırıl pırıl denizine koşmaya başladım.
Ayaklarım serin sularla karşılaştığında, mis gibi deniz ve yosun kokusunu ciğerlerime kadar hissettim. Bol bol kokladım, sevindim, mutlu oldum.
Dönüşte, sahil boyu yürürken, karşıma yeni dikildiği belli olan bir tabela çıktı.
Panonun üzerinde "Küçükköy Belediyesi Kamplar Mevkii Sarımsaklı Halk Plajı Mavi Bayrak Panosu" yazıyordu.
Mis gibi deniz kokusu, yosun kokusunun nereden geldiği belli oluyordu. Bizim Sarımsaklı Plajları artık mavi bayrak dalgalandırıyor.
Öyle her plaj mavi bayrak alamaz. Ancak, gerekli standartları taşıyan, nitelikli plajlara verilen uluslararası bir çevre ödülüdür çünkü. Mavi bayrak taşıyabilmek için, sadece deniz suyunun temizliği yetmez. Sarımsaklı Plajları, Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin'in bir yıl önce devreye soktuğu, "ileri biyolojik arıtma" sistemi sayesinde zaten pırıl pırıl olmuştu, ama bu yetmezdi.
Plajlar için temiz deniz suyu kadar, temiz, bakımlı, donanımlı, güvenli ve dolayısıyla, uygar ve sürdürülebilir bir çevre de şarttı. İşte o çevre de Küçükköy Belediyesi tarafından sağlandığı için Sarımsaklı Plajları'nda mavi bayrak dalgalanıyor. Ya Ayvalık'ın içi!
Facebook'ta "Ayvalık Sorunlarını Tartışıyor" diye bir blog var. Ayvalıklılar'ın oldukça rağbet ettikleri ve kendi sorunlarını belli bir terbiye çevresinde dile getirdikleri bu blogda, dün yapılan bazı paylaşımları vereceğim.
AYVALIKLI NE DİYOR?
Ayla Kardağlı, şöyle yazmış: "12 Haziran 2013... Saat 16 suları. Ayvalık sahilindeki kahvede oturmuşum. Yanımda misafirim var. Tam denizin kenarındaki masada çaylarımızı yudumlamaya başladık ki, denizden rüzgarla birlikte gelen lağım kokusu... Hani Ayvalık'la ilgili sayfalarda yazıyordunuz da bendeniz de biraz abarttığınızı düşünüyordum.
Ama hepinizden özür dilerim bu düşüncemden dolayı. Haklı imişsiniz." Maalesef Ayla Hanım çok haklı. Bu koku genel şikayet konusu.
Bir başka paylaşım ise Tila Koşan'a ait: "Ülkede çok ciddi sorunlar var ama, yani artık bunu demeden geçemeyeceğim.
Armutçuk sahilinde oturuyorum.
Evimin içi ölü balık kokuyor. Kapıları açamıyoruz. Bu neden ve ne yapılabilir?"
Berkay Aytimur, Tila Koşan'a cevap veriyor. "Bütün pis atıklar ve kanalizasyon dahil, oradaki balıkçının bile pis suları denize akıtılıyor. Bu yöntemle, bu belediye ile bunlar gayet normal ama ben yine de halka kızıyorum.
Çünkü seçimlerde kendi iplerini kendileri çekiyorlar." "Halkımız şikayet etmeye alışkındır.
Pireyi deve yapmakta üstüne yoktur" diyebilirsiniz, doğru da olabilir ama aynı blogda şikayet etmeyen bir vatandaş daha var: TC Aydoğan Özkara. O da şöyle diyor: "26 senedir Sarımsaklı'dayım.
Şimdiye kadar çok başkan gördüm ama Mesut Ergin gibi duyarlı başkan görmedim. 24 saat telefonu ve kapısı herkese açık. Her ne kadar MHP'li olsam da Ayvalık'tan aday olursa desteklemenizi tavsiye ederim."