Pazar 15.12.2013

Ayşe KİLİMCİ: Başkalarında gördüm...

Tekin değildir, o dediğin. İnsanı tarumar eder. Cehennem ateşi daha masum. Bak, memleket hastanesindeki o kızcağız, hariciyedeki, n'ooldu, uçtu gitti akılcığı. Havacı oğlan, "Gel" diyor kıza, "Fuarda felan yere." Meğer nikahına çağırıyormuş kızı, diyememiş, "Görürse anlar" demiş. Bu dünyada ödeşilir her zulüm, bunu öğretmemişler o havacıya. Bizim bu Tepecik'teki mahallemizde bakkal Rüstem bizim kızlardan birine abayı yaktı, yandı tüttü, maffoldu. Neydi derdin a Rüstem! Hayal de sevda da kırkından sonra olmaz.
Ananın aldığıyla oturacaktın, ne sermayeni batıracaktın, ne bizim sermayeyi ziyan edecektin. Ettin de n'oldu! Maillik kızamığa benzer, vaktinde çıkarsa eyidir, gecikirse öldürür. Kızcağız da ne zor çıkarttıydı vesikasını.
Sonra o müdüranımın kocası, kızı kaçırdı. Kız mektebinden oldu, üstelik yazmış nameleri, zarfları kurdelayla bağlamış. Sanırsın Türk filmi çevriliyor. Hem yuvası yıkıldı müdüranımın, hem kocadan oldu, hem kız biraz oynaştıktan sonra terk etti adamı, e evine de dönemedi, müstehaktır...

AŞISI OLMALIYDI

Hep derim, aşısı olmalı şu meretin. Zati eskiden yokmuş, sonradan icadolmuş.
Atalarımız aşk mı bilirdi a kızım! Görgüsü göresesi, kökü kömeci uyanı ister, geçinip giderdiler.
Lazım ise bir ruya, adam iş için Istanbollara gittiğinde bar kızlarına gider, bilenzik takar, sahnesine çiçek yollar, işteaa bu. Rüyayı satın alırsın, olur biter. Maksat, kimse incinmesin.
Yoksa, aşkın sonu yok, billahi de yok, tallahi de yok. Sıtmadan beter, bu meret...
Bizim Tepecik'te gördüm, görme min, bilme min, bilin... Adam yollar kebabı, koyar içine çeyrek altını.
Yaptırır Ali Galip'ten kutuyu, hem de badem ezmesi, aşksa işte bu... Ama elbet altın bilezik takarsa, sahici aşıktır o.
A, böyle dediğime bakıp da sanmayasın bizim evlerde aşk kürem kürem... Kızların fedaisi olur, ayılıp bayıldığı, Telli Baba'ya gidip su akıtıp dilek dilediği olur...
Hepsi aynı soydandır, almayı bilir, vermeye ne dilleri ne elleri varır. Demezler ki, "Çıkartalım bu kızı, dökünsün hamamda tevbe suları...
Basayım nikahı belediyeden, sırtına bi manto, koluna altın, başına ipek başörtü, iki göz evcik, sonracığıma Asansör'de mehtaba, denize karşı bi yemek, iki tek atalım..."

MORENO'YU BİLİR MİSİN?
Ah bayılırım Asansör sokağısında oturmuştu hani, Dario Moreno'ya, "Deniz ve mehtap, sordular seni, neredesin?"
Bilir misin bu şarkıyı?
Biterse gözyaşın al, dedi, doldur tekrar yerine... Bak bu oğlancık bilir mailliğin hasını, gözyaşın diyor, biterse, telaş etme, denizden bi avuç su koy yerine...
Yok, ben bilmem, hiç görmedim, tatmadım çok şükür o dediğini...
Başkalarında gördüm...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.