Adnan GÜLERMAN: Demedim mi, nazlı yarim ben sana! (1)
Belki dikkatli okuyucularımdan bazıları "Adnan Hoca, EXPO'ya aklını neden bu kadar takıyor, konu kıtlığı mı çekiyor?" diye kendilerine sormuşlardır.
Benim derdim İzmir'in EXPO 2020'yi mutlaka alabilmesinden başka bir şey değildir.
Bir de şu husunun bilinmesini isterim: Benim yazdıklarım ve yazacaklarım hiç kimseyle hesaplaşmak veya hesap sormak amacını taşımıyor. 1974 yılında Ankara'daki baba ocağını bırakarak İzmir'e yerleşmiş bir kimse olarak, İzmir'i çok seviyorum ve daha iyi olmasında katkım olsun istiyorum.
Sorabilirsiniz: Sen EXPO'yu ne kadar biliyorsun da aleme akıl vermeye kalkıyorsun? "Arabanın tekerleği kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur" diye bir söz vardır. Benimki öyle değil.
Ben çok önceden yol göstermeye başlamışım.
BERKSÜ'NÜN MÜJDESİ
Anlatayım:
İnceme fırsatı bulduğum ilk EXPO Montreal (Kanada) 1967. Ayırabildiğim 4 günde ancak 5 pavyonu inceleyebildim.
Aya gidip dönen Gemini 7 ABD pavyonundaydı. Fazla zamanım olmadığı için 4. günün sonunda istemeyerek üniversiteme döndüm.
2006 yılında, Barselona'da düzenlenen 1929 yılının EXPO alanını gördüm. İspanyollar kalıntıların meyvesini hala topluyorlardı.
Ve 2015'i kazanan Milano.
Burası rakip tanımayacak kadar EXPO için dünden hazır ve tecrübeli.
2005 yılında, İzmir İl Genel Meclisi üyeliğim döneminde Meclis Başkanımız Hakkı Berksü katıldığı bir toplantının müjdesini verdi: Arkadaşlar İzmir EXPO 2015'e aday.
Ben bu haber üzerine "Sayın Berksü EXPO'nun ne biçim bir şey olduğu hakkında bilgi var mı?" diye sorduğumda da "Hocam, büyük bir fuarmış" cevabını aldım. Ben de kendisine "Benim dolaşıp inceleme yaptığım EXPO'larla ilgili evimdeki albümümde resimler var. Yarın onları getiririm. EXPO'nun nasıl bir fuar olduğunu görürsünüz" demiştim. Sonraki gün de getirdiğim resimler A4 kâğıtlarına çoğaltılıp "İşte EXPO'lar böyle bir fuar denilerek elden ele dolaştırıldı.
İnanır mısınız, o günden bu yana da hiç kimse bana "Sen bu EXPO'ları bir akademisyen olarak adım adım incelemişsin.
Nasıl bir şeydir anlatır mısın?" diye sormadı.
KİMSE SORMADI
Bu bilgi ve tecrübemle, yukarıda yazdığım gibi Egeli Sabah'ta 22 köşe yazımın bazılarında tamamen, bazılarında da kısmen EXPO'yu işledim. Önceki dönemde olduğu gibi cümbür cemaat 'Phuket' gibi yerlere de götürülmeyi ve bir unvan verilmesini de beklemediğim halde, kimse de bana "Gel arkadaş bu yerler nasıl yerlerdir?" diye sorma gereğini de duymadı.
Tamamından alıntılar yapmam için yerim yeterli değil.
Ama, yazılarımdaki uyarılarımdan birkaç örnek vermek isterim:
Daha ilk yazımda Egeli Sabah Yayın Yönetmeni Ünal Ersözlü'nün yazılarına da değinerek (Ersözlü de yazılarında sık sık EXPO'yu alma arzusunu dile getirmişti. Kaybetmemize en çok kahrolanlardan birisi olduğunu tahmin ederim.) "Ben de aynı tutkunun içindeyim. Çünkü EXPO 2020 sadece İzmir'in, Egenin değil, Türkiye'nin büyük bir kazanımı olacaktır. Aman sakın EXPO 2015 için alınan oy miktarını kazanılmış bir ölçü olarak görüp aldanmayalım" demişim.
Sonraki yazılarımda da,
Ben olsam 30-40 milyon turistin geleceği bir aday ilin caddesinde, sokağında turist yolunu kaybedecekse ben o adaya EXPO düzenleme şansı vermem.
Görüldüğü gibi, İzmir'in EXPO 2020'yi alabileceği hakkında daha başından bu yana kuşkuluydum. Keşke haksız çıksaydım.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor