Mavi bayraklı plaja evsel atık

Hayata geçirdiği arıtma tesisleri ve çevre yatırımlarıyla her fırsatta Türkiye'nin en çevreci belediyesi olmakla övünen İzmir Büyükşehir Belediyesi, Seferihisar Akarca Koyu'nda yeni bir çevre skandalına daha imza attı. Geçtiğimiz yıl Meles Çayı'ndaki temizlik çalışmaları sırasında çıkan balçık çamuru, yüzeysel atıklar ayrıştırılmadan, Urla Hekim Adası açıklarına döktüğü için çevre felaketine sebep olan İzmir Büyükşehir, bu sefer de Seferihisar'da 2010 yılında hayata geçirdiği biyolojik atık su arıtma tesisine gelen evsel atıkları arıtmadan denize vererek yeni bir çevre sorununa daha imza attı.
5 MİLYON LİRA HARCANDI
Büyükşehir, İZSU Genel Müdürlüğü aracılığı ile 2010 Seferihisar İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi'ni devreye soktu. Atık su arıtma tesisi 50 bin kişinin evsel atığını arıtacak şekilde planlandı. 2010 yılında 4 milyon 935 bin TL'lik yatırımla hayata geçirilen tesisin, Seferihisar merkez, Sığacık, Akarca yerleşimlerinin evsel atığını arıtması öngörüldü. Fakat Büyükşehir'in Seferihisar İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi'ne gelen evsel atıkları arıtmadan denize bırakması tepkileri de beraberinde getirdi. Büyükşehir'e bağlı İZSU ekiplerini uyarmalarına rağmen her yıl benzer sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarını belirten Mustafa F. Kuter isimli çevre sakini, yaşananlara tepki gösterdi. Belediyenin sorumsuz davranışı ile insan sağlığını hiçe saydığını belirten Kuter, "Bu sorumsuzluğa imza atanlara da, insan sağlığını hiçe sayanlara da göz göre göre halkın sağlığı ile oynayanları bu görevlerde tutanlara da hepsine yazıklar olsun. Yaşananlar kelimelerle anlatılacak gibi değil. Burası mavi bayraklı bir plaj. Gelsinler eserlerini görsünler" dedi. Daha önce Seferihisar merkez olmak üzere çevredeki tüm yerleşim yerlerinin atık suyunun yine aynı bölgeden Akarca koyuna aktığını belirten Kuter, "2010 yılında arıtma tesisi hayata geçirildiğinde büyük sevinç yaşadık. Nihayet kirlilikten kurtulduk dedik. Ardından da Akarca koyu mavi bayrak aldı. Bir süre sonra İZSU Genel Müdürlüğü arıtma tesisine gelen kirli suyu arıtmadan denize vermeye başladı. Bunun sonucu olarak da koyda büyük kirlilik meydana geldi. Tesis yetkililerine durumu ilettiğimizde daha dikkatli olacakları konusunda bize söz verdiler. Fakat aradan geçen süreçte değişen bir şey olmadı. Atık suyun denize verildiği bölgede Alman ve İngiliz turistlerin ağırlıklı olarak kaldığı turistik bir otel bulunmakta. Bunun yanı sıra bölgede 200 haneli İZTUR, 100 haneli Sertur, Ar ve Ormancı siteleri gibi çok sayıda site ve kamp yeri bulunmakta. Burada yaşayan insanların hepsi de toplam uzunluğu 4.5 kilometreyi bulan Akarca koyunda denize giriyor. Dolayısı ile tüm bu insanlar yaşanan kirlilikten nasibini alıyor" diye konuştu.
KAPASİTE YETMEYİNCE...
Yaşananları arıtma tesisinin kapasitesinin yeterli gelmemesine bağlayan Kuter, şöyle konuştu; "Mevcut tesis günlük 50 bin kişinin atık suyunu arıtma kapasitesine sahip. Özellikle yaz aylarında bölgede yaşayan nüfus dörde beşe katlanıyor. İddiaya göre arıtma tesisinin kapasitesi yeterli gelmiyor. Bunun sonucu olarak da kapasitesinin üzerinde gelen atık su, arıtılmadan denize veriliyor. Durum böyle olunca da mavi bayraklı plajın suyu denize girenler için mikrop yuvası haline dönüşüyor." Oysa ki yapılacak işin çok basit olduğunu belirten Kuter, "Arıtma tesisinden çıkan suyu kanala vermek yerine döşenecek derin deşarj hattı ile kıyının 4- 5 kilometre açığına verilebilir. Böylece sorun da otomatikman ortadan kalkar. Yetkililer bu felakete bir an önce son vermeli" ifadesini kullandı.