Tespih sevgisi genlerinde var
Türkiye’nin en ünlü tespih koleksiyoncuları arasında olan Merve Optik’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirel bu tutkusunun aileden geldiğini söyledi
Dedemin babası üç kardeşlermiş. İkisi Rus harbinde şehit düşmüş, geriye bir Hafız Ali kalmış. Hafız Ali bir Kuran'ı Kerim yazmış onu ve deri ciltle kaplamış. İçine de bir insört koymuş ve ailenin bütün köklerini, şeceresini oraya kaydetmiş. Elinde de 3-4 tane çok kıymetli tespih varmış. Hatta 93 harbinde o tespihlerden birisinin tanelerinden bazılarını eşi kaybettiği için ona iki gün ekmek vermiyor. Bu tespih dedemin şeyhi Abdülhakim Arvasi Hz.'ne aittir. Şimdi o tespih bende. Rahmetli dedem Ömer Fahrettin Bey'de tespih biriktiriyormuş. Sayı olarak çok olmasa da, herhalde damar olarak oradan beslenmişim.
Dedelerim ve babamdan gelen 9 tespih vardı. Zaten Osmanlı ve İslam tarihinde 16.yüzyıla kadar tespih kayıtlarda yok. Sultanahmet Camii yapılınca, içersine kaç kişi alacak diye, her girene bir tespih veriyorlarmış.
Türkler... Dünyada çok yere gittim, pek çok tespih malzemesi gördüm ama bizim ustalardan iyisini görmedim.
C-1890 ile 1970 yılları arasında çok önemli ustalar yetişmiş. Bir kaçının adını burada zikretmek isterim: Horozun Salih, Yamalı Halil, Arap Nuri, Tophaneli İsmet, Mevlanakapılı Mehmet, Beylerbeyli Galip... Günümüzden de: Elazığlı rahmetli Yusuf usta, oğlu İbrahim Özgen Usta, Erzurumlu Bünyamin usta, Gazi Osman Paşa'da Hüseyin Çelik usta, Erzurumlu Cem Bülbül usta, İznikli Abdullah Öner usta, Zekai Şenyurt usta, Feyzullah Kalaycı ve İmdat Kalaycı ustalar...
Bin küsur... Ben de 95 çeşit tespih var.
Tespih malzemesi çok çeşitlidir. Maden kökenli maddeler var: Zümrüt, yakut elmas, necef, firuzi, kristal, şahmaksut, zeberced, akik, yıldız taşı, kantaşı, altın, gümüş... Hayvansal maddeler: Fildişi, mamut dişi, deniz fili, suaygırı dişi... Bağa (Deniz kaplumbağasının kabuğu), deve kemiği, boğa boynuzu, buffalo boynuzu, gergedan boynuzu. Denizlerden gelenler: İnci, mercan cinsleri, yüsrü, sedef türleri... Fosil kökenli olanlar: Kehribar, siyah kehribar (oltu taşı)...Ağaç kökenli olanlar: Yılan ağacı, sandal ağacı, öd ağacı, pelesenk, tik, abanoz... Bitki kökenli olanlar: Kuka, narçıl, andıç... Sentetik maddeler: Alman sakızı, sıkma kehribar, fiber, sert plastikler, katerin.
HER USTANIN AYRI TARZI VAR
Her ustanın kendisine has bir imame, tane, takım tarzı var. Yusuf ustanın tarzı tespihte çok belirgindir, onun tespihe yansıyan bir konsepti vardır. Yusuf usta malzemeyi çok hor kullanırdı. Yani hiç acımamış malzemeye. Hep en iyi malzemeden tespih yapmış.
Aralarında takas yapanlar var. Ama herkes kendi koleksiyonundakini en iyi zannediyor. Halbuki bunun kıstası bellidir, malzemesiyle, ustasıyla...
NE ZAMAN HANGİ TESPİH KULLANILIR
Eğer çok meraklıysanız öyledir. Yazın kehribarı çekemezsiniz, sıcakta ele yapışır. Yazın necefi çok zevkli çekersiniz, çünkü soğuktur, elinizde damla damla serinlik olur. Kışın kehribar ve akik güzel olur. Bağanın kendine göre güzelliği vardır, mukavemetli, parlak ve çok akıcı bir malzemedir, ışıkta baktığınız zaman birçok rengi vardır. Şalgami dediğimiz bordomsu rengini ben çok tutarım her malzemenin yakıştığı tarz vardır. Her malzemeden her tür tespih olmaz. Mesela bağadan tombul taneli tespih olmaz, güzelliğini kapatır.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor