Liderlik genlerinde var
10 şirkette 2 bin 400 kişinin çalıştığı İnci Holding’in üçüncü kuşak temsilcisi Neşe Gök, hep kadın yöneticilerin olduğu bir ailede büyüdüğünü, bunun da hayatına büyük katkı sağladığını ifade etti
İnci Holding ağırlıklı olarak otomotiv yan sanayinde olan bir grup. Toplamda 9 şirket ve holding ile beraber 10 şirketten oluşuyoruz. Tüm şirketlerde 2 bin 400 çalışanımız var. Ağırlıklı olarak ihracat yapıyoruz. Ürünlerimizin yüzde 67'sini 80'den fazla ülkeye ihraç ediyoruz.
Biraz oldu tabi. Ama 20 yıldır bu şirketteyim. Dolayısıyla bildiğim insanlar ve yetiştiğim bir ortamdı. Yine de başkanlığın verdiği heyecan var.
Çok küçükken anneme "Anne ben büyüyünce ne olayım?" diye sormuştum. Annem de "Mutlu ol, önemli olan o" demişti. Sonradan gördüm ki birinci kuşağın da, ikinci kuşağın da söylediği aslında mutlu olmamız.
Cevdet İnci Vakfımız bizim çok gurur duyduğumuz bir vakfımız. Vakfı, teyzem, ikinci kuşaktan Şerife İnci Eren yönetiyor. Cevdet İnci Vakfı eğitim amaçlı çalışan bir vakıf. Özellikle İzmir ve Manisa'daki başarılı üniversite öğrencilerine ve çalışanlarımızın çocuklarına burs veriyoruz. Bunun dışında 2012'de kurduğumuz bir akademimiz var. İnci Akademi. Burada hem kendi şirketimizin çalışanlarına eğitim veriyoruz hem de dışarıdan iş dünyasının ihtiyaç duyduğu eğitimleri düzenliyoruz.
KONSER VERECEKLER
Son etkinliklerimizden biri "Barış için Müzik Vakfı" ile beraber yürüttüğümüz "Bir Nota, Bir Hayat" projesi. Bu çok heyecan duyduğumuz bir proje. Bornova Belediyesi Naldöken Kültür Merkezi'ni tahsis etti. Projede ilk defa bir müzik enstrümanıyla tanışan 70 çocuğumuz var. Onlardan oluşan bir senfoni orkestrası kuruyoruz. Amaçları bu sene konser verebilir hale gelebilmek. Çocuklarımız sonbaharda bir konser hedefliyorlar. Bu da bizi son derece mutlu eden bir çalışma.
Bunların her biri ayrı çalışmalar. Üniversitenin İncileri programı 5 sene önce Ege Üniversitesi'nde okuyan bir gencimizin, kendi geliştirdiği projeyi bize anlatmasıyla başladı. Biz de projeye destek verdik. Hatta o gencimiz mezun olduktan sonra bizimle çalışmaya başladı. Üniversitenin İncileri programında seçilen üniversiteli gençler bizim marka elçilerimiz oluyor. Ağırlıklı olarak akü fabrikamızın 10 üniversiteden seçtiği gençler, bizde, bir hafta kamp görüyorlar. Biz bu gençlere, kampta liderlik, iletişim, takım çalışması, zaman yönetimi gibi konularda eğitim veriyoruz ve markamızı anlatıyoruz. Bizleri anlatıyoruz. Daha sonra bu gençler, üniversitelerinde gerçekleştirdiğimiz kariyer günleri etkinliklerimizde bize mihmandarlık yapıyor. Genç İnci programımız ise birçok kurumda olan MT programının 'İncice'si. Biz onlara Genç İnciler diyoruz. Üniversiteden yeni mezun olmuş ya da maksimum iki yıl tecrübeli olan gençlerimizden yaklaşık 10 kişiyi bünyemize alıyoruz. 6 aylık eğitimin ardından kadroyla devam ediyorlar.
Cevdet İnci Teşvik Ödüllerimiz bizim grubumuz içinde yaptığımız bir uygulama. Her sene grubumuzdaki her şirket üçer projeyle bu yarışmaya başvuruyor. 10 kişilik jüri oluşturuyoruz. Üniversitelerden, KALDER'den jüri üyelerimiz oluyor. Daha sonra bu projeleri değerlendirip birinci, ikinci ve üçüncüyü belirliyoruz. Amaç burada verimlilik projelerin hepsini destekliyor olmak.
O proje, yine vakfımızın bir projesi olarak gerçekleşti. Soma'daki kazanın ardından, oradaki kadınların başka bir gelirinin olmayışından yola çıktık. Soma'nın Yırca Köyü'nde bir grup kadına kokulu taş ve kokulu sabun yapmayı öğrettik. Sonra bunların satışı için ön ayak olduk. O gün bugündür de üretiyorlar. Satışında biz de destek oluyoruz. Hala çalışmaya devam ediyorlar.
Aslında Neşe Gök olarak değil, bizim İnci Holding olarak bir stratejimiz var. 2023'te dünyada ilk binde olmak gibi bir vizyonumuz var. Oluşturduğumuz stratejilerimiz var. Dolayısıyla holdingin stratejileri benim de stratejilerim oluyor. Bu yolda çalışmaya devam ediyoruz.
KÜÇÜKKEN POSTA TAŞIRDIM
Büyükbabam açısından yaz tatillerini öyle tatilde falan geçirmek mümkün değildi. Ona göre çocuk dediğin yaz tatilinde gelir işin bir ucundan tutar. Zaten annem de çalıştığı için yaz tatilinde genellikle ofiste olurdum. Akşamları bazen koltukta kıvrılıp uyumuşluğum vardır. Arada da bana iş verirlerdi. O zamanlar posta gelirdi her gün. Bana görev verirlerdi. "Git bu mektubu teyzene götür" derlerdi. Faks gelirdi. "Hadi bunu muhasebeye götür" derlerdi. Faksı muhasebeye götürürdüm. 5 yaşında elimde mektup, faks... Bir heves onları taşırdım. Çok küçükken olan şeyler.
?KERESTECİLİK YAPTIM
Kadın yöneticisiniz. Türkiye'de kadın yönetici olmak nasıl bir şey?
İzmir'de kadın yönetici olmak belki Türkiye'de kadın yönetici olmaktan daha kolay olabilir. Ben İzmir'de kadın yönetici oldum ve hep kadın yöneticilerle dolu bir ailede büyüdüm. O yüzden bu durum dışında bir alternatif görmedim. Annem kendimi bildim bileli hep çalıştı. Teyzelerim kendimi bildim bileli çalıştı. Dolayısıyla hayatımda kadınım diye bir çalışmama alternatifim olmadı. Belki o yüzden de kadın yönetici olmanın bir zorluğunu yaşamadım. Dört taneden sonra beşinci kadın başkanım. Dolayısıyla bizde alışık herkes. Çünkü biz otomotiv yan sanayi olarak çok erkek egemen bir sektörün içindeyiz. Doğal olarak çok az sayıda varız. Belki bir tekstil sektöründe, bir turizm sektöründe kadın yönetici daha fazla olabilir ama bu alanda gittiğimiz yerlerde genelde tek oluyoruz. Böyle bildik, böyle alıştık. Hatta benim bir kerestecilik dönemim vardır. Kerestecilik yapmıştım. İki yıl boyunca tomruk ihalelerine giden benden başka hiçbir kadın görmedim.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor