Direnme, önlem al

Biyofrekans Sistemleri Eğitim ve Araştırma Hizmetleri firmasının kurucusu Dr. Sümer Zeynep Karabey, birçok insanın sağlık açısından ortak problemi olan insülin direncinin, acil tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çoğu hastanın 'ben niye kilo veremiyorum' deyip kendisinin insülin direnci hastası olduğunun farkında olmadığı belirten biyofrekans sisteminin öncülerinden Dr. Karabey, "Kilo ile ilgili sıkıntısı olan insan sayısı çok fazla ve hızlı bir artış gösteriyor. Ne yapsalar kilo veremiyorlar ya da verdikleri kiloları bir süre sonra geri alıyorlar. Aslında şeker hastalığı başlamadan önce vücut tepki vermeye başlıyor. İşte bu durumda hastalar, insülin direnci ile ilgili problemlerinin farkında değiller ve sadece sorunlarının kilo fazlalığı olduğunu düşünüyorlar. Diyabet oluşmadan önce hastayı yakalarsak biyofrekans sistemi ve doğru beslenme uygulaması ile insülin direncini düzenlenmesini sağlayabiliyoruz" dedi.

TESTLER YAPIYORUZ
Hastalar için bir dizi test istediklerini belirten Karabey, "Bize başvuran bir hasta kilo vermek için geldiğinde onlardan biyokimyasal kan testlerini yaptırmalarını istiyoruz. Bir saat süren muayene sonucunda, ki bu uygulamada hastayı bütüncül olarak değerlendirip diş yapılarını dahi inceliyoruz, bir hasta bilgi formu oluşturuyoruz. Daha sonra hastadan aldığımız kan numunesi üzerinde biyofiziksel test yapıyoruz. Muayene, biyokimyasal ve biyofiziksel kan testi sonuçlarına göre genel bir değerlendirme yapıp Biyofrekans terapi reçetesini hazırlıyoruz ve uygulamaya geçiyoruz. Bununla da yetinmeyip, hastanın beslenme ve günlük yaşam biçimini düzenlemesi hakkında bilgilendirmede bulunuyoruz" diye konuştu. İnsilün direncinin önemini vurgulayan Karabey, sözlerine devam etti: "Önce pankreasın sağlıklı insülin üretmesi için tüm sindirim sistemindeki inflamasyonu gidermek büyük önem taşıyor. Hastanın tükettiği besinlere bir alerjisi veya intoleransı var mı bunu çok iyi değerlendirmek gerekiyor. İlk aşamada hastaya dokunan besinleri uyumlamak gerekiyor. Beslenme alışkanlıklarını düzene sokmak için hastayı çok iyi bilgilendirmek gerekiyor. Glisemik indeksi yüksek besinleri hastamızın hayatından çıkarıyoruz. Bizim beslenme planımız iki ana öğündür. Ara öğün yoktur. Vücuda yavaş yavaş insülinü düşür sinyalini ancak aç kalarak yapabiliriz. Altı saat yemek yemediğinizde insülin seviyesi düşer. Bu da vücutta bir rahatlama söz konusuna sebep olur. Oruç tutar gibi belli bir zaman içerisinde yemek tüketmemek lazım. Böyle beslenildiğinde pankreas rahatlıyor. Unutulmaması gerekir ki, bağışıklık sistemi aç karnına daha iyi çalışır. Yani doğru beslenme sağlandığı zaman insülin direncini düzenlemiş olursunuz ve bağışıklık sistemi güçleneceği için bir çok hastalığın oluşmasına engel olur veya hastalığın ortadan kalkmasına yardımcı olmuş olursunuz."

İNSÜLİN DİRENCİNİZİ TEST YAPTIRIN
AŞIRI kilo alıp veren kişilerin insülin direncinden şüphelenmesi gerektiğinin altını çizen Karabey, "Bu durumda akla ilk gelen insülin direncidir. Vücut ödem yapıyorsa bu yine bir inflamasyon işareti olabilir. Halsizlik, sıvı tüketiminin aniden çoğalması, sinirlilik durumu, el titremeleri, bilinmeyen vertigo atakları hatta eklem ağrıları, polikistik over, alerjilere yatkınlık bunların hepsinin altında insülinle ilgili bir sorun olduğunun işareti olabilmektedir. Bu durumlarla karşılaşan kişilerin dikkatli olup insülin direnci testlerini yaptırmaları öneriyoruz" ifadesini kullandı.