Pazartesi 03.02.2014

ADNAN GÜLERMAN: Sabuncubeli

Önceki yazılarımda da yer vermiştim. 1974'de Ankara'dan İzmir'e taşındığın zaman önce Asansör'de bir daire kiralamıştım. Kısa bir süre sonra Ege Üniversitesinin Bornova'daki lojmanlardan bir daire verilmesi üzerine, yolum çok kısalacağı için lojmanlara taşınmayı uygun bulmuştum. Taşınmamdan kısa bir süre sonra da kış başlamıştı. Pazar günleri aynı zamanda bir spor olacağı için kapının önündeki arabamı yıkar, temizlerdim. Henüz çevreyi tanıyamadığım bir pazar, akşama doğru Manisa tarafından rampa aşağı İzmir'e dönen arabaların kaportalarının üzerindeki kardan adamları görünce, bunların Manisa, Balıkesir taraflarından getirildiklerini zannetmiştim. Benimle birlikte arabasını temizleyen komşuma sorduğumda, "Hayır, Balıkesir'den falan değil, biraz ilerideki Sabuncubeli'nden geliyorlar" demişti.

RAKIM DEĞİŞMEDİKÇE

Bulunduğumuz yere birkaç kilometre uzaklıktan arabaların kaputlarının üzerindeki kardan adamlarla dönmelerini aklım bir türlü alamamıştı. Çünkü, o sırada İzmir çok soğuktu ama karın zerresi bile yoktu. Daha sonraları da o tarafa yolum düşmemişti. 1979'da o dönem hükümeti, üniversiteden beni Manisa Spor Akademisi Başkanlığı için isteyince, yolum Manisa'ya düşmeye başladı. Her sabah Manisa'dan gelen hizmet arabası beni evimden alıp Manisa'ya götürüyor, akşamları da evime bırakıyordu. Hemen her gidiş ve dönüşte, keskin virajlı dik rampanın sağında ve solundaki şarampollere devrilmiş araçları görüp bir taraftan üzülür, bir taraftan da dikkatimizi kaybetmemeye çalışırdık. Yine bir kış günü hizmet arabası beni almak için belirlenen zamanda gelememişti. Aradan bir saat geçtikten sonra gelen hizmet arabasının sürücüsü bana "Hocam, Sabuncubeli kar nedeni ile kapalı olduğu için Turgutlu'dan dolaşarak geldiğim için geciktim" demişti. Ama, İzmir'e bu kadar yakın olan bir yerin yoğun kar nedeniyle geçit vermeyeceğini bir türlü kabullenememiştim. İki yıl süren Başkanlık görevimden sonra da yüksek okuldaki derslerime gidip dönerken yolun zamanla genişletildiğini, virajların oldukça düzeltildiğini gördümse de, bir yandan araçların homurdanarak iniş-çıkışları, öte yandan yol kenarlarına devrilmiş araç görüntüleri pek değişmedi. Üstelik 35 kilometrelik bu yol bazen 45-50 dakikada ancak alınabiliyordu. Kazaların, zaman ve yakıt kaybının maliyeti oldukça yüksekti. Mevcut yolda ne yapılırsa yapılsın, kesin bir çözüm olamıyordu. Görmezlikten gelmeyelim. Sorun gıdım gıdım çözülmeye çalışıldı. Ama, 580 metrelik rakıma çakılıp kaldıkça rampa yine o rampa, viraj yine o virajdı. Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Binali Yıldırım'ın dediği gibi "Pansuman proje" ile ancak bu kadar yapılabiliyordu. Olumsuzlukları ortadan kaldırmanın tek çaresi 580 metrelik rakımdan kurtulmak olmalıydı. Dağı bir baştan öte başa delerek yapacağınız tünellerden sonra ne rampa, ne de viraj kalacaktı. Üstelik bugün 45-50 dakikada gidebildiğiniz o yol 15 dakikaya inecekti. İki yıl önce, iki taraftan, iki tüplü tünel açma projesi sorunun kesin çözümü olacaktı. Kazanılan zamanın maliyetine yakıt tasarrufunu, kazaların önlenmesindeki tasarrufu da eklerseniz, tünelin maliyetini kısa zamanda amorti de etmiş olursunuz.

20 MİLYON Lira TASARRUF

Sayın Yıldırımın dağları delme hüneri beni şaşırtmadı. Yazımı yazarken, televizyonda da Sayın Yıldırım'ın Antalya'da 50 milyon lira harcayarak 6 tüneli hizmete sunduğu, bir yıllık yakıt tasarrufunun 20 milyon lira olacağı anlatılıyordu. Kim bilir, daha nerelerde, ne kadar tüneller hizmet vermekteydi. Ne demişler: At binenin, kılıç kuşananın. Girişimciler de Sabuncubeli'ne kafeleri, lokantaları kondurduğunda, seyrine doyum olmayacak deniz manzaralı, yazın piknik, kışın kar keyfi de cabası. Merak ediyorum: Sayın Aziz Kocaoğlu'nun 2005 yılında başlattığı 3-4 kilometrelik Üçyol-Üçkuyular Metrosu ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Aziz Yıldırım'ın iki yıl önce başlattığı, her biri 4 kilometrelik iki tüplü tünelden hangisi daha önce açılış törenini yapabilecek?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.