Pazar 15.09.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 14.09.2013

Aşkı uğruna, yurdunu da işini de terketti

TRENT Loiseau, ABD'nin Seattle kentinde en çok kazanan diş hekimlerinden biriydi. Doğup büyüdüğü şehirde yaşıyor, lüks kliniğinde, emrindeki 4 diş hekimi, 8 asistan ve yardımcıları ile 10 koltukta günde en az 25 hastaya bakıyordu. Kendisi için işler yolunda olmasına rağmen, "Ben ona çok aşık oldum" dediği dünyalar güzeli karısının vatan hasretinin her geçen gün büyümesine gönlü elvermedi. Kliniğini, evini, arabalarını bir günde gözden çıkarıp İzmir'in yolunu tuttu. Dilini bilmediği, hastalar tarafından tanınmadığı güzel şehirde, zorlu bir mücadeleye başladı. Alsancak'ta bir süre verdiği mücadeleden sonra, kendi standartlarına yakın daha büyük bir klinik istediği için, Kaya Termal Otel'in altında My Way'i açtı. Trent Loiseau ile para kazanmak için ailesinden uzak kalacağı Kuveyt yolculuğu öncesinde konuştuk.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
- 2000 yılında İzmir'e geldim. NATO'nun hastanesinde çalıştım. Alsancak'ta bir otelde kalıyordum. Bir akşam, Kordon'a yemeğe gittiğim restoranda Sibel'i gördüm. Oturdum Sibel'i seyrettim. Yedim yedim, Sibel'i seyrettim. Lavaboya gidince arkasından gittim. İngilizce bilip bilmediğini sordum, "Evet" deyince, sevindim. Telefon numarasını istedim. İlk hafta sürekli mesajlaştık. İlk haftanın sonunda yemeğe davet ettim, "Evet" dedi. Ben genellikle ikinci buluşmalarda bir kusur bulur, kız arkadaşlarımdan ayrılırdım. Biz ikinci buluşmamızda çok ama çok aşık olduk.
Hemen evlendiniz mi?
- ABD'de 1-2 sene boyfriend- girlfriend olabiliyorsunuz. Türkiye öyle değil. Babası "Hemen" dedi. Biz de Kasımda nişanlandık, Şubatta da evlendik. Bir yıl sonra da ABD'ye döndük, 8 yıl kaldık, geri geldik.
Neden döndünüz?
- Cevap, aslında aşk. Sadece o. Ben Sibel'e çok aşık oldum. Onun hep mutlu olmasını istedim. Orada mutlu değildi. Biz Seattle'da yaşıyorduk. Seattle, Karadeniz gibi orman çok, yeşil, yağmur, çok soğuk oluyor. Sibel alışamadı oraya. Her şeyi sattık. Ev arabalar, klinik, geldik buraya.
Burada doktorluk yapmak için denklik almak kolay oldu mu?
- Ben Türk vatandaşıyım. Türk oldum 2011'de. O yüzden sıkıntı olmadı. Normalde denklik için sınava alıyorlarmış ama Türkçem iyi değildi. Sınava girsem geçemezdim. Ankara'ya git- tik, YÖK denkliği 15 gün içinde verdi. Vatandaşlığa geçmem ve denkliği almam bir yıl sürdü. Bu arada çalışmadım, Amerika'ya gittim geldim.
Türkiye'ye yerleştiğinize memnun musunuz?
- Türkiye'ye seviyorum. 3 ay yazlıkta kaldık, dün döndük. Orada çok arkadaş var. Her akşam okey oynuyoruz. Çay, sohbet, müzik. Sıcak bir hayat. ABD'de monoton. Her gün işten eve, evden işe gidiyorsunuz. Sadece hafta sonunda bir akşam arkadaşlarla sosyalleşiyorsunuz.
İş konusunda pişmanlık var mı?
- ABD'de iş çok. Orada çok iyi kazanıyordum. Oradaki bir ay çalışmanın karşılığını, burada bir yılda alabiliyorsunuz diş hekimi olarak. Ekonomi daha zor burada. ABD'de bir kanal tedavisi 1000 dolar. Burada 150 lira. Orada bir porselen 1000 dolar, burada 250 lira. Burada misyoner gibi çalışıyorum. Bu klinikte yabancılar için sağlık turizmi yapacağız. Onlarla biraz daha uygun fiyat konuşabiliriz. Burada çalışıyorsunuz, ama para biriktirmek zor. Ben ABD'de 6 sene çalıştım, kazancımın yüzde 50'sini bankaya yatırdım. O yüzden burada güzel bir hayata ulaştık. Burada bazen gelir giderden az oluyor. Ama kalacağız. Gitmek yok.
Hastalarınız genelde Amerikalılar mı?
- Buradaki Amerikalıların çoğu bana geliyor. NATO aracılığı ile Yunanlılar da çok geliyor. İzmir'de çok Amerikalı var. Üniversitelerde, kolejlerde çok öğretim üyesi var. ABD'li askerler bana geliyor.
ABD Kara Kuvvetleri'ndeki mesainiz dışında mı hekimlik yapıyorsunuz?
- Hala Kara Kuvvetleri'nde çalışıyorum. Yarbayım. Her gün işe gitmek zorunda değilim. Senede en az 45 gün askeriyeye hizmet etmek zorundayım. Çalışacağım ülkeyi ve tarihi kendim belirliyorum. Ekimde 3 ay Kuveyt'e gideceğim. Orada görev yaptığım için iyi de maaş alacağım. Orada hem tatil yapacağım, hem para kazanacağım.

GÜLME GAZI

Türk hastalarla aranız nasıl?
- Türkler çok iyi ama ucuz istiyor. Pazarlık yapıyorlar. Küçük fiyat verirsen, daha küçük istiyor. PazarlığA artık çok izin vermiyorum. Öğrendim artık. Birçok ülkede, diş hekiminden randevu almak için en az 6 hafta beklemek lazım ama Türkiye'de aynı gün gidebilirsiniz. Çünkü kontrol sistemi yok. ABD'de, o ülkelerde, 6 ayda bir kontrole giderler. Burada kaç sene sonra olur? Diş konusu zor burada. Hasta 40 yaşına geliyor, diş ağrısı var. İlk defa dişi temizleniyor. Diş sallanıyor. Kurtarmak imkansız. 40 yaşında diş kaybetmek istemiyor doğal olarak. Ama niçin daha önce gelmedin? Dişte 20 senelik koku var. Hastalıklı diş olmuş. Zengin insan. Paradan değil. Çok merak ediyorum niye gelmiyor?
Bence cevabı diş hekimi korkusu...
- Belki evet. ABD'de de korku var, ama herkes gidiyor. Orada gülme gazı var. Burada kullanan yok ama getireceğim. Diş Hekimleri Odası'na sordum, "Getirebilirsin" dediler. Diş hekimi korkusunu ortadan kaldıracak o gaz. O gazı verdiğin zaman bir şişe rakı içmiş gibi hissediyor hasta kendisini. Ama vücuda zarar vermeyen bir maske. Ağızdan çeker çekmez etkisi gidiyor. Ben her çocuğa kullandım ABD'de.
Türkiye'de her şey var artık
Türkiye'de olmayıp da yalnız sizin yaptığınız tedavi var mı?
- Burada her şey var artık. Bizim malzemelerle aynı marka. Lazer var, porselen, zirkon, her şey var. Her marka implant var. Sadece uygulanan teknikler farklı. Benim kanal tedavisi tekniğim çok farklı. 100 tane alet kullanıyorum. Türk diş hekimi 5 tane kullanıyor. Benim temizliğim 1-1,5 saat sürer. Türk diş hekiminin temizliği, genelde 15-20 dakika. ABD'de hasta "Doktor dikkatli yaptı" diyor. Burada sıkılıyor, kaçmak istiyor.
Oradaki hasta haklarını iyi biliyor. Titizliğiniz bundan mı?
- Evet hasta haklarını biliyor orada. Hatanın cezası çok büyük ama benim bugüne kadar bir sıkıntım olmadı. Tabii risk var. Türk hastalarım çok sadık. Bir kere geliyor, arkadaşını eşini dostunu gönderiyor.
Çocuklarınızın burada okumasından memnun musunuz?
- Burada okumasını istiyorum. İyi bir yer kazanırlarsa üniversiteyi de burada okurlar.
ÇOCUKLARIMIZ TÜRK GİBİ BÜYÜYOR
Çocuklar Türk gibi mi büyüyorlar?
- Benim çocuklarım Türk ama hem Türk hem Amerikalı gibi büyütüyoruz. Amerikalı olduklarını unutturmuyorum aynı zamanda.
Evde hangi dili konuşuyorsunuz?
- Sibel ile İngilizce konuşuyoruz. Çocuklarla Sibel Türkçe, ben İngilizce konuşuyorum. İkisi de iki dili de çok iyi biliyor. Arkadaşımız vardı Amerika'da. Baba, anne Türk ama çocuklar Türkçe bilmiyor. Türkiye'ye önem vermiyorlar, ama biz önem veriyoruz. Bizim çocuklarımız Türk. Aksan yok Türkçelerinde. Eren'in İngilizcesinde aksan var. Çok değil ama dikkat etmem lazım unutmaması için. Türkçe çok zengin bir kültür. İngilizce o kadar değil. "Başınız sağ olsun", "maşallah"," inşallah", "afiyet olsun", "ellerine sağlık", çok güzel.
Çocuklarınızın yalnız Türk isimleri mi var?
- Çocuklar iki isimli. Türk kimliklerinde sadece Türk isimleri yazıyor. Amerikan pasaportunda, Eren'in ismi Ethan, Baran'ın ismi de Dilon . Benim ismim, babamın ismi. Değişmek istemedim. Zaten Türk vatandaşı olmak için ismimi değiştirmem gerekmiyormuş.
Türkiye'de uyum sağlayamadığınız bir şey var mı?
- Türkler, evlerini çok temiz tutuyor, ama sokakları kirletiyorlar. Bunu anlayamıyorum, kabul edemiyorum. İnşallah bir gün, bir büyük kampanya yapacaklar. Mesela ben yapacağım belki 5 sene sonra. Amerika'da da 1970 yılında aynıydı. Herkes kağıtları, şişeleri pencereden atardı ama orada çok büyük kampanya yaptılar. Polis ceza verdi ama burada polis de sokağa çöp atıyor.
İzmirli bir kız İzmir'de yaşamalı
Sibel Loiseau, arkadaşlarıyla bir restoranda doğum gününü kutlarken tanıştı Trent Loiseau ile. "Çok aşık" olduğu, ona mutlu bir evliliğin, anneliğin kapılarını açan Trent, sanki 21. doğum günü hediyesiydi. "Bu işi uzatmayın" diyen tipik Türk babanın isteği üzerine, tanıştıktan 3 ay sonra evlendiler. Evlendiklerinin birinci yılında yakışıklı Eren'i kucağına aldı Sibel Hanım. Birkaç ay sonra da ABD'nin yolunu tuttular. Hem güzelliği, hem sıcaklığı ile tipik İzmir kızı olan Sibel Loiseau 8 yıl kaldıkları, ikinci oğlu Baran'ın doğum yeri olan Seattle'a alışamadı. Hem insanları, hem havası İzmir gibi sıcak değildi. Yakışıklı kocası, her isteği gibi bu isteğini de kırmadı ve onu getirdi doğduğu şehre. Sibel Loiseau ile evlilik hikayelerini, Amerika maceralarını konuştuk.
Yaşamını, ailesini bilmediğiniz biriyle evlenmek cesaret istemiyor mu?
- Yabancı biriyle evleneceğim aklıma hiç gelmezdi. Çok aşık olduk biz. Şu yaşta cesaret edebilir miydim, bilmiyorum.
Aileniz de sizin kadar cesur muydu?
- Ailem, Trent'i tanıyana kadar panik içindeydi tabii ki. Tanıdıktan sonra çok sevdiler. Trent de 13 yıldır kusursuz saygılı ve özverili davranıyor. Daha da önemlisi bana ve çocuklarına ne kadar iyi bir eş ve baba olduğunu görüyorlar.
"İzmir'e dönmeseydik" dediğiniz oldu mu?
Trent, kariyerinin zirvesindeydi ve hayatımızın sonuna kadar çok zengin yaşayabilirdik orada. Fakat ben manevi olarak ağır sıkıntılı günler geçirdim, çünkü insanların içinde, kalabalıkla yaşayan biriydim hep. Bizim bulunduğumuz yer Seattle'a 5 saat uzaklıkta, dağların arasında küçük bir yerdi. Komşumu 6 ay görmediğim oldu. Trent, İzmir'deki yaşamı bilen biri olarak ne kadar yalnız kaldığımı gördü ve Çocuklarımız buraya yerleşme kararı aldı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.