ADNAN GÜLERMAN: İzmir'de turizm nasıl gelişir?
Bir ay kadar önce basında "Turizm Oscar'ı olarak kabul edilen World Travel Awards'ın 2013 Avrupa Ödüllerinde İzmir üst üste üçüncü kez Avrupa'nın en iyi kurvaziyer destinasyon ödülünü aldı" haberi vardı. Alınan bu ödül ile gelen turist sayısını karşılaştırdığımızda da "Ödül almışsın da ne olmuş?" gibi bir değerlendirme aklımızın ucundan geçivermektedir. Yanlış değerlendirme yapılmaması için "destinasyon" deyiminin "varılacak yer" dışında "karaya ayak basan turist" anlamı ile farkını da gözden kaçırmayalım. Bu üç ödüle rağmen İzmir, limana gelen devasa kurvaziyerlerdeki binlerce yolcudan pek azının karaya ayak basmasını sağlayabilmiştir. Karaya ayak basan bu az sayıdaki turistin büyük bir bölümü Meryem Ana ve Efes ziyaretinden sonra gemiye dönmüş, 25-30 kadarı da Hisarönündeki kebapçılara bir miktar para bırakmıştır. Geçen hafta basında yer allan "İspanya THY'ye turist gönder çağrısı yaptı" başlıklı haberde İspanya ekonomik krizden çıkabilmek için turizm gelirlerini bir can simidi olarak görmekte ve İzmir'in fotokopisi gibi olan Sevilla kentine de THY'nın ulaşmasını istemekteydi. Avrupa Konseyi Üyeliğim döneminde bir toplantımız Sevilla'da olmuştu. Öğleden sonraki boş zamanda ve gece yarısına kadar tarihi yerleri ve inanılmaz güzellikteki Elhamra Sarayını Cordoba Camisini, Santa Maria Kilisesini, Alcazar Sarayını ve benzerlerini hızlı bir biçimde ancak gezebilmiştik. Gecenin geç saatinde otele dönerken bize rehberlik yapan Belediye görevlisi "Gezilecek daha çok yer var ama sizin toplantınız ne yazık ki bir günlük" diye üzüntüsünü bildirmişti. Ben "destinasyon" buna derim, sözlükteki anlamına aldırmayın.
Sözü buraya getirmişken, Sevilla'da öğle yemeğinden sonra toplantımızın yapıldığı otelin hemen yanında, olimpiyatlar için yapılmış olan stadyumun altındaki çarşıyı hediyelik alma amacıyla gezerken tabelasında İzmir yazan bir dükkân dikkatimi çekti. Kendilerine İzmir'in anlamını sorduğumda cevap alamadım. Türkiye'den İzmir'den geldiğimi söylediğimde bir dostluk ortamı oluşuverdi. Aldığım bir boyun atkısına iliştirilen etiketteki İzmir kelimesinin bir şaka olmadığına yakınlarımı güçlükle inandırdım. İspanya'nın nüfusu 47 milyon. Krize rağmen 2011'de gelen turist sayısı 56 milyon. Yani her İspanyol'a 1.9 ve üstelik paralı turist. Benzetme yaparsak 2012 nüfusu 4 milyon olan İzmir'e 1 milyon 300 değil tam 7 milyon hem de paralı turist gelmeli. "Destinasyon olmuşsun da ne olmuş" diye sorgulamam yanlış mı? Elime ulaşan verilere göre Türkiye'de ortalama kişi başına milli gelir 10 bin doların bir miktar üzerindeyken, İzmir'de kişi başına düşen milli gelir 17 bin doların üstünde. İzmir'de turizmin bir türlü gelişememesinin bir nedeni de İzmirlinin turizm gelirlerine ihtiyaç duymaması olabilir mi?
BELEDİYELERE UYARI:
Bayrama az kaldı. Zahmet olmazsa, tiyatro, sergi, konser gibi faaliyetlerinizi birkaç gün erteleyip de bayram günleri için mezarlıkları çöplük olmaktan kurtarabilir misiniz?
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor