Can Aksın :Denizlere sahip çıkan yok mu?
CEZAYI GARİBAN ÇEKİYOR
İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü denetimlerinden kaçan bu balıklar tezgahlarda yakalandığında üç kuruş için didinen "gariban" işportacının canı yanıyor, cezayı gırgırcılar değil, o yiyor. Geçenlerde, Burhaniye İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü mühendislerinden Ömer Kazım İnce, bana bir fotoğraf ve bir not yollamıştı. Notta da, "Can Bey, geçen gün bir yazınız vardı, 'Lüferlere ne oldu' diye. Bakın lüferin küçüğü çinekop bunlar. Av yasağı olmasına rağmen, balık hallerinden kasa kasa topluyoruz, sonra da 'Nerede bu lüfer?' diye hayıflanarak sormaya devam ediyoruz. Maalesef bu balıklar 20 santimi geçemediği için üreyemedi. Böyle giderse daha 'Balık nerede?' diye çok sorarız" yazıyordu. 4 kasa da minicik lüfer yavrusu çinekop fotoğrafı vardı. Önceki gün Cunda Adası'nda Taş Kahve'de bir kahve içecektik. Benim balıkçı arkadaşım Hasan Tosya, paraketa yemliyordu. Beni görünce "Can Ağabey, bu denizin sahibi yok mu? Denizin içi büyük büyük naylon parçalarıyla dolu. Denizi berbat ediyor, uskurlara dolanıyor, çok zarar veriyor" dedi.
KATMERLİ ZARAR VERİYORLAR
3.5- 4 metrekare genişliğindeki bu naylonlar gece balığa çıkan gırgırlar tarafından denize atılıyormuş. Eskiden gırgırlar tuttukları balıkları koymak için ağaç kasalar kullanıyorlarmış. Avrupa Birliği normlarına uymak için bu kasalar "köpük" dediğimiz strafor kutulara dönüşmüş. Strafor kutular ise, 15'lik kutular halinde naylonlara sarılı olarak satılıyormuş. Gırgırlar, balıkları yakalayıp sandıklamak istediklerinde bu naylonları çıkarıp çöpe atacaklarına daha kolaylarına geldiği için denize salıyorlarmış. Her bir gırgır teknesi en az 10 naylon poşeti denize atıyormuş. Ortalama her gece 10 gırgır teknesinin denize açıldığını ve her birinin 10'ar naylon paketi günler geceler boyu denize bıraktıklarını düşünürseniz işin vahameti ortaya çıkar. Cundalı balıkçılar bu naylonlardan toplayıp Sahil Güvenlik'e götürüp şikayette bulunmuşlar ama değişen bir şey olmamış. Bir de balıkçılar arasında "hayalet ağ" olarak adlandırılan monofilament ve multifilament misina ağları, çabuk parçalanıp koptuğu için deniz diplerinde büyük parçalara ayrılarak yıllarca bozulmadan kalıyor. Balıklar ve diğer deniz canlıları ise, bu parçalanmış başıboş ağlara takılarak ölmekte ve eko-sisteme büyük zarar vermekte.
SATIŞI YASAK, KULLANIMI SERBEST
Bakanlık, tek katlı monofilament misina ağlarının ve çok katlı multifilament misina ağlarının kullanımı Eylül 2012'den itibaren yasaklamış. Ağların kullanımı yasaklanmış ama bir sürü internet linklerinde görüldüğü gibi satışı yasaklanmamış. Bu ağlar, denizde çok çabuk koptuğundan ve çok ucuz fiyatlarla satıldıkları için balıkçılar tarafından kurtarılması zor ise hiç uğraşılmadan olduğu gibi denize bırakılmaktaymış. Çözüm ise satışının da yasaklanmasıymış. Birileri denizlerimize sahip çıksa da biz de teşekkür etsek.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor