Bakan Dinçer: Milli Eğitim'de zihniyet değişiyor

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği'nce (ASKON), Fetih 1453 Sosyal Tesisleri'nde iftar yemeği verildi.
Burada konuşan Dinçer, bugüne kadar birçok yeni adım attıklarını belirterek, bakanlık teşkilatının yeniden yapılandırılmasını gerçekleştirdiklerini, Fatih Projesi'ni başlattıklarını ve son olarak 12 yıllık zorunlu eğitim uygulamasını getirdiklerini kaydetti.
Dinçer, şöyle devam etti:

''Milli Eğitim Bakanlığı'nda çok önemli bir değişiklik yapılıyor. Bu değişiklik, zihniyet değişikliğidir. Biz bir paradigma değişikliği yapıyoruz. Bu zamana kadar yaptığımız uygulamalarda bir tek eğitim sunuyorduk. Bu eğitim hizmetini, karşımızdaki kişilerin farklılığını gözetmeksizin sunuyorduk. Bir tek elbise biçiyor, herkesin bunu giymesini bekliyorduk. Bu yaklaşım sebebiyle hem ulusal hem uluslararası seviyede çok ciddi sorunlar yaşadık.
Yaptığımız bu değişikliklerle insanların her birinin farklı olduğunu kabul etmeye başladık. Toplum içinde çok farklı dini inançların, etnik yapıların farklı ihtiyaçları olduğunu düşünüyor ve önemsiyoruz.
Bizim Kur'an-ı Kerim gibi derslerin yanında güzel sanatlar, spor, fen, estetik, çevre, hukuk, adalet gibi pek çok konuda koyduğumuz seçimlik dersler, farklı tercihleri sunabilmek için yaptığımız değişiklikler oldu.''
Numan Kurtulmuş

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da İslam dünyasında ve Türkiye'de gelişmeler olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını, bunların sadece millet iradesinin ortaya çıkmasının başlangıçları olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Geçen sene bütün ramazan iftarlarında Somali'den, bu sene Arakan'dan bahsedildiğini, böyle giderse bir dahaki yıl başka bir ülkeden bahsedileceğini anlatan Kurtulmuş, ''Bunun yolu, kendi medeniyet tasavvurumuz etrafında bütün dünyaya söz söyleyecek en kuvvetli çalışmaları ortaya koymamızdır. Bunu yaparsak Arakan'ları, Somali'yi daha az konuşmaya başlarız. Bunu yapmazsak, her sene önümüze başka bir gündem gelir'' dedi.
ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca da şu an batı dünyasının, gelişmiş ekonomilerin yeni krizler beklemeye başladığını, çevrelerindeki ekonomilere kancalarını atarak topyekun girdaba düşmekten kurtulmaya çalıştıklarını söyledi.
Bu görüntülerin, Türkiye'nin AB ütopyasını ciddi anlamda etkilediğini ifade eden Koca, Türkiye'nin 110 milyar dolara ulaşan dış açığı olduğunu, önemli kırılganlık alanları bulunduğunu anlattı.
Koca, ''Kalıcı bir büyüme, reel sektörün üretim ve ihracat kapasitesinin diğer dengeleri kontrol ettiği bir süreçtir. Buna doğru gitmeliyiz. Büyümeden herkesin dengeli pay aldığı bir sisteme doğru gitmeliyiz. Yoksa büyüklerin daha büyük, küçüklerin daha küçük olacağı bir sistem büyüme getirebilir ama huzur getirmez'' diye konuştu.