Yağ kasasından yaptığı arabada kelebek gezdiren adam
Ufuk Tiyanşan, içindeki çocuk hiç büyümeyenlerden. Maket ve oyuncak yapmaya, mesleğinde ilkleri ve en iyileri gerçekleştirmeye bayılıyor. Kendi özgür ruhuyla çelişse de, yaptığı ilk oyuncak olan tahta arabanın üstünü tülle kapatıp içinde kelebek gezdirmiş bir diş hekimi o...
Hayır. Dedem Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk ile aynı cephede savaşmış. Kayışlarını bile yemek zorunda kaldıkları yoklukla, büyük bir çıkmaz içindeki ülkeyi kurtarmışlar. Soyadı kanunu çıkınca, Türklüğü bağlayan bir soyadı arıyor, oradan Tiyanşan'ı yakalıyor. Dedem soyağacını çıkarmış, Göktürklere kadar inmiş.
KASADAN UZUN ARAÇ
Babam, bisiklette eski Türkiye şampiyonu. Bugün 87 yaşında ve halen biner bisiklete. Hedefi, 100 yaşında 25 kilometrelik olan rekoru kırmak.
Ben maketçiyim. Uçak maketleri yaptım, kümesler yaptım. Evcilik mutfağı, küçük masaları olan, içinde sobası bile olan evler yaptım. Ama çocukluk yıllarında idealim, amcamdan dolayı, pilot olmaktı. Amcam Sabiha Gökçen ile uçmuş, iyi bir savaş pilotuydu. Onun anılarıyla büyüdüğüm için kafamda hep pilot olmak, Hava Harp Okulu'na girmek vardı. Kazandım da. Son 7'ye kaldım. En son okul komutanıyla görüşecektik. Komutanın önüne çıkarken heyecan olmasın diye 2 tane sakinleştirici hap verdiler. Farmakolojide öğrendim ki verdikleri hap insanı rahatlatıyor ama aynı zamanda kalp atım ritmini artırıyor. Doktor kontrolünden geçerken, 120 attı. Doktor, "Git biraz dolaş, gel" dedi. Kafayı taktığım için 2. gittiğimde nabız 180'di. "Olmaz bu iş" dedi. Ağlaya ağlaya geldik İzmir'e. Depresyona girdim. Sonra hasbelkader diş hekimi oldum. Maketçilikten geldiğim için sevdim. Aslında hedefim tıptı. FKB okuduğumuz için yatay geçiş yapabilirdim ama geçmedim.
İlk kliniğimi Kırkağaç'ta açtım. 1-2 yıl kalır, borçları öder, dönerim derken, 11 yıl geçti. En son belediye başkanlığı önerdiler. Deniz yok diye kalmadım. Sonra Urla'ya geldim. Kiralık bir yer buldum, dekorasyonunu yaptım. Mal sahibi bir gün gelip "Çık" deyince, büyük travma yaşadım. Her şeyi satıp, Güney'e gidip kayıkla turist gezdirmeye karar vermiştim ki, ani bir kararla muayenehaneyi Balçova'ya taşıdım. Bence eviniz, kayığınız Urla'da ama işiniz İzmir'de olacak. Boğulursan, büyük denizde boğulacaksın.
HERKES MUTLU OLUYOR
Hedefim, hep her şeyin en iyisi neyse onu yapmaktır. Lazer teknolojisini ilk getirenlerdenim. İmplant üzerine lazer destekle çalıştım. Tam dişsiz bir ağız düşünün ya da 5-6 tane sallanan, problemli dişi var hastanın. Bu sistemde o dişleri alıp, anında implant yapıyorsunuz. Lazer olmasa oradaki problemi, iltihabı çekimle hemen yok edemiyorsunuz. Bir ay kadar bekleyip, iltihapları yok edip, ondan sonra implantları takıyorsunuz. Lazer destekli implant, hem hasta hem sizin için mutlu edici bir sonuç.
Eskiye göre daha bilinçli. En azından diş fırçalama, diş taşı temizliği, kontroller konusunda. Gelişen teknolojiyle korku yenilmediyse de azaldı. Lazer teknolojisiyle anestezi yapmadan diş etini açabiliyorsunuz. Çocukta uyuşturmadan dolgu yapabiliyorsunuz.
Beni, daha çok da eşimi bozan, çevremdeki arkadaşların tekneleri oldu. Onlar hep şıkır şıkır fabrikasyon tekneler. Bu benim kendi imalatım olduğu için hiçbir zaman tamir takımı elimin altından eksik olmadı. Hep daha içi rahat konforlu, takımsız tekneyi aradı eşim. Beni de ikna etti bir şekilde. Çok özel bir imalat, çok keyif aldığım tekne, yarışlarda 30'un üzerinde kupası var ama yine de çok süratli bir tekne değil. Onun için bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, hızlı bir gezi yarış teknesi aldım. Fransız, butik üretilen bir tekne. Türkiye'de de tek. Soktuğumuz iki yarışı da birinci olarak aldım. Totalda 5 yarış koştum, beşi de birincilikle sonuçlandı.
KAZA RİSKİ YÜKSEK, AMA...
Onu satamam. Oğlan büyüdü. Bir şekilde körfez kayığı diye bunu kullanacak.
Ben çok eski bir motosikletçiyim. Peugeot mobiletlerle başladım. Ancak motorda kaza riski çok yüksek. Bu açıdan hormonlar biraz daha otursun istedim. 40 yaşından sonra da 1300 Yamaha uzun yol Turing motor aldım. Canımız sıkıldığı zaman çıkıyoruz yola, gözümüzü Bodrum'da, Marmaris'te açıyoruz.
Yeni teknem Maui ile 12 Temmuzda Türkiye'nin en büyük yarışı olan Deniz Kuvvetleri Kupası yarışına katılacağım. Birinci etap Boğaz'dan, Çengelköy'den start alacağız, finiş Bozcaada'da olacak. 2. Etap, Bozcaada- Çeşme.
Yemek konusunda hiç mütevazi değilimdir. Menemenim, meyhane bulgurum, teknenin kuzinesinde ahtapot, karides güvecim, kalama sübye güvecim, kuru fasulyem, pilavım meşhur. Balığı restoranlarda yemem. Balık restoranlarında genelde meze yerim. Bu ülkede balığın suyunu kaçırıp, kömür gibi yapmadan vermiyorlar balığı müşteriye.
"ÖZGÜRLÜKTE BULUŞUYORUZ"
Ufuk Tiyanşan ile hayatını karartan ön dişlerine çözüm bulmak için kapısını çaldığında tanıştı. Yakışıklı doktoruna ağzını açmakta zorlansa da, kalbini açmakta pek sıkıntı yaşamadı. Ufuk Tiyanşan ile sadece dişleri değil, tüm hayatı değişti. Çingene ruhlu koca ile kimi zaman gözünü denizin ortasında açtı, kimi zaman kendisini motosiklet üzerinde Bodrum'a, Marmaris'e giderken buldu. Adıyla soyadını bir arada söylemekte zorlandığım Tulrab Tiyanşan ile Urla'daki evlerinde konuştuk.
Tanrıya ulaşmak demek. Ençok sorulan soru, ismimim anlamı oluyor.
Seviyorum da ahşabın bakımı çok zor olduğu için yeter artık dedim. Devamlı problem çıkarıyordu. Polyester daha rahat.
Turizm otelcilik okudum. Evlendiğimizde Hilton Oteli'nde çalışıyordum. Gece şiflerimiz vardı. Evlenince, özellikle Ufuk için zor oluyordu. Gece kalkıp gelip beni alıyordu. Bıraktım. Sonra estetisyenlik okuluna gittim. Benim okuduğum dönemde güzellik uzmanlığı, estetisyenlik furyası patladı. Herkes güzellik uzmanı oldu, onu da bıraktım.
Hem kolay hem zor. Çingene ruhu beni biraz sıkıyor ama tekne, motor, ev, bahçe konusunda tam uyumluyuz.
BUNLARI YAZIN LÜTFEN
İlk evliliğim 11 yıl sürdü. "Bir daha olmayacak" diyordum, 2 yıl bekar kaldım, Tulrab ile tanıştım. Hasta olarak gelmişti. Bir dişini, dolgusunu 4 seansta yaptım. Uzattım işi. Sonra evlendik.Benim ilk evliliğimden 2 tane pırlanta gibi çocuğum var. Kızım ve oğlumu çok seviyorum. İlk eşimle de bu nedenle hiç kopmadık. Bunları yazın lütfen. Çocuklar çok kırılıyorlar.
'EN BÜYÜK REKLAMIM PAHALI DOKTOR DENMESİ'
Ucuz etin yahnisi yavan olur derler. Reklamın iyisi kötüsü olmaz ama benim en büyük reklamım, "pahacı doktor" denmesi. Pahalıdır, vardır bir hikmeti diye düşünen birileri mutlaka çıkar. Ben günde 10 kişi bakacağıma 3 kişi bakarım, hakkıyla içime sinecek, her şeyimi vererek, gece de huzur içinde uyuyacak şekilde bakarım. Hasta da memnundur ki bana yeni hastalar gönderir. Bu iş, bakkal mantığıyla 'Fiyatı düşüreyim, sürümden kazanayım' diyerek yapılmaz. Pahalıyım ama donanımım da ona göre. Hasta adımını attığı andan itibaren fark eder.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor