özgür Kaynar: Çok hayati bir çağrı

İzmir'de nakilsiz gün neredeyse yok gibi. Cerrahlarımızın şifalı ellerinde yeni yaşamlar aşılanıyor, ikinci hayata "Merhaba" deniyor. Organ bağışlayanlar, bağışa ikna edenler ve nakilleri gerçekleştirenler kadar, hiç bilmediğimiz başka kahramanlar da var. İsteğim ve dileğim, üstlendikleri sorumluluğun ne kadar hayati olduğunun farkına varılması. Onlar, kara gün dostu Kızılay'ın neferleri. Eğer Kızılay'ın kan merkezleri olmasa, nakiller de olmazdı. Çünkü, hastaların aylarca, bazen yıllarca bekledikleri bu zorlu operasyonlar için sadece organ bağışı yetmiyor, ciddi miktarda kan da gerekiyor. Bir karaciğer naklinde ortalama 100 ünite kan, 40-50 ünite plazma, 15-20 ünite de eritrosit kullanılıyor. Nakil öncesinde sürekli kan verilenler de var. Bazılarına ayda 500 üniteye yakın kan gönderiliyor. Organ bağışı ne kadar mühimse, kan bağışı da bir o kadar önemli. Bir de diğer hastalar var. Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi, 150'yi aşkın hastaneye her gün ortalama 800 ünite kan ulaştırıyor. Yaşamla ölüm arasında gidip gelenleri kurtarmak için stres dolu bir mücadele veriliyor. Ama hep sıkıntıdalar. Stoklar yine tükenmiş, alarm çanları acı acı çalıyor. Hesap ortada. İzmir'den Balıkesir'e, Muğla'dan Manisa'ya, Uşak'tan Denizli ve Aydın'a tüm bölgenin yıllık kan ihtiyacı yaklaşık 200 bin ünite, bazen de üzerinde. Şimdiye kadar buna yaklaşılamamış bile. Mesela 2013'te sadece 115 bin ünite kan bağışlanmış. Vaziyet hiç de iç acıcı değil. Haydi Ege, haydi duyarlı insanlar. Kan verin, hediyeniz yaşam olsun... Unutmayın! Size de gerekebilir. Kadınlara iş düşüyor Kızılay'a göre kan sıkıntısı çekilmesinde kadınların payı büyük! Türkiye genelinde geçen yıl 1 milyon 343 bin 149 kişi kan vermiş. Bunların sadece 151 bin 792'si kadın, yani yüzde 11'i. Ege Bölgesi'nde bu oran biraz daha yüksek, yüzde 13. Avrupa ortalaması ise yüzde 25, bizimkinin 2 katı. Kadınlar arasındaki kansızlık korkusu en büyük engel. "Zaten kansızım, bir de kan verirsem hasta olurum" düşüncesi bağıştan uzaklaştırıyor. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar bağış yapmadığı sürece, kansızlık krizinin aşılması zor gözüküyor.