İzmir’e usta bakış

Uzun yıllardır Londra'da oyunculuk üzerine eğitim veren usta oyuncu Asuman Dabak İzmir'de sanat okulu açıyor. "Hayalini kurup da gerçekleştiremediğim hiçbir şey yok" diyen Asuman Dabak, absürd rolleri canlandırmayı çok sevdiğini söyledi. İzmir'de açacağı sanat okulunun hazırlıklarını tamamlayan ünlü tiyatrocu, "İzmir seyircisi için sanata ve sanatçısına çok şık davranır" dedi.
Asuman Hanım, 1970 doğumluymuşsunuz. Filmografinize baktım. Çok fazla sinema, tiyatro, dizi filmler, yarışmalar, canlı yayın programları var. Bu kadar zamanda bu kadar yolu nasıl kat ettiniz?
Çok haklısınız. Çok kısa bir zaman dilimine çok şey sığdırdık. Bir defa işime çok aşık olmamla ilgili. Hayatı çok sevmemle ilgili. İdealist yaklaşmamla ilgili olsa gerek. Kazancımı kendime işime yatırım olarak düşündüm. Dolayısıyla çok kısa zamanda oyunculukla ilgili yol kat edildi. Hayalini kurup da gerçekleştiremediğim hiçbir şey yok.
"LONDRA, TERAPİ MERKEZİM"
İngiltere'de bir okul... Bu fikir nasıl gelişti? Neden İngiltere?
Ben bunu daha öncesinde Almanya'da düşünüyordum. İngiltere oyunculuğun merkezi bir yer. Bütün en iyi oyunculuk okulları orada ve en iyi oyuncular orada yetişiyor. Sonra bir okul girişimim oldu. Bana inanamadılar önce "Siz her hafta mı geleceksiniz?" diye. "Hocam biz senede bir defa gidiyoruz. O da yaz tatillerinde. O bile zor geliyor" dediler. Bir süre sonra her şey yerli yerine oturuyor. Evet, tabi ki yorucu oluyor ama orası benim rehabilite olduğum bir yer. Her gittiğimde müzikaller, oyunlar izliyorum. Dünyayı takip edebiliyorum. Kendimi geliştirebiliyorum. Diğer yandan öğrencilerimle çok iyi vakit geçirebiliyoruz. İyi performanslar çıkarıyoruz. Orası benim terapi merkezim oldu.
Aynı okulu İzmir'de kuruyorsunuz...
Evet, aynısı olacak. Yine oyunculuk, temel oyunculuk eğitimi, kuram, beden dili, diksiyon, sahne tatbikatı, şan dersleri ve ses eğitimi.
Peki, orada da bizzat bulunacak mısınız?
Şan derslerine, ses eğitimine dünyaca ünlü opera sanatçısı Sinem Balık girecek. O da İzmirlidir. Benim yıllardır kadim dostum, kardeşimdir. Çok profesyonel bir çalışma olacak. Diğer derslere ben gireceğim. Çünkü İzmir gerçekten sanatçı cenneti. Sanatçı yetiştiren bir maden. Bir cevher. Uzun yıllar Karşıyaka'da yaşadım zaten. Karşıyaka'dan İstanbul'a geçtim. Emekliliğimde de yine buralarda olmak istiyorum.
Öğrencilerinizi seçerek mi alacaksınız?
Öğrencilerin tamamını bizzat kendim seçeceğim. Sınıfları ayırmak zorundayız çünkü. Yetenekli bir çocukla oraya hobi için, genel kültür için gelen çocuğu aynı sınıfa koyamazsınız. Öbürü daha idealist yaklaşacak. Teknik olarak, metot olarak başka türlü yürümek gerekecek. Şimdi o kadar çok talep alıyoruz ki... Çocuklarla ilgili geri dönüşler yapılmaya başlandı. Çocuk sınıfı da açacağız. 6-12 yaş arasına psikodrama dersleri vereceğiz. Çocuk yaşta da onların biçimlenmesi gerekiyor. İçine kapanık çocuklar oluyor, agresif çocuklar oluyor, iletişim kuramayan çocuklar oluyor, algısı zayıf veya hiperaktif çocuklar oluyor. Biz bunları tamamen oyunla bir dengeye oturtmaya çalışacağız.
Ben sizin hayatınızı araştırdığımda aslında pek çok zor dönem geçirdiğinizi gördüm. Çok ciddi bir hastalık atlatmışsınız. Tiyatro konusunda kendinizi geliştirmişsiniz ve bu konuda oldukça fazla emek vermişsiniz. Bütün bunları atlatıp bu pozitiflikle yürüyebilmek gerçekten güç ister. Bu enerjiniz nereden geliyor?
Hayatı çok seviyorum. İnsanları çok seviyorum ama en önemlisi kendimi çok seviyorum. Yaradanla aram çok iyi. O her şey. Bu bedenin bana emanet olduğunu biliyorum. Yaratılanı severim yaratandan ötürü felsefesinden yola çıkıyorum. Ben evrende negatif enerjinin olduğuna inanmıyorum. Negatif düşünceleri biz zihnimizde kendimiz yaratıyoruz. Zaten evrende de sadece pozitif enerji var. Bizim zihnimizde oluşturduğumuz negatif düşünceleri evren istediğimiz algılıyor ve bize bunu gönderiyor. Düşünün bütün korktuğum başıma geldi deriz. Evet, çünkü onu siz çağırdınız. Evren sizin onu çok istediğinizi zannediyor. Zihninizden negatif düşünceyi çok geçirirseniz, evren size "Peki, madem bunu istiyorsun" deyip bunu yaşatıyor. O yüzden iyi düşünelim iyi gelsin, iyi olsun. Doktor bana "6 ay ömrün var." dedi. 9 yıl oldu, hayattayım. Öğrendiğimde "Hadi oradan, sen mi bileceksin, Allah mı?" dedim. Şimdi karar verdim ölmeyeceğim.
MENEKŞE FENOMEN OLDU
Sizi en çok etkileyen rolünüz ne oldu?
Beni en çok etkileyen rol Menekşe oldu tabi ki. Çünkü orada bir kırılma noktası vardı. Ben daha öncesinde bir dünya drama dizilerinde rol aldım ama insanların beni tanıması, sevmesi ve bağırlarına basması Menekşe ile oldu. Menekşe çok kıymetli benim için.
Manisa Akhisarlısınız. Tiyatro aşkınız Akhisar'da mı başladı. Evet. İlkokul 5. sınıfta. Beni yönlendiren olmadı. Seçmeli dersler vardı. O zaman kol deniliyordu. O kollardan seçiyordunuz aktivitenizi. En son temizlik kolu ile temsil kolu kalmıştı. Bahçede temizlik yaptıracaklar diye temsil kolunu seçtim. Sonra bize bir hoca atadılar. Bir piyes konuldu. Ben kurtuluş savaşındaki 90 yaşında, mermi taşıyan kağnıları itekleyen Fatma Nine'yi oynadım. İlk rolüm oydu. O rolle kaymakam ve belediye başkanından ödül aldım. O gün zehiri almıştım. Ondan sonra da iflah olmadım zaten.
Haldun Dormen öncülük etti
Asuman Dabak Tiyatrosu fikri ne zaman oluştu? En büyük hayalim kendi tiyatromu kurmaktı. Birçok oyuncunun gönlünde yatan budur zaten. 2005'te buna karar verdim. Sevgili Haldun Dormen hocama "Hocam ben tiyatro açmak istiyorum" dedim, "Sen delirdin galiba. Herkesin tiyatro kapattığı zamanda sen tiyatro mu açıyorsun?" dedi. "Evet" dedim. "Paran çok herhalde, iyi o zaman" dedi. 2006'da da tiyatromuzu kurduk. O günden bugüne de devam ediyoruz.
İzmir izleyicisini nasıl buluyorsunuz? Son derece A plus buluyorum. Bir defa zekidir İzmir. Espriye mizaha başka türlü bakar. Çok kısa sürede anlar ve reaksiyonunu verir. Muhteşemdir. Kadir kıymet bilir İzmir seyircisi. Sanata ve sanatçısına çok şık davranır. Kendinizi gerçekten sanatçı gibi hissedersiniz. Kıymetli hissedersiniz. Şımartmayı bilir. Biz o yüzden İzmir seyircisini bir ayrı tutarız.