'Bütün darbelerde yargıyı kullandılar'

Müstakil Sanayici ve İş adamları Deneği (MÜSİ- AD) İzmir Şubesi tarafından Geleneksel Dost Meclisi Toplantıları kapsamında "Geçmişten Günümüze Demokrasiye Karşı Darbeler Tarihi" konulu konferans düzenlendi. Konferansa Turkuvaz Medya Grubu Ege Bölge Temsilcisi Hüseyin Kocabıyık konuşmacı olarak katıldı. Acçış konuşmasını yapan MÜSİ- AD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Ülkü, bilgilendirme toplantıları kapsamandı gazeteci-yazar Hüseyin Kocabıyık'ı konuk etmekten mutlu olduklarını söyledi, "Toplantılarımız her ay farklı konu ve konuklarla devam edecektir" dedi. Üye tanıtım sunumun da yapıldığı toplantıda kürsüye gelen Kocabıyık, Türkiye'nin yükselişe geçtiği dönemlerde yargının darbe aygıtı olarak kullanıldığını söyledi.
YARGI HEP KULLANILDI
Türkiye'de meydana gelen darbeleri ve nedenlerini anlatan Kocabıyık, analitik düşünerek olayların bağlantılarının sorgulanması gerektiğini dile getirdi. Eski Başbakanlardan Adnan Menderes dönemindeki siyasi olaylarla günümüz Türkiyesi arasındaki paralelliklerden söz eden Kocabıyık, şunları söyledi: "İlk gerçek seçim 1950'de yapıldı, Demokrat Parti, kesin bir seçim kazandı. Demokrasi topluma müthiş bir rahatlık, huzur ve hava verdi. Şehirler elektriğe, okula, suya kavuştu. Türkiye iktisadi ve sosyal alanda büyük sıçrama yaptı. Dış politikada müthiş hamleler yaptık. 1955'ten sonra Menderes'in çok doğru politikasıyla Türk milleti başını kaldırıp etrafına bakmaya başladı." 1958'den sonra Menderes'in Rusya ile işbirlikleri geliştirmek istemesi üzerine tüm havanın değiştiğini kaydeden Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birden sokaklarda gençler eylem yapmaya başladı. Darbe, kendi yargısını kurdu. Anayasa profesörlerinin telkinleriyle kanunlar geriye doğru işletildi. Daha sonra Süleyman Demirel'in de Türkiye'nin daha hızlı ilerlemesi için Ruslarla ticari işbirliğine girmesiyle benzer süreç yaşandı. Deniz Gezmişleri astılar 1971'de. 9 yıl iç savaş yaşandı, adeta yaşansın diye o insanların asıldığını görüyorum. Bunu yargı yaptı. Bu ilişki düzeneğinde yargı her zaman kullanıldı. 1960'larda başlayan ve içimize sokulan virüs milletimizin siyasete güvenini kaybettirdi. Tansu Çiller döneminde de Parsadan davası icat edildi. Çiller yargı tarafından tasfiye edildi. Tansu Hanımı bitiren Gümrük Birliği'ne girme isteğiydi."
HALK DEVREYE GİRDİ
2002 seçimlerinde milletin, demokrasi tarihinde ilk kez "Halk olarak oyuna dahil oluyoruz" dediğini söyleyen Kocabıyık, "Millet, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı buldu. Cezaevinden çıkarıp parti kurdurdu. Baktılar Erdoğan geliyor, yine hukuku devreye soktular. Millet devreye girince her şey tersine döndü. Pes etmediler, AK Parti'yi kapatma davası açtılar, yine yargı devreye girdi. Sonuçta hükümet direndi, çünkü arkasında büyük bir halk vardı. 2010 referandumunda askeri ve yargı vesayet sistemi tasfiye edildi, millet iradesi egemen oldu" dedi. Türkiye'nin artık darbelere karşı kendini koruyabilen bir ülke haline geldiğini söyleyen Kocabıyık, "Bu yüzden darbeler başarılı olmadı. Ama girişimleri bile toplumu olumsuz etkilemektedir" diye konuştu.