Bu hayatı bana kimse altın tepside sunmadı
LİYAKAT (Lider Yaratıcı Katılımcılar) Derneği Başkanı Berkay Eskinazi, imkansızlıklar içinde başladığı iş yaşantısında çok çalışarak, bu noktaya geldi. Eskinazi, lüks görünen hayatı için, "Bu hayat bana altın tepside sunulmadı" yorumunu yaptı
3,5 yılı geçtik.
Biziz. Ben demiyoruz. Biziz.
Zaten hep STK'ların içindeydik. Kimimiz Sanayi Odasında, kimimiz Ticaret Odasındaydık.
2000 yılından beri bu işlere çok zaman ayırıyorum. Daha evvel mümkün değildi.
Kariyerimde istediğim yere geldim. Şimdi işlerimi biraz rölantiye aldım. Eskisi gibi sabah 7, akşam 7 çalışmıyorum. Dolayısıyla da vaktim kalıyor. Bu vatanın ekmeğini yedik, suyunu içtik. Üniversitesini meşgul ettik. İş deneyimimiz, hayat deneyimimiz var. Bunları paylaşalım, topluma fayda sağlayalım dedik ve bu işlere girdim. Sanayici olmam dolayısıyla EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) Vakfında başkan yardımcılığı yaptım. İlk çalışmalarım oydu. Gençlere burs sağlıyorduk. Benim dönemimde 550 öğrenciye burs veriyorduk. Rotaryenim 2009'dan beri. Çok çabuk da başkan oldum. Temmuz 1'de başkanlık bayrağını devrettim. Bir yıl hem LİYAKAT hem Rotary biraz yoğun geçti.
EŞİM DE BENİMLE BÜYÜDÜ
Yapamama sebebi, imkan meselesi. Ben çok paralarla okuyan insan değilim. Ailem zengin değildi. Tırnaklarımızla kazıyarak bir yerlere geldik. Babam nakliyeciydi. İki kamyonumuz vardı, onlarla nakliye işi yapardı. Babam her şeyin iyi tarafına bakardı. "Kızım hiç düşünmeden iyiliğini yap, denize at, dalgalar onu sana getirecektir" derdi. Hep bu felsefe ile büyüttü bizi. STK'lara yakınlığım bence buradan geliyor. Çocukluk çağımdan itibaren, uçak geçince ben bu uçağın içinde olacağım, ben gezeceğim diyerek büyüttüm kendimi. Liseyi bitirdiğimde, Ankara'ya kazandım, yollamadılar. "Kız çocuğu tek başına Ankara'ya gitmez" dediler. Hemen aile dostumuza, "Bana bir iş bulun, ben okuyacağım" dedim. Sağ olsun o iş buldu. Özel üniversiteler o zaman çok büyük paralar değildi. Eczacılığın paralı gece bölümüne yazıldım. Gündüz çalıştım, gece okudum.
Hemen bir plastik fabrikasının Çankaya'daki irtibat bürosunda çalışmaya başladım. Benim için inanılmaz bir tecrübe oldu. Gaddar bir üstüm vardı. Çocuktur diye acıması yoktu. Zordu. Ben bu sırada işimde ilerledim, fabrikaya geçtim. Fabrikada ambar memurluğu, ambar müdürü, üretim müdürü oldum. 4. sınıfa geldiğim zaman bunaldım. Eczacılık çok zor bir okuldur. Fabrikada da bir yere geldim ya "Ben okumayacağım artık ben bir şey oldum" dedim. O zaman patronum, şimdiki eşim, "Sakın" dedi. Çünkü o da tıp 4'ten ayrılmış hayat şartları nedeniyle. "Benim yaptığımı yapmayacaksın biz sana yardım edeceğiz" dedi ve ben bitirdim.
"ÇOK ÇALIŞARAK YAPTIM"
1980 yılında evlendik.
Aşkımız büyüktü tabii ki ama iş aşkımız daha büyüktü. Eşim de oğlak burcu. Tam bir işkolik. Hayatında zaten hep benim gibi bir kadın arıyormuş. Yani iş kadını. Dolayısıyla hem aşk hem bu beklenti birleşince, evlendik. Biz tamamlıyoruz birbirimizi. Hayatım boyunca hep çalıştım. Hayatımız altın tepside sunulmadı. Berkay Eskinazi bugün bir yere geldiyse, çalışması sayesinde geldi. Eşim zengindi de ben bir şey oldum değil. O da çok zengin değildi ben onu tanıdığım zaman.
"KISKANCIM"
İsrafı sevmem. Ekmeğin bile fazla alınmasına kızarım. Berkay Eskinazi alamaz mı? Ben almam. Her gördüğümü alan kadın değilim. Eşim, "Ben çok isterim eşim benden bir mücevher, bir kürk istesin benden hep makine istedi" der. Kariyer sahibi insanları seviyorum, kıskanıyorum, yapmak istiyorum ve yapıyorum.
O benim her zaman önderim, idolüm. Ben eşimi hep dinledim. Daha çocukluk yaşlarından başlıyor insanlar dinlememeye. Teknolojik olarak gençler bizden ileri ama bu becerileri yaşanılan deneyimlerle süslemeliler.
Ben çocuk doğuramadım birtakım şanssızlıklardan dolayı. Eşimin ilk eşinden 2 oğlu vardı. Onları büyüttük. Torunlarımız var şimdi. Onu da tattık. Doğurmak önemli değil. O çocuğu yetiştirmek, faydalı olmak önemli. Biz anneleriyle çok iyi arkadaşız. Çocuklar böyle bir şeyi hissetmeden büyüdüler.
Son projemiz 4WOMEN (Kadınlar için). Daha çok yeni. Şubat ayında başladı. AB hibe programı kapsamında bir proje. Kadına karşı şiddetin önlenmesi öncelikli olmak üzere, kadının insan haklarını desteklemeyi, sivil toplum dostu bir çevrenin yaratılmasını amaçlıyor. Proje ortaklarımız 2 İtalyan Sivil Toplum Derneği ( ARCUS ve Work in Progress); Türkiye'den Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birliği Anabilim Dalı ile Konak Belediyesi. "Türkiye ve İtalya'da kadına şiddetin farklı boyutları, kadın nelerden şiddet görüyor, şiddet gördüğü zaman bir yerlere başvurabiliyor mu?"sorularının cevabını arayacağız.
"Emek Pişti Haydi Sofraya" inanılmaz güzel bir projeydi. Dezavantajlı kadınlara meslek edindirdik. Her yıl Ege Üniversitesi ile ortak girişim yarışması yapıyoruz. Çok övündüğümüz bir proje. EÇEV ile ortak yürüttüğümüz "Çocuk Büyüsün Diye"projesi...
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor