Perşembe 07.12.2017

Özgür Kaynar: Temel olan iç cephedir

Olup bitenleri anı anına anlamlandırmak mümkün olamayabiliyor.
Geçmişe uzanıp olayları mantık zincirine dizince, tüm gerçekler beliriyor...
Şimdi bu satırları lütfen dikkatle okuyun!..
Ama önce...
Zihnimize ket vuran kişisel tüm angajmanlardan sıyrılalım; sadece vatana, millete, devlete sadakat ve sevgi penceresinden bakalım.
Hafızaları yoklayıp, Cumhuriyet tarihimize şöyle bir göz gezdirirsek...
Sürekli huzursuzluk rüzgarlarının estirilerek ortalığın toz dumana boğulduğunu, bu topraklarda mutluluğun ve sükunetin hiç istenmediğini görürüz.
Diyoruz ya birilerinin bizimle hesabı bitmedi, Milli Mücadele sürüyor diye...
Toplumsal çalkantılar, anarşi, krizin her türlüsü, terör, kaos, darbeler ve daha pek çok musibet, bu örtülü savaşın acı örnekleri!
Hepsi başımıza çorap gibi örüldü, fakat!
Bizimle hesabı bitmeyenlerin suçu çok da, onların kirli oyunlarına gelen, fitne çukuruna gözü kapalı atlayarak iç cepheyi sarsan bizlerin kabahati az mı?..
Hatırlayın...
1990'lı yıllar, PKK saldırıları, suikastlar, koalisyon hükümetleri, ekonomik kriz ve 28 Şubat'ın gölgesinde geçti.
2000'lere geldiğimizde ekonomik ve siyasi krizler tavan yaptı, 3 Kasım 2002 seçiminde AK Parti tek başına iktidara gelince, Turgut Özal'lı ANAP döneminden sonra ilk kez siyasi istikrara kavuşuldu.
Bunun fırsata dönüşmemesi için karanlık eller tetiğe bastı, seçimin ertesi ayı Necip Hablemitoğlu öldürüldü.
28 Şubat'ın etkisini sürdürdüğü o dönemde laiklik üzerinden toplum kutuplaştırılmaya çalışıldı.
2000'lerin ortalarında yabancı düşmanlığı tohumları ekilerek milli duygular da kaşındı.
Topraklarımızın yabancılara, azınlıklara peşkeş çekildiği yalanları kulaktan kulağa yayılırken, rahip Santoro ve Hrant Dink suikastları işlendi, Zirve Yayınevi katliamı yapıldı.
Bu kanlı provokasyonların arkasından ordumuza yönelik operasyonlar gerçekleştirildi, Gezi olayları sahnelendi, 17-25 Aralık ile de sıra siyasete getirilmek istendi.
Bu arada yoğun algı bombardımanı sürdü, zihinler bulandırılıp o puslu ortamda Türkiye dizayn edilecekti.
Kirli planlar tutmadı, üst akıl ile tetikçisi FETÖ ve foyaları deşifre olunca 15 Temmuz darbe girişimi denendi.
Bitti mi?..
Son günlerde yaşananlar, ABD'deki o dava ve dozu artırılan algı operasyonları gösteriyor ki tam bağımsız, güçlü bir Türkiye istemeyenler yine işbaşında!
Hala kafası karışık olup provokatif paylaşımlara kapılanlar, geçmişi ve günümüzü daha dikkatli okumalı.
Mesele sen-ben meselesi değil, mesele Türkiye meselesi!
Atamızın Nutuk'taki şu sözleri ile nokta koyalım:
"Temel olan iç cephedir. Ülkeyi temelinden yıkan, milleti tutsak kıldıran, iç cephenin çökmesidir.
Bu gerçeği bizden daha çok bilen düşmanlar, iç cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bu amaçla içimize dek sokulabilen arabozucu mikropların, ajanların bulunduğunu ileri sürmek yersiz değildir!"

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.