ADNAN GÜLERMAN: Demedim mi nazlı yarim ben sana?

Tarih 30 Kasım 2013 Cumartesi, saat tam 11.41. Arabamla İzmir'in en gözde bulvarı olan Sahil Bulvarı'nın orta şeridinde ve Küçükyalı dolaylarındayım. Sağ şeritte, önde eski püskü bir payton ve arkasında çuval yüklü altı tane çift atlı at arabası. Atlar dışkılarını yola boşaltarak ilerlemekte. Sağ şeride, arabaların arkasına geçtim ve onların temposuna uyarak Feribot iskelesine kadar takip ettim. Hiçbir engelle karşılaşmadan, nereden gelip nereye gidebiliyorlardı? Dubai'nin trilyonları bulan servetinin etkisini falan bırakın, bu kasaba görüntüsü İzmir'e on kez EXPO kaybettirir. Elendikten sonra bazı kimselerde kabahat, kusur aramayı bir kenara bırakalım. Şimdiye kadar 22 köşe yazımda ve geçen hafta köşe yazımdaki gibi İzmir'in önceki elenmesinden sonra oturup objektif olarak durum değerlendirmesi yapmadan ikinci kez aday olması hata üstüne hata olmuştur. Sonuçların belli olmasından üç gün sonra gazetelerimizde İzmir'in ve EXPO'yu kazanan Dubai'nin birer resmi yer aldı. Dubai'nin ferah, fahur görüntüsü yanında İzmir'in nefes aldırmayan beton yığıntısı. İşte zurnanın "zırt" dediği yeri. Paris değerlendirmesi "Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır" olacağına göre, İzmir'in mevcut durumu, EXPO'yu aldıktan sonra yapacaklarınızdan daha önemlidir. Birisi henüz kâğıt üzerinde, ötekisi "mal meydanda"dır. Geçenlerde bu konuyu benimle tartışanlardan birisi olan dostum Doğan Düzalan "Hocam, asıl yapılacaklarımız ön planda tutulmalıydı" diyerek eleştiriyordu. Sormak isterim: Mevcut durumu ikinci plana iterek kâğıt üzerindeki projelere ve parlak sunumlara göre karar verildikten sonra EXPO'yu alan bu projeleri savsaklasaydı atı alan Üsküdar'ı geçmiş olmaz mıydı? Bazıları EXPO'nun alınamamasından sonra, siyasî bir kazanç sağlamak için önceki ve yeni valimize, Ankara'ya fatura çıkarma hevesinde. İşin başından bu yana içinde bilgisi ve tecrübesiyle bulunan Sayın A. Muzaffer Tuncağ "Kim ne derse desin, genel sekreterinden başlayarak İzmir EXPO'su için çalışan herkes büyük bir özveri ve çaba göstermiştir" demektedir (Gözlem- 30 Kasım 2013) Yani süvarisi ne kadar hünerli olursa olsun "At, at olamayınca sahibi mat oluyor" yanlış mı? Bu köşedeki 8 Ekim 2012 tarihli ve EXPO için İzmir neler yapmalı? Başlıklı yazımda "Kent alt ve üst yapısıyla ben EXPO'yu hak ediyorum diyebilmeli. Yoksa, her tarafı dökülen kentin başına BİE'ye yaptığımız sunumlar hangi ölçüde parlak ifadeler içerse de talih kuşunun konmasını sağlayamazsınız" dememiş miydim? Beni en çok şaşırtanlardan birisi de Dubai'nin çok zengin bir ülke olduğu ve EXPO bütçesi için çok büyük paralar ayırdığı, hatta oy verecek olanları da bir biçimde gördüğü iddiası oldu. Sağır sultan bile Dubai'nin yıllardır zenginliğini bilirken biz oylamayı kaybettikten sonra mı bu zenginliğin farkına varabildik? Ünlü pop müziği sanatçımız Kayahan güzel parçasında "Ben nerede yanlış yaptım?" diye kendisini sorgular. 2015 EXPO'sunu kazanamadığımız günün ertesinde biz de Kayahan gibi "Ben nerede yanlış yaptım?" diye kendimizi sorgulayabilseydik 2020'ye aday olmayı aklımızdan bile geçirmezdik. Onun için benim önerim, İzmir'in bu halini gözden geçirip gereken köklü önlemleri almadığı sürece bir daha böyle adaylık girişimlerinde bulunmaması. Arsasına bile sahip olamayan EXPO Projesi duydunuz mu? Hani kumandana sormuşlar "Kaleyi neden alamıyorsun?" Cevabı "Dokuz gerekçem var. Birincisi barutum kalmadı" deyince "Gerisini sayma" demişler. Arsan, arazin yoksa "Paris'te ne işin vardı?" diye sormazlar mı? İdama götürülene son sözü sorulmuş. Cevabı "Bu ceza bana ders oldu" demiş. Umarım iki kez EXPO kapısından dönmemiz de İzmir'e ders olmuştur.