Melis, yeni hayatı için gün sayıyor

Melis'in hastalığı, 12 Nisan 2011'de anlaşıldı. Dünyalar güzeli kızlarının hastalığını öğrenen ailesi, baba ocağı Ordu'yu terk edip, daha iyi tedavi göreceğine inandığı İzmir'in yolunu tuttu. Ege Üniversitesi Hastanesi'nde 1 yıl yatarak, 1 yıl 3 ay da ayakta tedavi gördü. Tam kurtuldu derken, hastalık 20 gün sonra yine o çirkin yüzünü gösterdi. Doktorlar, Melis'in hastalığının, löseminin bir üst grubu olduğunu söylediler. En geç 2 ay içinde ilik naklinin yapılması gerekiyordu. Ailenin, Bahadır Akbaş ile ses bulan çığlığı duyuldu. Melis'e kemik iliği bulunması için herkes seferber oldu. Yurt içinde uygun ilik bulunamayınca, yurtdışı bankalara başvuruldu. Almanya'da uygun kemik iliği bulunduğu haberi ile sevinen aile, vericinin sağlık sorunları nedeniyle liste dışı kaldığı haberi ile bir kez daha yıkıldı. İyi haber, bu kez Amerika'dan geldi. Uygun verici bulunmuştu. Son 4 kemoterapiyi de başarıyla tamamlayan Melis, nakil için gün saymaya başladı. Amerika'dan gelecek uygun kemik iliği, bugün doğum gününü kutlayacak olan dünyalar güzeli, büyük savaşçı Melis'e, bir hafta sonra nakledilecek. Güzel haberlerini bekliyoruz. "İyi ki doğdun Melis."
İlik nakli ne zaman yapılacak?
- Nakli, 17 veya 18 Aralık'ta yapmayı düşünüyorlar. Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi'nde, Prof. Dr. Savaş Kansoy ve Serap Aksoy yapacak.
Melis ne zamandır hastanede?
- Eşimle Melis, 3.5 aydır bir odada mücadele ediyor. Ben de ufaklıkla evdeyim.
Kardeşi kaç yaşında?
- Berat Arda, 2 yaşında şu anda. Bu yaşında, 3.5 aydır, anneyi bir saatliğine görüyor, eve dönüyor.
Berat Arda'ya kim bakıyor?
- Evde bakıcı bakıyor saat 5'e kadar. Saat 5'ten sonra ben bakıyorum.
'iZMİR'DE KİMSEMİZ YOK'
Kimseniz yok mu burada?
- Yok. Yakınlarımız Ordu'da. Melis Ordu'da ateşlendi, ateşi düşürülemedi. Bizi Samsun'a naklettiler. Samsun'da lösemi olduğunu öğrenince, Ege Üniversitesi'nde çocuk doktoru olan yeğenim bize Ege Üniversitesi'ni önerdi. İzmir'e geldik. Burada kimsemiz yok bizim. Biz çok sıkıntı çektik ama herkes yanımızda oldu. Gazeteler, televizyonlar, sosyal medya bizim akrabamız oldu.
Melis iyileşince Ordu'ya dönecek misiniz?
- İzmir bizim evimiz oldu. Küçük bir yerden buraya gelmek zor oldu ama alıştık. İşyerimi de seviyorum. Dönmeyiz.
Melis tüm aşamaları anlıyor mu?
- Başlangıçta kemik iliği nakli olacağını bilmiyordu, ama sonra basından, internetten duymaya başladı. Durumun ciddiyetini anlamaya başladı.
Okuma biliyor mu?
- Hayır, ilkokul 1'i yeni bitirdi. Evde eğitim aldı. Bu yıl ikinci sınıfı okuyacaktı ama olmadı. Önemli değil. Onun sağlığı iyi olsun, ne zaman okursa okusun. Üzülüyor, "Kızım üzülme yeter ki sen iyi ol" diyorum.
'KIZIM İYİ OLSUN YETER'
Çok sıkıntılı bir süreç geçirdiniz...
- Çok sıkıntı çektik ama sosyal medyanın çok yararı oldu. Kan kampanyası Melis adına başladı ama sadece Melis değil, 400 civarında çocuk ile 600 civarında yetişkin hasta, kemik iliği donörü bekliyor. Ankara ve İstanbul'da 8 bine yakın kan var. Sağlık Bakanlığı, kanları inceleyebilmek için ihale açıyor bu ay içinde. Olursa, bizim çektiğimiz sıkıntıyı kimse çekmesin. Kök hücre bankası kuruluyor.
Maddi sıkıntınız var mı?
- Tedavinin yükü yok bana, sigortadan karşılanıyor. Evimiz vardı memlekette sattık, onunla ucu ucuna götürüyoruz. Maddi destek istemedik. Bizim adımızı kullanarak para toplayanlar olmuş. Biz de sosyal medyadan, "aile olarak bir şey istemiyoruz" diye duyurduk. Camilerde para toplamışlar, kapı kapı gidip para toplayanlar olmuş. Çok üzüldük. Bu olayları kullanan kötü niyetli çok kişi var. "Ne gündem yaratıyorsunuz" diye tehdit edenler de oldu ama insanlar sağ olsunlar destek verdikçe onlar da geri çekildiler. Biz hiçbir şey beklemiyoruz. Tek düşüncem kızımın iyi olması. Onun için çabaladım. Gündem yaratmasaydık, Türk kök hücre sistemi kurulmazdı. Melis'e ilik bulundu ama Melis gibi çok çocuk var. Onlara fayda olsun.
İliği bağışlayan ile tanışmak ister misiniz?
- Biz veya bağışçı isterse görüşebiliyormuşuz ama iki sene sonra. Ben mutlaka bağışçıyı görmek isterim.
'HASTANEDE SIKILDI'
Sevil Akbaş yeniden anne olacağına sevinemeden, biricik kızının, prensesinin lösemi olduğunu öğrendi. Hamileliği hastane köşelerinde geçti. Kendisine en özen göstermesi gereken aylarda, aç, uykusuz kaldı. Ama hiçbiri, melek yüzlü kızını kaybetme korkusu kadar koymadı ona. Bu korkunç mücadeleden o kadar bunaldı ki adını Melis'in koyduğu Berat Arda'nın doğumunun hemen ardından beyin kanaması geçirdi. Sevil Akbaş, 3.5 aydır Melis ile kapandığı hastane odasında, minik kızına duyurmamak için sessiz çığlıklar atmayı öğrendi. Çok üzüldü, çok mücadele etti, çok sabretti, sonunda güzel haber geldi. Ancak anne yüreği, nakil sonrasında olabilecek komplikasyonları düşünmekten sıkışmaya başladı bu kez de. Sevil Akbaş ile güvenli sığınağım dediği hastane odasının kapısında konuştuk.
Melis nasıl? - Genel durumu ile ilgili bir sıkıntı yok. Morali çok iyi. Yalnız az önce kardeşini gördü. Berat Arda onu elinden çekti, "Hadi gidelim" diyerek eve götürmek istedi. O moralini çok bozdu.
Hastane odasından sıkıldı mı? - Sıkıldı ama iyileşmeden gitmek istemiyor. Kendisini burada güvende hissediyor. Birkaç kez, "İzin alıp gitsek mi acaba" dedim, "Hayır olmaz istemiyorum anne iyileşelim ondan sonra gidelim" diye itiraz etti. Melis çok zeki bir çocuk. Ben de kendimi orada güvende hissediyorum.