Cumartesi 21.06.2014

Özgür KAYNAR: İzmir sendromu

Söze öncelikle Egeli Sabah Haber Müdürü Ahmet Uzan'a teşekkürle başlamak istiyorum. İzmir Valisi Mustafa Toprak'la yaptığı röportaj, hakkın teslimiydi... İl Özel İdare mallarının devrinde yaşanan krizde adeta hücuma uğrayan Toprak'ın suçlamaya varan iddialara yönelik cevaplarını ilk kez bu kadar ayrıntılı öğrenme şansı bulduk. Daha önce görüşleri satır aralarında kalmıştı, meselenin tüm yönleriyle kamuoyuna sunulmasında ayar kaçmıştı. Bu röportaj, işte bu yüzden diğer röportajlardan bence daha bir önem taşıyordu. "Kim haklı, kim haksız" tartışmasında takdiri İzmirli'ye bırakıp, meselenin iç yüzüne bakmalı. İzmir'i bir süredir garip bir iklim sardı. Seçilmiş belediye başkanlarıyla atanmış kamu idarecileri arasında güven sorunu var. Bir araya gelmeyi, güçleri birleştirmeyi zorlaştıran bu fay hattı giderek de derinleşiyor, yönetenleri kutuplaştırıyor. Ben buna 'İzmir sendromu' diyorum. Kamuyu temsil eden, kamu adına tasarrufta bulunan yöneticiler arasındaki kriz, ne yazık ki hepimize zarar veriyor, her şeyden önce motivasyonu bozuyor, birlikte başarma ruhunun canına okuyor. Kentte göreve yeni başlayan bir bürokratla geçenlerde sohbet ettim. Belediye başkanlarının kendilerini siyasetçi gibi görmesinden ve araya mesafe koymasından yakındı, buna bir türlü anlam veremiyordu. Bu tespit ne demek istediğimi ve İzmir'de olup biteni anlatmaya fazlasıyla yetiyor, başka söze de hacet bırakmıyor...
BİLAL BAŞKAN
Gazeteciliğe ara verdiğim birkaç senede kıyısından köşesinden de olsa parti deneyimim olmuştu. Siyasi danışmanlığın ardından Anavatan Partisi'ne önce üye olup, ardından da delege seçilerek politikanın içinde bulmuştum kendimi. O yıllardan unutamadığım anılardan biri de Bilal Doğan'ın il başkanı seçildiği kongreydi. İzmir siyasetinde, halkın içinden süzülüp gelen Doğan'ı bu göreve taşıyan oylardan biri de bana aitti. Bu seçimimden dolayı hiç pişmanlık duymadım, çünkü Bilal Başkan görevinin gereğini fazlasıyla yerine getirdi. Normal yaşamında olduğu gibi kapısını da gönlünü de herkese hep açık tuttu, sokağın nabzını tutmayı asla ihmal etmedi. Ben siyasetten uzaklaşıp çöplüğüme dönerken, o ise politikadan asla kopmadı. AK Parti'de il başkan yardımcılığı yaptı, şimdi de Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili... 30 Mart seçimlerinden bu yana sergilediği performans ortada, halkın ne sorunu varsa meclise taşıyıp vatandaşın hakkını arıyor, çözüm ve hizmet için çalışıyor. Büyükşehir Meclisi herhalde ilk kez böyle yerinde ve yapıcı muhalefet görüyor. Bilal Başkan'ın adı şimdi de AK Parti İzmir İl Başkanlığı için geçiyor. Kendisi ne der bilmiyorum ama bana kalırsa tam isabet olur. O koltukta neler yaptığına bizzat tanıklık etmiş biri olarak bunu söylüyorum. Bir bildiğim var anlayacağınız...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.