ADNAN GÜLERMAN: Hamamönü
KULA EVLERİNİN GÜZELLİĞİ
Yeniden yapılandırılan Kula evleri ve ötekiler döne döne bakılacak kadar güzel bir görüntü sergilemekteler. 1974 yılında İzmir'e yerleşmek niyeti ile geldiğimde, Konak Meydanı'ndan Üçkuyular'a kadar ve Beyler sokaklarındaki iki katlı cumbalı evlere hayran kalmıştım. Ne var ki, bu evlerin yerine kat karşılığı apartman dikme gayretindeki müteahhitler, rantı daha çok sevmişleri ki, bu güzelim evler birer birer kaybolmaya başladı. Seneler önce, Üçüncü Beyler'e bir hasta ziyareti için gitmiştim. Hasta, İzmir'in sembolü olan biblo gibi bir evin ikinci katında yatmaktaydı. Yanına ulaşmak için merdivenleri tırmanmaya başlarken ev sahibi "Rica etsem, merdivenleri çok yavaş çıkar mısınız?" demişti. Önce yadırgamadım. İstirahat halindeki hastanın yanına paldır küldür gidilmezdi. Ama, ben bu durumu tam düşünmeye başlamıştım ki, ev sahibi "Biraz hızlı çıkılınca binanın yıkılacağından korkmaktayız" demişti. Gerçekten de her merdiven basamağında bu uyarının sebebini anlamıştım. Daha sonra ev sahibine "Böyle korku içinde yaşayacağınıza güzelce tamir ettirin de kurtulun " dediğimde "Çivi bile çakmamız yasak" cevabını aldım. Sonra ne mi oldu? Hastanın vefatından sonra başka yere taşındılar ve ev yandı. Şimdi o evin yerinde bir iş hanı var.
ÖMRÜMÜZÜN SON DEMİ
Yaptığım incelemede, birçok il ve ilçede eskinin güzelliğini yaşatmayı belediyeler görev olarak üstlenmişler. Ne var ki, İzmir belediyelerimizin bu konuda istekli davranmadıkları da ortada. Zaten öyle olmasaydı, bütçeleri çok kısıtlı olan Anadolu'nun ilçe belediyeleri bile bu kıymet bilirlikte bir hayli yol alırken, İzmir'de de benzer çalışmalar sergilenmiş olurdu.Yukarıda sözünü ettiğim iki katlı ve cumbalı İzmir evlerinden bir miktarı Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nin yan sokaklarında hayatlarının son günlerini yaşamaktalar. Geçmiş yıllarda o evleri görmek istediğimi bir dostuma açtığımda "Aman, hava karardıktan sonra o sokaklarda kalma, hayatın tehlikeye girer" diye nasihat etmişti. Meraklının tekiyim, ABD'de bulunduğum sırada New York'a yolumuz düştüğünde, arkadaşımın uyarısına rağmen siyahilerin mekanı olan 125. Caddenin göbeğine (Harlem) gece yarısında gitmiş ve sağ salim geri dönmüştüm. Ama o cesareti hava karardıktan sonra Kıbrıs Şehitleri'nin ara sokaklarına girmede gösteremedim.
İNCİ GERDANLIK GİBİ
Sanatı, kültür faaliyetlerini her şeyden önde tutan belediyelerimizin, kültürün yaşatılması anlamını taşıyan bu eski ve güzeller güzeli binaları ne zaman ele alacaklarının merakı içindeyim. Bu binalara sıra geldiğinde kaç tanesini ayakta bulabileceğimizi merak ediyorum. Hele, her yerel seçim öncesinde tekrarlanan kaldırım yenileme gibi çok önemli (!) imar faaliyetini tamamlasınlar da, eski İzmir evlerini yaşatmaya daha sonra sıra da gelir. Basında Sayın Hüseyin Aslan'ın Kordon'da kentsel dönüşüm projesini okudum. Yetkili ben olsam Asansör'den Üçkuyulara kadar Çin Seddi gibi duran apartmanların yerine, biblo örneği o iki katlı İzmir evlerini inci gerdanlık gibi sıralardım. Ancak, treni kaçıralı çok oldu galiba.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor