Pazartesi 16.12.2019

İzmir’in beyefendisi Sancar Maruflu

Türkiye’nin ilk halkla ilişkiler uzmanlarından gazeteci, yazar, gerçek dost, vefa timsali Sancar Maruflu, hayatını aşık olduğu İzmir’e adadı. Maruflu, hastane odasının kapısını Sabah’a açtı

Beyefendiliği, kültürü, kent aşığı ve güler yüzü ve bilgi birikimiyle tanıdığı Sancar Maruflu, sevdalısı olduğu İzmir için tüm mal varlığını harcadı. Kentte düzenlenen tüm organizasyonların onur konuğu olarak davet edilen Maruflu, bir türlü düzelmeyen rahatsızlığı nedeniyle 9 aydır hastanede tedavi görüyor. İzmir'e hizmet söz konusu olunca tüm engelleri aşan Maruflu, hasta yatağından kalkıp aksatmadan eylemlere, yardım toplantılarına ve vefa çalışmalarına katıldı. Türkiye'nin ilk halkla ilişkiler uzmanlarından Maruflu ile hastane odasını Egeli Sabah'a açtı. Maruflu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Neden hastanedesiniz? Buraya anemiden yattım. Benim gibi gürbüz çocuk yarışmasına girecek adam, anemiden yattı buraya. Şu anda da kan düzeyim düşük. Asıl problemim, iyileşmeyen yaralar. Mart ayının ortalarından itibaren yaklaşık 9 aydır hastanedeyim. 3 kez ameliyat oldum. Bir an önce eve dönmek istiyorum ama bakımım evde yapılamaz. Hastanede 38 kilo verdim.
Hangi belediye başkanları ile çalıştınız? Resmi olarak Osman Kibar ile başladım ama Behçet Uz ile anne tarafından akrabalığımız var. Uz'un sağ koluydum. Atatürk'ün çağrısı babanızın hayatını değiştirmiş... Babam, Güzel Sanatlar Akademisi'nde yüksek mimarlık eğitimi yaparken, Atatürk çağrı yapıyor. "Herkes mimar, mühendis, doktor olmak istiyor. Orman fakültesinde, ziraat fakültesinde kimse yok. Gönüllü olarak bu fakültelerden gelmek isteyenler gelsinler" diyor. Babam Atatürk'ü çok sevdiği için mimarlıkta 3. sınıftayken hiç tereddütsüz orman fakültesine geçiyor. Okul bitince Atatürk, babamın da içinde bulunduğu grubu Berlin'e bataklık kurutma ve erozyonla mücadele eğitimine gönderiyor. Babam dönüşte ilk iş olarak yarısı bataklık olan Atatürk Orman Çiftliği'ni kurutuyor. Ardından Diyarbakır Dicle , Trabzon, Denizli Çamlık bataklıklarını kurutuyor. İzmir'e gelen babam ve beraberinde çalıştığı ekip, kentte 2 milyon metrekarelik alanı ve Kültürpark'ın bir bölümünu kurutuyor.
İzmir'in en iyi belediye başkanı hangisi? Alyanak'ın değerini her geçen gün biraz daha anladım. Çok büyük adamdı. Alyanak'ın kurduğu kadro Cahit Günay'ın döneminde de Burhan Özfatura'nın döneminde de kaldı. Priştina da çok iyi kadro kurdu. En iyilerle çalıştı. Aziz Bey en uzun süre belediye başkanlığı yapmasına rağmen en az hatırlanacak belediye başkanıdır. Bir eser bırakmadı.
Eski İzmir'i özlüyor musunuz? Çok özlüyorum. En çok da Kültürpark için üzülüyorum. Muhteşem Ramazan günleri yaşadık. Kemeraltı Caddesi'nin Konak'tan başlayıp Basmane'ye kadar hareketli olduğu günleri hatırlıyorum.
Fuardaki üretici pazarı sizce nasıl? Rezillik. Olmaz öyle şey. Üretici pazarı açmak çok güzel birşey, ama bunun yeri Kültürpark değil.
Parti ayırmadan siyasilerle de çalıştınız... Evet. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Murat Karayalçın, Mesut Yılmaz, Adnan Kahveci, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü ile çalıştım.
En rahat çalıştığınız siyasi hangisiydi? Hayatımın en güzel günleri Erdal İnönü ile geçti. Bülent Ecevit'i otobüse ilk defa ben çıkarttım. Partiye hediye edilen otobüsü Bursa'da lüks bir ofis haline getirdim. İçinde tuvalet bile vardı. Ondan gördü, Demirel yaptırdı. Ardından Erbakan yaptırdı.
'BENİ ABDİ İPEKÇİ YÖNLENDİRDİ'
Adı bilinmezken nasıl halkla ilişkilerci oldunuz? İstanbul'da güzel sanatların heykel bölümünde okuyordum. İzmir'in ünlü gazetecisi İsmail Sivri aracılığı ile Abdi İpekçi'ye gittim. Okul saatleri dışında gazetede çalışmaya başladım. Abdi Bey bir gün benden İstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nin yıldönüm balosunu hazırlamamı istedi. Muhteşem bir gece oldu. Abdi Bey çok memnun oldu. Gecenin sonunda Abdi Bey, "Sen halkla ilişkiler uzmanı ol" diyerek rektör ve dekanla konuşup gazetecilik ve halkla ilişkiler bölümü için yatay geçiş yapmamı sağladı. O sırada Akdeniz Olimpiyatları hazırlanıyordu. Burhan Felek Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, Suat Erler genel sekreterdi. Onların çağrısı ile orada görev aldım. Bütün rehberlerin organizasyonunu üstlendim.
İlk halkla ilişkiler şirketlerinden birini kurdunuz... Türkiye'nin ilk halkla ilişkiler şirketi A ve B'yi, Betül Mardin ile Alaattin Asna kurdu. Bundan 9 sene sonra, 12 Eylül'ün ardından İzmir'de Hisdaş'ı kurduk. İlk Güneydoğuya giden benim. 2 binin üzerinde devlet organizasyonu yaptım. 500'ün üzerinde firma ile çalıştım. Tünel, santral açılışları yaptım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.