Zorunlu dönüs hayatını değistirdi
Selim Kantarcı. Paris'te okurken babası ağır hastalandı. "Gel" dediler, istemeye istemeye yurda döndü. Baba ocağı Ayvalık'a yerleşti. Hiç aklında yokken zeytinyağcı oldu. Gel zaman git zaman, ülkenin en iyi eksperleri arasına adını yazdırdı
Midilli adasındanız. Dedeler ve dedelerin babaları, Midilli'de zeytincilik yapıyor. Onlar adadan buraya mübadele ile gelince, her birine 20'şer, 30'ar ağaç veriliyor.
ESAS ZENGİNLİK İHRACATTAN
Servetin asıl kaynağı, hayvancılık. Dedeme bir Rum arkadaşı geliyor, "Bize büyükbaş hayvan al. Yunanistan aç" diyor İkinci Dünya Savaşı öncesi. Dedem büyük baş hayvan ihracatına başlıyor. Buradaki zenginler, adalara hayvan ihracatı yapmış insanlar. Rum arkadaşı 200 baş hayvan satın almış, dedemin cebine 10 lira koyuyor. Ertesi gün, "Baktın mı zarfa" diyor, "Baktım hakkım oymuş, onu vermişsiniz" diyor dedem. "Biz seni denedik. Hakkın hayvan başına bir lira" diyor. 200 hayvan göndermişse, 200 lira alacak. O dönemde, zeytin ağacı, 25 kuruş. Servetlerin artması, bu şekilde başlıyor.
Tabii zeytin ağaçlarının, zeytinyağının içinde geçti ama ben Ayvalık'ta bu işi yapmak istemiyordum. Fransa'da, siyasi ekonomikte okuyordum. Babam hastalandı. Hastalığı ilerleyip umut kesilince "Gel" dediler. "Ayvalık'a dönüp kahya mı olacağım" dedim ama, geldim mecburen. İzmir İktisadi İlimler Akademisi'nin gece bölümünde okudum.
Hayır. Tekrar hayata gelsem yine bu bölgede yaşamak, yine etrafımda aynı arkadaşlarımın olmasını, yine aynı hanımla evlenmek isterim. Evimiz denize 15 metre. Bahçemin arkası orman. Buranın halkını da seviyorum.
Bizim zamanımızda kurs yoktu, öğretenler vardı. Babamın yağcıları vardı. Kristal vardı arkamızda. Onların öğretileri vardı. Yağın içine girdiğiniz, tatmaya başladığınız zaman anlamaya da başlıyorsunuz. İşin içinde olan insan iyisini anlar.
ÇAĞLA BADEM KOKUSU ÖNEMLİ
İlk tadımlarda eskiler yumurta kırıyorlardı ama artık bunun matematiği var. Tadım kurslarına gidiyorsunuz, puantajlar var. Çağla badem kokusunu aramalısınız yağda. Taze zeytini elinizle ezdiniz, bir koku gelir. Çağla bademi gibi. İkincisi acılık olacak, üçüncüsü yakarlılık olacak. Bunlar dünya literatüründe pozitif niteliklerdir.
Fabrikada beklemiş zeytin fermante olur. Eskiden çuvallarla gelirdi, çuval kokusu alırdı. Ambarda bekler, ambar kokusu alır. 2 yıl beklemiş, peroksidi yükselmiş, bayatlamış yağ, naturel değildir artık. En büyük hata da, yağı hemen şişeye koymak. Işık en büyük düşmanı. Loş, sıcak olmayan bir yerde saklanacak. Sıcaklık, ışık zeytinyağını bozar. Bütün yağları bozar. Zaten yağ uzun süre saklanmaz. Üstünde 2 yıl yazar ama keyifli bir yağ yemek istiyorsanız, her yılyeni yağ alacaksınız.
Erken hasat, abartılmış bir laftır. Ham olan hiçbir şey lezzetli olmaz. Zeytinin yeşil, pembe olduğu dönemde toplanmasıyla elde edilen yağ, en iyidir. Şeker oranı en düşük meyveden çıkar en güzel yağ. Bu da hava sıcaklığının 10 derece ve altında olan yağlardır. Bir gün poyraz esiyor, hava 8 derece, çıkarıyorsunuz mis gibi yağ, ertesi gün lodos, hem asit yükseliyor hem lezzet bozuluyor.
Organik gübreler ve ilaçlar kullanıyoruz ama organik üretim yapmıyoruz. Organiği yaptığınız zaman üretim düşüyor. Bunun kaymağını şimdi
"Kocam tam bir işkolik"
Düzgün Türkçesi, güzel yüz hatlarıyla tam bir İstanbul Hanımefendisi olan Meral Kantarcı, Ayvalık'taki huzurlu hayatını çok seviyor. Neredeyse gemi güvertesi gibi manzaraya sahip evinin, yapamadıkları balayının acısını çıkarırcasına sık sık yaptıkları mavi yolculukların keyfini çıkarıyor. Meral Kantarcı da bize, eşini anlattı.
Ben İstanbullu'yum. İstanbul'da 25 Kasımda evlendik, o gün orada kaldık, pazar günü havaalanı, arabasını İzmir'den aldı, Manisa'da zeytinliklere gittik. Balayı yok. Düğünün ertesi günü zeytin fabrikalarını geze geze eve geldik. Böyle işkoliktir kocam.
Kocamı hayran hayran dinliyorum. Aslında pek konuşmaz. Zeytin söz konusu olunca konuşuyor. Bugün hiç susmuyor.
Hayır ben sadece kullanıyorum, yiyorum.
Liseyi İzmir'de okudular. Biri Bilgi Uluslararası ilişkiler, diğeri Koç İşletmede okudu. İkisi de yurtdışında master yaptı. İstanbul'da çalışıyorlar. Başarılılar. Buraya geldiklerinde, "Biz de babamın işini yapsak mı" diyorlar.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor