Özgür KAYNAR: Mucize bu olsa gerek

Turizmci dostlarım anlatınca şaşkınlık içinde kalmıştım. Gördüğüm fotoğraflar, o değişimi ortaya koyuyordu, ancak bu kadarını beklemiyordum. Yıllar sonra gidince, zamanın bazı yerlerde neleri değiştirebildiğini anlamış oldum. Ya da başka bir deyişle; bir belediye başkanının kendisine emanet edilen kentin kaderini nasıl değiştirebildiğini... 'Eski'den eser kalmayan, bozkırın ortasında bir çiçek gibi açan, karşımızda nazar boncuğu gibi duran mucizeye tanıklık ettim. Denildiği kadar vardı. Hafta sonu tüm oteller dolmuş, sokaklar turist akınına uğramıştı. Türkiye'nin her yerinden gelenler var. İlginçtir, turizmcilerin dediği gibi çoğunluk İzmirliler. Yabancı turizm acenteleri, Türkiye tur programlarına burayı da eklemiş. Bazı yerlerde yemek yiyebilmek, birşeyler içebilmek için insanlar sırada bekliyordu. Tahmin etmişsinizdir. Mucizenin gerçekleştiği kent, Eskişehir'den başkası değil. Bir şehir bu kadar güzelleştirilebilir. Her köşesinde farklı alemlere alıp götürüyor sizi... Geleneksel mimarimizin ayağa kaldırıldığı Odunpazarı'nda Anadolu'yu buluyorsunuz. Plajından uçsuz bucaksız yeşil alanlarına, balıkların yüzdüğü dev havuzundan sanat eserinden farksız yüksek duvarlarına eşsiz bir yer olan Kentpark'ta bir İstanbul'a gidiyorsunuz, bir Akdeniz'e ve Ege'ye, bir Avrupa'ya...
BÜYÜLEYEN TABLO
Önceleri kötü koku yuvası olan Porsuk'ta şimdi turist taşıyan gondolları ve tekneleri görünce, "Burası Venedik mi yoksa" diyorsunuz. Sokak lambalarından oturma banklarına, heykellerden tramvaya, kaldırım taşlarından rengarenk çiçeklere ve Porsuk üzerine inci gibi dizilen köprülere kadar her şey bambaşka. Hepsi bir araya getirilince büyüleyen, herkesi çeken bir tablo ortaya çıkıyor. Alışık değiliz böylesine, insan görünce hayret ediyor, imreniyor. Orada yaşamadığı için de biraz kıskanıyor. Sanatçı farkını belediye başkanlığına taşıyıp Eskişehir'i bir turizm kenti yapan Yılmaz Büyükerşen'e şapka çıkarıyorum. Yılmaz Hoca'dan alınacak çok ders var. Bu arada önceden uyarmışlardı, "Eskişehir, alışkanlık yapar, bir giden bir daha gitmek ister" diye... Şimdiden tekrar o güzellikleri yaşamanın fırsatını kollamaya başladım. Darısı, sihirli değnek dokunmasını bekleyen tüm 'eski' şehirlerimizin başına!..