ZEKİ HOZER: Zafer Bayramı
ÜLKELERİN DURUMU
1922 yılına genel olarak bakarsak, Osmanlı tahtında Vahdettin vardır ve Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'dır. ABD'de iktidarda Wilson'ın yerine Cumhuriyetçi Warren Harding geçmiştir. Büyük Britanya'nın Başbakanı ise, ülkemize açılan savaşın baş mimarı olarak kabul edebileceğimiz David Lloyd George'dur. Rusya'da Çarlık sonrası Vladimir İlyiç Lenin önderliğinde sosyalist devrim gerçekleşmiş ve Lenin'in vefatı sonrası Josef Stalin iktidarı devralmıştır. Bütün ülkeler, 1. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan sosyal, siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşmakta. Almanya, Versay Antlaşması'nın ağır yaptırımlarından sıyrılmaya çalışmakta. İngiltere, galip tarafta olmasına rağmen ekonomik kayıplarını telafi etmekle zamanını harcamakta. Rusya ve ABD ise, kendi iç sorunları nedeni ile Avrupa politikalarından uzaklaşmış bir görüntü çizmektedir.
9 BİN 167 ŞEHİT VERDİK
Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın yapıldığı dönemde nüfusumuzu tam olarak belirlenmek zor. Çünkü, Osmanlı'da yeni asker gereksinimini karşılamak ve vergi toplamak amaçlı nüfus sayımları 1831, 1844, 1866 ve 1885 yıllarında yapılmış, Cumhuriyet döneminin ilk sayımı ise 1927'de gerçekleşmiştir. Bu sayımın sonucu 13 milyon 648 bin 270'dir. Bu rakamın da 3 milyon 54 bin 911'i Türkçe dışında dil konuşan etnik unsurlardan oluşmakta idi. Bu bilgilerden 1922 yılında nüfusumuzun 9-10 milyon bandında olduğunu söylemek mümkündür. Başkomutanlık Meydan Savaşı'nda, bu nüfusun en seçkin 2 bin 542'sini şehit verdik. Yaralı sayımız 9 bin 977 idi. 1443 gazimiz de yaşamlarını malulen devam etmek zorunda kaldı. Kurtuluş Savaşımızda ise verilen şehit sayısı 9 bin 167, yaralı ise 31 bin 173 idi. Bu rakamlar,1914-1918 yıllarını kapsayan 1. Dünya Savaşı ve Çanakkale savunmalarında 500 bini aşan şehit ile 200 bin gazi ve malul dışında, 1 milyon civarındaki esir ve geri dönmeyen askerler de göz önüne alındığında, ülke olarak kaybettiğimiz insani değerlerimizin genel ve bir o kadar da trajik istatistikleri tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır.
3 BAŞBAKAN İDAM EDİLDİ
İtilaf devletlerinin piyonu olarak, ülkemizi işgale yeltenen ve kendi megalo ideasını gerçekleştirmek isteyen komşumuz Yunanistan'da ise, Anadolu yenilgisi sonrası Kral 1. Konstantin tahtını terk etti. İki albay önderliğinde gerçekleşen darbe ile 'Anadolu Hezimetinin' sorumlusu olarak ilan edilen üç başbakan, iki bakan ve bir başkomutan idam edildi. İşgalci Yunan ordusunun Anadolu'dan ayrılması sonrası, can ve mal güvenliklerinin tehlikede olduğunu düşünen 1 milyonu aşkın Rum kökenli insanların Yunanistan'a göçünün tetiklediği ekonomik siyasi ve sosyal sorunlar nedeni ile toplumsal kaos ortamından yıllarca çıkamadı. 30 Ocak 1923'te de ülkemiz ile Yunanistan nüfus mübadelesi antlaşmasını imzaladı. 30 Ağustos 1922 başlayan kıvılcım 9 Eylül'de İzmir'e Kahramanlar semtinden ulaşmış, böylelikle güzel kentimizin 3 yılı aşkın süren işgali de sona ermiştir. Dolayısı ile Zafer Bayramı'nın, en önemli ve anlamlı hissedildiği kentlerin en başında İzmir yer almaktadır.. Sonuçta, 26 Ağustos 1071'de Alpaslan'ın Malazgirt'te Romen Diyojen'e karşı kazandığı savaş ile Türk milletine açılan Anadolu'nun kapıları, 851 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün, dünyada bir eşi olmayan zaferi ile bu toprakların sonsuza kadar Türk yurdu olduğunun dünyaya ilanı gerçekleşmiş ve böylelikle bir ulusun küllerinden silkelenerek ortaya çıkması sağlanmıştır. Bu muazzam başarıyı meydana getiren tüm şehitlerimizin önünde saygı ile eğiliyoruz. Ruhları şad olsun.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor