Pazar 20.04.2014

AYŞE KİLİMCİ: Kapını tıklatan biri olsun da...

Şşşt, bakın geldi/ Kim, evin kızı mı? Nerdeymiş bunca vakit?/ Aman, iyi ki geldi, ilk geldiği 4 yaşındaykendi/ Yaşlanmış/ Sanki biz yaşlanmadık?/ Evin sesi, evin sesi ne yaşlanır, ne söylemekten usanır/ Menteşeler gıcırdar biraz işte/ Aman, kemiklerim bile sızlıyor, duvar nem aldı/ Haddini bileceksin, bak etraf apartuman doldu/ Biz kaldık dört evcik, ne hoş/ Aman nesi hoş, arkada kırlı apartumanı, yaslanmış bize/ Dibimiz bahçeli ev ama, n'aber?/ İzmir hatırası yazan şipşakçı fotografisi gibi hissediyorum/ İki kişi bile kalmadı, herkes çekti gitti/ Ayol asıl manzara gitti, karşı tarladan İnciraltı'nı görmez miydik eskiden?/ Eskidendi, çook eskiden, sahi n'ooldu o pikap?/ Sattı savdı herhalde/ Plakları oğlu götürdü, gördüm./
İLK YEMEĞİ PATTEZ KIZARTMASI
Radyoyu kim götürdü peki, Aga marka ilk radyomuzu?/ Atlas üstüne işlenmiş koza tablo da yok/ Onu buduruma indirdiler, ben biliyorum/ E çürür orda/ Hayat bu, çürütmek vasifesi.../ Semaver hanımcım kararıp kalmışsınız?/ Gönül muhabbetinin esas kızı, ne hoş tıslardınız/ O dedikleriniz ben kız ikendi.../ Ay, sevsinler, kız adınız dul olmuş hamfendi./ Hoyratlık etmeyin reca ederim./ Her ev bi masal, anacım/ Bizim evde mandolin sesi de var/ Hıı, Tuna Dalgaları'nı bastıran kavganın, öfkenin sesini n'apıcaz peki?/ Olsun, o da var, öteki de var, ne güzel.../ Benim çiçeklerimin mis ko kusunu pek çabuk unuttunuz hanımlar, bahçedeyim diye mi?/ Aman, sevsinler bahçeyi, iki metroya üç metro, olsa olsa balkon.../ Ama çekirdeğinden biten şeftalimi on seneden fazla yediniz/ Biz yemedik, hane halkı yedi/ Sarıp sarmaladık hepsini, sıcacık, sevdik, bildiler mi acaba, dört duvarın sevgisini, çatının sır sıtırlığını?/ Bilsin bilmesinler, biz üstümüze düşeni yaptık ya/ Dün gibi hatırlarım, elektriği komşudan çekip, pattez kızartmasıydı ilk yaptığı yemek/ Son yemeği de ben hatırlarım, aman içim kalkındı, taş ağlar mı, ağlar, görene, bilene/ Saksıları dağıtaydı bari, konu komşuya... Yasemine, yerdeki ortancaya yansın, yanan, kim sular?/ Bahçe duvarı üstündeki cam kırıkları da dökülüp gitmiş/ Aman kim girecek, her yer olmuş apartuman./ Semaveri tutuşturanlar olaydı, ne güzeldi/ Ben de eşiğe biriken ayakkabıları terlikleri özledim, inan olsun/ Ben o genç çocukları da özledim biliyo musun, hani hep parka giyinirlerdi/ Alamamışlar bi paltocağız, şık şıkırdım/ Aman kız o parka paltodan pahalıyıdı/ Kot'ların da eskisine şey yüküyle para verirdiler/ Gençlik.../ Gördüler göreceklerini, kürem kürem kıymadılar mı? Eh işte bu vakitlerin modası da bu; kıymak... Çoluğa çocuğa, kılık kıyafete/ Gençliğe... Aşka./ Aşk mı bıraktılar ortada kız anam/ Ya, termosifona bastı millet kitabı, ver etti ateşi/ Aman kız, sus söyleme, içim fena oluyor/ Kapıya polis dayandığında/ O vakit de içim kalkındıydı, anne çocukları ele vermeyecekti ya.../ Evin adamı cılk çıktı, ihbar etti çocukları/ Mikrop/ O adam bizi herkesten kıskandı, dedim de inandıramadım hiçbirinizi/ Bence hayatı kıskanan biri o/ Sanki farklı olanı tanıma şansımız oldu da/ Aaa niye olmasın, konu komşu konuşunca duyardık, Giritli Üseyn efendiyle Kevork usta nasıl adamlarıdı ama?/ Döküm ustasıyla, oymacı mı?/ Ful dibine kabak rendesi koymasını öğrettilerdi bize/ Akordeon çalmayı/ Bir evin, diyorum size, gamını tasasını en güzel şen sofralar dağıtır, azcık da şarkılar/ Mevlütleri, şerbetleri, duaları, bayram sabahlarını unutma.../ Hep giderdiler, her vakit koşa koşa dönüp gelirdiler/ Dış duvara pembe serpme boya atılacak daha.../ Hele baca tütsün de, dur bakalım/ Tavan nem aldı, dökülüyor baksana/ Biz gayrı dizi nüzüllü Pakize'ye dönmüşüz/ Ay, ilahi ne hoş karıydı kıız/ Karı deme, anane duyarsa kızar/ Duyamaz o artık/ A öyle deme, ses kesilmiyormuş, herkes bulunduğu alemde her sesi işitiyormuş/ Yandık o zaman... / Ne yapaydı Pakize, Tepecik'ten mütekait/ Sığınmış şey kadar bi odaya/ Ama önünde bi oturumluk bahçesi var/ Nerden biliyorsun, gidip gördün de sanki/ Söyleyenlerden duydum. /
UÇURTMAYA MEKTUP SALARDI
O palıza gibi, sürmeli, saçı kınalı kadından kala kala dizi sızılı bi ihtiyarcık kaldı/ Olsun, onun gönlü hep ter ü taze/ Ne uçurtma uçururdu ama mahalleli, di mi?/ O vakıt her yer mahalleyidi/ Uçurtmaya mektup bile salardılar/ Sütçülerin ev mühürlenmiş mi?/ Hıı, otuz sene falan oluyor, inekler köye gönderildi/ E kimden süt alınacak peki?/ Ben eski halimi severdim, tahta kapu olduğum halimi/ Niyekine?/ Sedir ağacından ne hoş bir kapuyken, mis gibi kokarken/ Evin kokularına bayılırım, patlıcan biber kızartması kokusuna da/ Ee, diyeydin, elleşmeyin beni diye/ Dinlemezlerdi ki, koca siyah anahtarım ne güzeldi, kaba kaçmış olmalı, yaptılar bi demir kapı, inahtarı küçücük/ Ben büyükhanımın gününü özlüyorum en çok/ Yaa, çay safaları, mahallenin her milletten kadınını başına toplayıp safa ettiğini, aman, burnumun direği sızladı inan olsun/ Burnun mu var da anam senin, sızlasın?/ Öyle deme, taşın da bir kalbi var, onu da yosun sarar, diye yazmadı mı çoluk çocuk, hatıra defterlerine? Kanaviçeleri özledim/ Ben ananenin incecik beyaz saç örgülerini, seccadesini bile özledim/ Seni niye kurmadılar kız anam, öyle suskun, mahallanıp durursun/ Açıp içimi boyadıklarından beri bi tuhafım zati/ Ben bişey dedim mi, hiiç, sustum, yüz elli yaşındaki Singer dikiş makinesını delip motor takmak da aynı akıldı işte/ Burun estetiği yanlış yapılmış artiz gibisin kız, şu halinle/ Üfff sus be sen de./ Nereye çekip gitti onca ses, onca insan, onca gülüş, onca ah?/ Çıktılar sahneye, attılar tiradı, gittiler işte, n'apçen.../
HER ŞEY İNSANLA GÜZEL
İlkin ana gitmeyeydi.../ Anası olmayanın yaması olmazmış derdi anane, ne doğru dermiş, ipi kopan tesbih gibi dağıldı daneler/ Kokular niye gitti, hadi insanlar gitti bari onlar kalaydı?/ Nasıl kalaydı, yasemin mi, leylak mı kalacak, ananenin kürekteki kora koyduğu damla sakızını oda oda dolaştırıp, evi mis kokuttuğu mu kalacak, her şey insanla güzel.../ Gurbetten gelmişim yorgunum hancı şarkısını severdiler/ Sabah evden adım atarken amma koskoslanırdılar, cins at gibi akardılar şehre/ Ama dönüşleri muhteşem olmazdı, kanadını dürüp büküp, suskun gelirdiler/ Biz avuturduk, gönülde olan kırıklığı biz silerdik.../ Vermezler di mi bizi yıkımcıya?/Yap satçıya mı, yok canım neden versinler?/ Herkeş neden veriyorsa, ondan.../Sanmam/ Aaa, hiç sanmam, konduramam/ Ben de valla, yakıştıramam.../ Ah, o ne?/ Zil çaldı/ Kapı zili çaldı/ Yanlış mı duydum aceba, zile mi basıldı?/ Vallahi de billahi de zil çaldı/ Biri geldi/ Komşular gelmiş olmasın/ Oturmaya, di mi, biri gelsin de kim gelirse gelsin.../ Hoş geldiniz, safalar getirdiniz, gözümüz yollarda kaldı.../ Aaa, sustu.../ Çocuklar oyun olsun diye zile basıp kaçtı zannımca.../ Olsun be, o da güzel.../ Varsın çocuk olsun, varsın oyun için, kapını tıklatan olsun da...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.