CAN AKSIN: Sınav stresine çözüm pilates

Ben bildim bileli teknolojinin "çocukların sağlığını bozduğu" söylenir. Oğlumun çocukluğunda, bilgisayar sandığımız "atari" vardı. Murat odasına kapanıp atari oynadıkça rahmetli annesi, "Bu çocuk hasta olacak, güneş yüzü görmüyor" derdi. Ben de korkardım. Yıllar geçti "atarilerin" yerini "akıllı telefonlar" aldı. Çocukların oyun hayatı canlandı ve değişti. Çocuklar fiziksel aktivite yerine zamanlarını oturarak, ellerinde bulunan akıllı telefondaki oyunları oynayarak geçiriyorlar. Bu hareketsizliğe bir de okula giderken taşıdıkları "ağır" okul çantalarını eklersek karşımıza duruşu bozuk, büyümesi yanlış çocukların çıkma ihtimali var. Bilim insanları işte bu tehlikeye karşı, bu çocuklara "pilates" öneriyor. Özellikle 8-12 yaş grubundaki çocukların düzenli olarak pilates derslerine katılmasının büyük yararlar getireceği vurgulanıyor. Pilates yapan çocukların, uzun boylu, güçlü ve daha düzgün bir duruşa sahip olacakları ve özgüvenlerinin de gelişeceği söyleniyor. Çocuklar genel olarak çok hareketli olmalarından ötürü, pilates, vücuttaki tüm kasları güçlendirerek ve esneklik kazandırarak, günlük hayatta oluşabilecek ufak kazaları daha kolay atlatmalarını sağlıyormuş. Bütün bunlar doğru mu bilemem ama pilatesin çocukların her yönden gelişimi için çok faydalı ve aynı zamanda eğlenceli ve değişik bir aktivite olması açısından büyük önem taşıdığı da bir gerçek. Bir kaç yıl önce moda olan pilates, genellikle zayıflamak için "artistlerin uyguladığı bir diyet" sanılıyordu. İnanır mısınız ilk başlarda ben de öyle sanıyordum. Ne zaman ki bir dergide "pilates" üzerine yazılmış bir yazı okudum, bütün bakışım değişti. "Artistlerin oyun oynayarak kilo verdiğini" sandığımız pilatesin aslında yüz yıldan fazla bir geçmişi varmış. Pilates tekniğinin geliştiricisi Joseph Pilates (1880-1967) Düsseldorf'ta dünyaya gelmiş. Tüm çocukluğu raşitizm, romatizma ve astım gibi kronik ve hareket düşmanı hastalıklarla uğraşmakla geçmiş. Ancak bu rahatsızlıklarına rağmen jimnastik ve vücut geliştirme konusunda kendisini ve çevresini eğitmiş. Birinci Dünya Savaşı'nda, askerlere hasta bakıcılık yapmış. Hasta bakıcılık yaptığı bu dönemde, askerlere kendi egzersiz tekniklerini uygulamış, bugünün modern egzersiz ekipmanlarının temelini oluşturan, basit ama etkili ekipmanlarla, yatağa bağımlı hastaları mobilize edici, kas güçlendirici, normal aktivite ve duruşu, koruyup geliştirici egzersizler yaptırıp iyileşme imkanı sunmuş. Fitness ve kendini geliştirme tekniklerini, o dönemde geliştirmiş ve öğretmiş. İngiltere'de meydana gelen bir grip salgınında, birçok kişi hayatını kaybederken, Joseph Pilates'in çalıştığı kampta yaşayanların salgından hiç etkilenmemesi Pilates tekniğine ilk kez dikkat çekmiş. Doktorlar, özellikle metabolizma hastalıkları ile ilgilenen doktorlar, yıllardır hep "düzenli egzersiz yapmanın ve sağlıklı beslenmenin" önemini ve bunların bir çok hastalığa karşı koruyucu olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Pilates, bu tezin doğruluğunu ispatlamış. Dergiden aklımda kaldığına göre. Pilates vücudumuzdaki kasları ikiye ayırmış. 1- Gövdeyi oluşturan merkez kasları (gövdeyi destekleyen ve dik durmamızı sağlayan kaslar) 2- Hareket kasları (yürümemizi, bir şeye uzanmamızı, oturup kalkmamızı sağlayan kaslar) Temel mantık, gövdeyi oluşturan merkez kaslarının; düzenli, dengeli ve bilinçli olarak kasılması, uzatılıp, güçlendirilip esnetilmesi prensibine dayanan, minimal yer ve ekipman ile yapılan bir egzersiz tekniği. Hedeflenen ilk sonuç beden kontrolünün sağlanması. Ardından denge hissinin artışı, düzgün duruş ve yürüyüş geliyor. Son olarak da güç ve esneklik kazanmış bir vücut elde etmek amaçlardan biri. Okuduğum dergideki eğitmen, bu üç sonucu, bu tekniğin erken dönem sonucu olarak vurgulamış. Uzun dönem sonuçlarını ise; "kendine güven duygusunda artış, ruhsal rahatlama, fiziksel dayanıklılık, sakatlanma ve hastalıklara karşı yükselmiş vücut direnci olarak" sıralamıştı. Ne dersiniz, artistlerin kullandığı pilates tekniğine var mısınız?