Türk okullarından iş dünyasına destek

Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu (ESİDEF) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Mustafa Özkara, Egeli Sabah'ın geleneksel Sabah Kahvesi'ne konuk oldu, TUSKON'un ve ESİDEF'in çalışmalarını anlattı.
Son yıllarda TUSKON'un ve ESİDEF'in etkinliği arttı.
TUSKON'un diğer iş dünyası sivil toplum kuruluşları ile temelde bazı farklılıkları var. Hepimiz iş dünyası örgütüyüz. TÜSİ- AD, MÜSİAD vb. hepsinin ortak hedefi, üyelerinin ticari, sosyal menfaatlerini geliştirmek, vizyonlarını büyütmek... Bunlar baskı gruplarıdır. Sivil toplum örgütünün tanımı, baskı grubudur. Ama bu akademik bir tanımdır. Bize göre itici bir tanımlama ama öyle. Hepsi Türk iş dünyasının kalkınması için, dış pazarlara daha fazla odaklanması yönünde faaliyetler gösteriyor. Rekabet kelimesinin yanlış anlaşılmaması ile tatlı bir rekabet olması da ülkenin faydasına, hayrınadır diye düşünüyorum. Çünkü herkesin kendi lisanıyla bir takım hizmetleri olacaktır. Bu da ülkemiz için faydalıdır.
TUSKON ve ESİDEF olarak çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?
Bizi diğer kuruluşlardan ayıran bazı farklılıklar var. Biz yurtiçine değil, yurtdışına odaklıyız. Bizim birinci felsefemiz bu. Biz "İçte neler yapılabiliriz"den ziyade "Dışarıda neler yapabiliriz"e bakıyoruz. İkincisi, biz aynı anda aynı çatı altında çok farklı ekonomik seviyesi olan şirketleri bir arada barındırabiliyoruz. Mütevazı aile şirketleri ile ülkemizde ilk 500 içinde yer alan sanayi kuruluşları bünyemizde aynı masada buluşabiliyor, oturup konuşabiliyor. En büyük kazanç, her iki taraf açısından da, bu birlikteliktir. Ciddi bir dayanışma getiriyor. Birbirimizden çok şey öğreniyoruz. Bizi dış seyahatlerimizde en çok mutlu eden konu, bir üyemizin ilk kez ihracat yapmaya başlamasıdır.
Dışa açılma fikriniz var.
Biz 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak istiyorsak, ihracatçı sayımızı 3'e, 4'e katlamamız gerekiyor. Yoksa ulaşamayız. Ulaşsak bile tabana yayılmayan ihracat, geçici olur. Geçen yıl ESİDEF'e üye derneklerimizin hepsi 74 ülkeye iş seyahati yapmış. Bunlar üye derneklerimizin yaptığı seyahatler. Bizzat ESİ- DEF organizasyonu olarak ise her sene 4-5 gezi yaparız. 2014 yılında da planlarımız var. Kırgızistan, Filipinler, Gabon, Sırbistan ile Brezilya veya ABD'ye iş gezileri düzenlemeyi hedefliyoruz. Dışa yönelik çalışmalarda itici güçlerimiz arasındaki TUSKON'un Brüksel, Londra, Moskova ve Pekin'de temsilcilikleri var. Etiyopya'da da bir temsilcilik daha açılacak. Aktif, yerleşik çok kaliteli temsilci arkadaşlarımız ve ofislerimiz var. Bize bu ziyaretlerimizde önemli katkılar sunuyorlar. TUSKON'un daimi temsilcilikleri dışında, 140 ülkede partner işadamı derneği temsilcilerimiz var. Bu ayrı bir güç ve konfor sağlıyor. Yurtdışına açılmada en büyük unsurlardan biri de Türk okulları.
Türk okulları ticari ve sosyal alanda da önemli katkılar sağlıyor mu?
Hemen hemen dünyanın birçok ülkesinde yer alıyorlar. O ülkelerdeki bürokrat, idareci, iş dünyası, siyasilerle temasları var. Ve çok güzel itibarları var. ABD dışındaki birçok ülkede, o ülkenin elit kesiminin çocukları Türk okullarında okuyor. Şehrin belediye başkanı, valisi, bakanları gibi üst düzeyinin çocuklarını okutan okullarımız var. Veli profili zaten ticari faaliyetler açısından uygun. Türk okulundan destek istediğimizde kendi bünyelerindeki velilere duyuru yapıyorlar. O insanları bizim programımıza yönlendiriyorlar. En büyük desteklerden biri bu.
ÜYE PROFİLİ
Üye yapınız muhafazakar olarak biliniyor. Derneğe üye olmada bu tür kriterler, yazılı olmasa da, insanların karşısına çıkıyor mu?
Şunu kabul ediyorum: Derneğimiz ağırlıklı olarak muhafazakar yapıdaki işadamlarından oluşuyor. Bu da tutuculuk anlamında değil. Dışarıya açık, vizyonu açık, kendi içinde milli ve manevi değerlerine daha saygılı, daha bir önem veren ama kesinlikle tutuculuğu barındırmayan bir üye profilimiz baskındır. Üye profilimiz çok homojen. Tamamen İzmir'i yansıtıyor. Muhafazakar, demokrat, liberal ekonomiden yana, dışarıya açılmaktan yana, yenilikçi işadamlarımız daha fazla. Kendimden örnek vereyim. Ben çok güzel rakı balık yaparım, ama alkol kullanmam. Balığını ben yerim ama rakısını kim keyifle afiyetle, içecekse içsin. Bazen dışarıdan gelen arkadaşlara diyorum, "İzmir'in rakı balığı meşhurdur. Hadi gelin rakı balık yapalım." Tabii şaşırıyorlar. İzmir'in o hoşgörülü, kucaklayıcı bütün toplumları etnik, siyasi kimlikleri, dini inançları, bir arada barındırma özelliğini en güzel şekilde yansıtan bir örgüt olduğumuzu düşünüyorum. Farklı derneklere bakarak, bizim ne kadar homojen bir yapıda olduğumuzu görebilirsiniz.
SİYASETE ATILACAK OLAN ESİDEF'TEN AYRILIR
Yerel seçimlerde ESİDEF, nasıl bir rol oynayacak?
Başından beri çok ısrarla ve katı söylemlerle söylediğimiz bir şey var: "Bu mekanizmaları siyasi basamak olarak kullanacak olan varsa, lütfen söylesin ve bizim mekanizmalarımızda yer almasın. Herkes seçilebilir, olabilir, bu ayrı bir şey. Ama burasını bir basamak olarak kullanacak olan arkadaşa biz hakkımızı helal etmiyoruz. Bunu çok sert ve bağlayıcı söyledik. Bunlar yönetici olanlarla ilgili... Siyaset ülkeye hizmetin bir yolu. İş dünyası siyasette olmalı, etkin olmalı, müdahil olmalı... Baskı grubu tabirini teknik anlamda yerine getirmeli. Kim çıkarsa çıksın, bu arkadaşımız ESİDEF'in, TUSKON'un adayı değildir. Bireysel bir çıkış yapmıştır. Hiç kimse bizim kurumsal olarak desteklediğimiz adayımız olamaz. Muhtarlıktan tutun en tepeye kadar...
BAŞKANLAR KURULU BİZİ KABUL ETMEDİ
İzmir'deki çeşitli sivil toplum örgütlerinin başkanlarından oluşan İzmir Başkanlar Kurulu'nda yer almıyorsunuz.
İzmir Başkanlar Kurulu'nda, iyi niyetli olarak toplanmış, şehre katkılarda bulunmuş, sorumluluk duygusu hisseden büyüklerimiz var. STK başkanları var. Kanaat önderleri var. Ancak ESİDEF daha kurulmamışken bir büyüğümüzün daveti üzerine İzmir Genç İşadamları Derneği (İGİD) olarak başvurduk. Reddedildi. Ramazan Davulcuoğlu Bey'in başkanlığı döneminde tekrar gündeme geldi. Biz de "Bir kere, gelen davet üzerine müracaat ettik. Refüze edildik. Artık müracaat etmeyeceğiz."
Gerekçeleri neydi?
Kontenjanın dolu olduğu, sayının tamamlandığı gibi bir nedendi. İzmir küçük bir yer. İçerideki bazı baskın büyüklerimizin bel altı ifadeleri, nahoş ifadeleri olduğunu da biliyoruz.