Göztepe’de tam bir Koca Kaptan vardı

Göztepe, Süper Lige yükselerek yeni bir dönemin başlangıcına imza attı. Şimdi sadece Göztepeliler, İzmirliler değil, tüm Türkiye bir sorunun cevabını merak ediyor: "Efsane Göztepe yeniden doğar mı? "Tabii öyle birbirlerine uygun, birbirlerini iyi tanıyan, bütünleyen bir kadroyu kurmak zor. Ve Göz-Göz'ün Avrupa'da at koşturduğu dönemlerin üzerinden tam yarım asır geçmiş. İnsan ister istemez o devrin hayalini yaşıyor, o başarının mimarlarını anmak istiyor. Tabii kaptan köşkünde Kocakaptan Gürsel Aksel var. O devri yaşayan ve onu iyi tanıyanlardan biri olan duayen spor yazarı Gürkan Ertaç'la konuştuk;
ÇAĞLAR: Rahmetli Kocakaptan Gürsel Aksel Göztepe'ye ne zaman nasıl geldi?
- ERTAÇ: Manisa gerçekten bir futbol ambarıydı. Büyük yetenekler yetişti. En ilginç tarafı da kardeş futbolcuların sarı-kırmızılı formayı giymeleriydi. Güler-Gürsel Aksel, Fikri-Çetin Bayrıl, Ceyhan-Cihan Yazar gibi. 1955 yılında ilk teklif Manisa Gençlik'ten Güler Aksel'e yapıldı, onun önerisiyle kardeşi Gürsel Aksel de geldi. İyi ki de gelmiş.
Peki Efsane Göztepe'nin kuruluş aşaması ve Gürsel Aksel'in dümene geçmesi nasıl oldu?
Tabii ki destan yazacak bir takımı yaratmak kolay olmadı, bir yapılanma dönemi yaşandı. Zeki ağabeyin (Çırpıcı) nokta transferleriyle birbirine iyi uyum sağlayan, mevkilerinde etkin isimler transfer edildi. İskenderun'dan Fevzi Zemzem, Konya'dan Çağlayan Derebaşı, Fenerbahçe'den Hüseyin, Ali İhsan gibi. Bun- lar İzmirlilerle Ali, K.Mehmet, B.Mehmet. Nevzat, Nihat. Ertan, Halil, Ceyhan, Cenap, Güngör, Cudi ve yabancı olarak da Danimarkalı Nielsen'le birleşti. Kaptan köşküne de Gürsel Aksel oturdu.
Sonradan Kocakaptan lakabı da verilen Gürsel Aksel'in özelliği neydi?
Yönetici özelliği büyüktü. Takım arkadaşlarına ağabeyden öte bir baba gibi davranırdı. Nevzat Güzelırmak 12 yıl aynı odayı paylaştığı Aksel için, "Ağabeyim yoktu ama, Gürsel ağabey sayesinde yokluğunu hiç hissetmedim" derdi. Gürsel Aksel aynı zamanda futbolcuların hem teknik direktör Adnan Süvari, hem de yönetimle arasında bir köprüydü. Her türlü sorun etrafa yayılmadan çözülürdü.
Peki maçlarda nasıldı?
Adnan Süvari taktiği verdikten sonra takımı yönetmek, durumu göre kim hangi mevkide daha etkili olacak, atışları kim yapacak, hep Gürsel karar verirdi. Futbolcu kardeşlerinin de moral hocasıydı. O 3-0'lık Atletico Madrid zaferinde ilk gol için penaltı kararı verilince Gürsel penaltıyı kendi atması gerekirken Halil Kiraz'ı çağırmış, "Penaltıyı sen atacaksın" demişti. Halil heyecandan titreyince de, "Bak...Gidecek, kalecinin iki gözünün arasına bütün gücünle vuracaksın" demişti. Halil de onun dediği gibi öyle şiddetli vurdu ki top ağları yırtarak gol olmuştu. Göztepe'nin 17 yıl formasını kuşanan, 1962'den jübilesini yaptığı 1972 yılına değin kaptanlığını yapan 5 kez ay-yıldızlı formayı giyen Gürsel Aksel, futbol alanlarında bir maestro, top ustası, büyük bir emekçi, bir sevda adamıydı. Ayrıca davranışları ve aile bağlarıyla tüm arkadaşlarına örnek oldu. Örnek bir aile babasıydı, hiçbir zaman dedikodulara mazleme olmadı. Onu örnek olan diğer Göztepeli futbolcular da mutlu evlilikler yaptılar, sürdürdüler, sürdürüyorlar.
Gürsel ağabey erken ebediyete göçtü değil mi?
Her ölüm, erken ölümdür. Ama Gürsel Aksel'inki erken oldu, Rizespor'da teknik direktörlük yaptığı 1978 yılının Ekim ayında Türkiye'ye özgü bir ölüm gelip bulmuştu koca kaptanı. Rize'deki bir benzin istasyonunda çıkan yangında inanılmaz bir kazayla, bir levyenin fırlayıp kafasına çarpmasıyla ebediyete göçmüştü. Burada anlayamadığım bir gerçeğe değineyim. Göztepe öz evlatlarına teknik adam olarak fazla şans tanımamak gibi anlaşılmaz bir tutuma sahiptir. Mesela Nevzat Güzelırmak, mesela Fevzi Zemzem, mesela Halil Kiraz hep teknik adamlık ekmek paralarını başka kulüplere hizmet ederek kazanmışlardır.
Peki, Efsane Aksel'in genç Göztepelilere vasiyeti var mıydı?
Sadece Göztepelilere değil tüm kulüplerde oynayan gençlere örnek alınacak bir mesaj bırakmıştı. Göztepe, Rizespor maçına çıkarken bazı Göztepeliler o zaman Rizespor'u çalıştıran Aksel'e, "Sen Göztepelisin idare edersin işte" gibi şike iması içeren sözler etmişlerdi. Gürsel Aksel küplere binip ders alınacak şu sözleri etmişti: "Biz bugüne kadar Göztepe'de formamıza hiç ihanet etmedik, ettirmedik. Size şerefli bir forma bıraktık. Bunları duymamış olayım..."