Hayata sporla tutundu

Her şeyin olduğu gibi, sağlığımızın da kıymetini, kaybettikten sonra anlıyoruz. Hastalanmadan önce sanki bizim başımıza hiç gelmeyecekmiş gibi bir duygu taşıyoruz. Oysa yarın neler olacağını kimse bilmiyor. Tıpkı Figen Altın'da olduğu gibi... Figen Altın, 45 yaşında bir eczacı. Bundan yaklaşık 4 yıl önce ayaklarında başlayan uyuşmaların diz kapaklarına kadar çıkması nedeniyle doktora gidiyor. Önceleri bir şey bulunamazken çekilen MR sonrasında Türkiye'deki 40 bin "MS" hastasından biri olduğunu öğreniyor. O andan sonra neredeyse tüm yaşamı değişiyor. Figen Altın'ı diğer MS hastalarından farklı kılan ise, 4 yıldır verdiği savaş sonunda, yenilmez olarak görülen bu hastalıkla mücadele etmeyi öğrenmiş olması. 6 ay önce yürümekte bile zorlanarak gittiği spor salonu Sportz Clup 232'de, bugün sağlıklı insanların yapabildiği hareketleri yapabilmesi.

MULTİPLE SKLEROZ
Peki MS (multiple skleroz) hastalığı nedir? Beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığıdır. Özbağışıklık; kısaca bağışıklık sisteminin kişinin kendi hücrelerini tanıyamaması, bunun sonucunda vücuda yabancı madde girdi sanıp onları yok etmeye çalışması ve sonuç olarak vücudun kendi kendine zarar vermesi olarak açıklanabilir. Nörotravmanın ardından genç erişkinlerde en sık görülen nörolojik bozukluktur. Sadece ABD'de yaklaşık 400 bin doktorlarca tanı konmuş kişi var. Hastalığın nedeni daha tam olarak anlaşılmamış olmakla birlikte, genetik ve çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıktığına inanılıyor. Çeşitli tipleri olsa da tümü, merkezi sinir sisteminin (MSS) yangısı ile nitelenir ve miyelinsizleşme (sinir dokusunu saran özel miyelin proteinin bağışıklık sistemince yok edilmesi) ile ilerlemektedir. Hastalığın belirtileri arasında uyuşukluk, karıncalanma, iğnelenme, güç kaybı, spazm, kas sertliği, kramp, ağrı, görme kaybı, çift görme, idrar kaçırma, kabızlık, konuşma bozukluğu, cinsel fonksiyon bozuklukları, denge kaybı, bulantı ve unutkanlık bulunuyor.
'NEDEN HASTAYIM!'
1 yıl önce bir MS atağı yüzünden 3 ay yataktan çıkamadığını söyleyen Figen Altın, "Bu süre boyunca yeniden yürüyebilmeyi, koşabilmeyi ve hatta hep dans etmeyi hayal ettim" dedi. Hastalığın tanısı konduktan sonra uzun bir süre bu durumu reddettiğini ailesi dahil herkesten sakladığını anlatan Altın, duygularını "Kendime, 'Bu neden bu benim başıma geldi diye' çok sordum. Uzun bir süre de kendime acıdım. Baktım ki bu kabullenmeyiş bana zarar vermeye başladı, bunun üzerine çözüme odaklandım. Psikolojik destek aldım. Hastalığımı çevremdekilere anlattım. İlaç tedavisi gördüm. Sonra da spor yapmaya başladım. Ailem ve çevremdekiler de bana destek olmaya başladı" sözleriyle ifade etti. İlk günden beri Sportz Clup 232'nin uzman eğitmenleri Figen Altın'a özel bir ilgi göstermiş, ağırlık ve denge çalışmaları yaptırmışlar. Başta spor yapmak zor gelse de Altın, vücudunun spora olumlu sinyal vermesiyle birlikte her gün salona gidip gelmeye başlamış. Artık o, bir gün yeni bir atak geçirme ihtimaline karşı hem vücudunun direncini artıyor hem de spor yaptıkça salgılanan mutluluk hormonuyla kendini daha iyi hissediyor. Bir süredir, hastalığının en kötü döneminde hayalini kurduğu her şeyi bugün rahatlıkla yapabiliyor. Tek üzüntüsü ise ağrılarından tamamen kurtulamaması ve topuklu ayakkabı giyememesi. Bu hastalığın ilginç bir yönü de; bağışıklık sistemi her şeye karşı savaş alarmı verip yoğun bir mücadeleye giriştiği için kişi ateşlenmiyor, grip gibi hastalıklara hiç yakalanmıyor.

MORAL ÇOK ÖNEMLİ
Hastalığa ait her şeyi bilen Altın, kendi kendisinin doktoru olmuş. Altın, "İyi ki evli değilim" dediğinde nedenini soruyorum. Bana şu cevabı veriyor: "Evli çiftlerden biri bu hastalığa yakalandığında, diğerinin çok fedakar olması, eşine destek vermesi lazım. Benim çevremde MS hastası eşine yardımcı olan çok az insan var. Böyle bir şeyle karşılaşsaydım, bu benim için çok yıpratıcı olurdu. Bu yüzden 'İyi ki evli değilim' diyorum." Altın, insanların MS hastalığını bilmediğini, bulaşıcı ve korkunç bir hastalık olarak gördüğünü de söylüyor. Hastalığını duyan birçok kişinin kendisinden korktuğunu, çekindiğini de dile getiriyor. Bu hastalıkta en önemli şey ise moral... Stresten uzak durmak şart... Altın, "Mutlaka insanların mutlu olacakları hobiler bulmaları, psikolojik destek almaları gerekiyor. Ben başardım diye düşünüyorum. Şu anda iyi şeyler yaşayabiliyorsam bu Tanrı'nın bana bir hediyesi" diyor. Bize verilen hediyenin kıymetini bilmemiz dileğiyle. İyi bayramlar...