'Yaklaşık' skandal!

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yangın algılama ve söndürme sistemi eksiğine rağmen metronun son iki istasyonunu Ramazan Bayramı arifesinde hizmete sokmasının ardından yeni bir skandal daha ortaya çıktı. Tünelin eksiklerini tamamlamak için 26 Eylül'de yapılan ihalede "yaklaşık maliyet" hesabının yanlış yapıldığı fark edildi. Egeli SABAH'ın belgeleriyle ortaya koyduğu tünel yırtılması, yangın söndürme algılama sistemi eksikliği gibi sıkıntılarıyla gündeme gelen Üçyol-Üçkuyular hattındaki eksiklerin tamamlanması için 26 Eylül'de ihaleye çıkıldı. İhale kapsamında "Şaftların kapatılması, yangın algılama ve ihbar sistemi, kaçak akım toplama sistemi, tünel yangın söndürme tesisatı, gazlı söndürme yapılması işleri" yer aldı. İhaleye katılan 3 firma arasında en düşük teklif Ultra AŞ'den geldi. Firma öngörülen işler için 11 milyon 335 bin 004 lira teklif sundu. Ancak Büyükşehir Belediyesi'nin belirlediği 6 milyon 756 bin 289 liralık yaklaşık maliyetle, en düşük teklifi veren şirketin sunduğu rakam arasında 4 milyon 578 bin 715 liralık fark oluşunca, ortada bir terslik olduğu fark edildi. İhale komisyonunun yaptığı inceleme sonucunda yaklaşık maliyetin yanlış hesaplandığı anlaşıldı. Bunun üzerine Büyükşehir Belediyesi, komisyonun verdiği karar doğrultusunda ihaleyi iptal etmek zorunda kaldı.
FATURA İZMİRLİYE
Böylece, zaten yer tesliminin ardından yapım süresi 8 ay olan eksiklerin giderilmesi işi en iyimser tahminle 2-3 ay daha ötelenmiş oldu. Haziran 2015'te tamamlanması öngörülen ihale kapsamındaki işlerin en iyimser tahminle eylül ayında biteceği ifade edildi. Yanlışlığın faturası her zaman olduğu gibi yine İzmirliye çıktı. İzmirliler en az 1 yıl daha yangın algılama söndürme sistemi olmayan metroyu kullanmak zorunda kalacak. Sıkıntılar bununla da sınırlı kalmayacak. Hatay Poligon'da, İnönü Caddesi'nin tam ortasında açılan ve kent içi trafiği olumsuz yönde etkileyen şaft da yaklaşık maliyetin yanlış hesaplanmasından nasibini alacak. Büyükşehir Belediyesi yeniden ihaleye çıkmak için şartnamede bir takım değişiklikler yapmak zorunda kalacak. Bu arada yaklaşık maliyet yeniden hesaplanacağı için süreç daha da uzayabilecek. Sonuç olarak Poligon sakinleri yolun tam ortasında bir ucube gibi kalan şaftın kapatılması için bir süre daha bekleyecek. Üçyol-Üçkuyular Hattı'ndaki iki istasyon açılmadan önce Egeli SABAH, İzmirspor ve Hatay İstasyonları ile hattın tamamının ray döşeme işlerini alan yüklenici firmanın, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü'ne hazırlattığı rapora ulaşmıştı. Bu güne kadar kamuoyuna açıklanmayan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sır gibi saklanan rapor, İzmirlileri bekleyen ölümcül tehlikeleri gözler önüne sermişti. Rapor, tünellerin yapımına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını, proje çizilirken su basıncı ve depremselliğin gözardı edildiğini ortaya koymuştu. 3 Mayıs 2011'de ve 18 Temmuz 2012'de metro tünelinde yırtılma meydana geldiği anlaşılmıştı. Olup bitenler kamuoyundan gizlenirken, metronun açılışının sürekli ertelenmesinin sebebi de böylece Egeli SABAH tarafından gün ışığına çıkarılmıştı. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Erdem Canbay tarafından hazırlanan raporda "her gün binlerce kişinin taşınacağı bu kadar hassas bir sistemin her an çatlama olasılığı olan invertlerin üzerine oturduğunu bilmek ve bir önlem almamak tabiri caiz ise cinayettir" denilmişti.
KOCAOĞLU NE DEMİŞTİ?
Egeli SABAH'ın ortaya çıkardığı metro skandalı ile ilgili konuşan Başkan Kocaoğlu, "kara propaganda" yapıldığını iddia etmiş, "Malum çevrelerden ve malum basın organlarından bir bombardımanla aslı astarı olmayan, akıldan ve bilimden uzak, sadece ve sadece çamur at izi kalsın diye yapılan bir karalamayla karşı karşıyayız. Muhatap almak doğru değil ama bunları yazıyorlar. Eğer cevap vermezseniz, 'Açıklama yapılmadı, demek ki bu doğru' moduna geliyorlar. Diğer basın da bunu ileride kullanabilir. Geçmişte bunların tekrarını gördük" demişti. Ancak Egeli SABAH'ın kamuoyuna duyurduğu hayati nitelikteki eksiklerin giderilmesi için, Büyükşehir Belediyesi'nin (metro hizmete girdikten sonra) ihale açması, "kara propaganda" tezinin ne kadar çürük olduğunu açıkça ortaya koymuştu.