Çarşamba 03.10.2012 15:40

Batılı ülkelerden 2 saat eğitimde geriyiz!

'Çocuklarımıza batılı ülkelerden yaklaşık 2 saat az ders veriyoruz' diyen Milli Eğitim Bakanı Çelik, bunu sebebini açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı(MEB) Ömer Dinçer, yeni eğitim sistemiyle tek tip insan yetiştirme anlayışından vazgeçildiğini belirterek, ''Biz küresel düzeyde ihtiyaç duyulan bilgi ve becerileri kazandırmak, ulusal düzeyde bu toplumun ihtiyaçların karşılamak üzere bir eğitim yapmaya karar verdik'' dedi.
Bakan Dinçer, konuk olduğu AA Editör Masası'nda, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Kemal Öztürk ile editörlerin sorularını yanıtladı.
Sorular ve cevapları şöyle:
Soru:
MEB olarak, bizi 2023'te dünyanın ilk 10 ülkesi arasına taşıyacak kadroları yetiştirebiliyor musunuz?
Bakan Dinçer: Bizim amacımızda bu. Yönetsel birtakım etkinlik sorunlarımız vardı, onları çözüyoruz. Çözdükçe ve öğretmenlerimizde bu değişiklikleri kabul ettikçe, bu iş yerine oturacak. Eğitim sisteminde yaptığımız değişiklik aslında bir paradigma değişikliği. Kendi başına bu paradigma değişikliği bile bu hedefleri gerçekleştirmemize yetecek.
MEB ve Türk kamu idaresi normalde kapalı sistem ve tek taraflı bir ilişkiyle hizmet üretiyordu. Tek tip bir hizmet üretiyordu. Devlet kendi vatandaşı ve hizmetten yararlanacak kişiler için onların ihtiyaçlarının ne olduğunu belirliyor ve ona uygun hizmeti kendi amaçları doğrultusunda tasarlıyordu ve hizmeti sunuyordu. Eğitim olarak baktığınızda tek tip bir eğitim yapıyor, tek tip insan yetiştirmeyle çalışıyordu.
Burada devletin amaçları küresel ve ulusal beklentilerden farklı olduğunda zaten siz başlangıçta stratejik olarak çocuğunuzu küresel rekabetten ve ulusal ihtiyaçlardan uzaklaştırmış oluyorsunuz. Şimdi biz eğitim olarak artık devletin öngördüğü insanı yetiştirmeye çalışmıyoruz. Biz küresel düzeyde ihtiyaç duyulan bilgi ve becerileri kazandırmak, ulusal düzeyde bu toplumun ihtiyaçların karşılamak üzere bir eğitim yapmaya karar verdik. Bu çok ciddi bir paradigma değişikliği. MEB olarak yaptığımız bu zihniyet değişikliğinden sonra tabii ki çocuklarımızı küresel rekabete hazır hale getireceğiz.
674 SAAT DAHA AZ EĞİTİM VERİYORDUK
Eğitim sistemimizde amaç araç uyumu yoktu. Yani amacımız tek tip insan yetiştirmekse onun için uğraşıyorken çocuğumuzu küresel ölçekte bir sınava sokuyorduk başarısız olunca üzülüyorduk. Bu çocuklarımızın hatası değil ki. Ona göre yetiştirmediğimiz için de PISA sınavında çocuklarımızın 34 ülke içerisinde 33'üncü olması bizim için sürpriz olmamalı. Bu işi farklılaştırdığınızda PISA sınavlarında çocuklarınızın daha başarılı olacağını görmeniz lazım. Bu nasıl olacak, aradaki fark neydi? Dünya ile aramızda çok ciddi farklar vardı. Her şeyden önce 8 yıllık eğitimde 43 büyük ülkenin ortalamasıyla mukayese ettiğimizde tam 674 saat daha az eğitim veriyorduk.
Biz yılda 720 saat eğitim veriyoruz. Hiçbir ülke böyle düzenli şekilde, daha ilkokuldan başlayıp sürekli 720 saat ders vermiyor. Daha az saatle başlayıp sürekli artırıyorlar. 540 saatle başlayıp bin 134 saatle bitiren ülkeler var. Biz 720 saatle başlıyoruz, ortaokul son sınıftaki çocuğa da 720 saatle bitiriyoruz. 8 yılda aşağı yukarı 1 yıl eksik eğitim veriyoruz çocuklarımıza. Dünya Bankası raporu 'öğrenci başına aynı masrafı yapan Türkiye ile Macaristan'da 15 yaşındaki çocuklar kıyaslandığında Türkiye'deki çocuklar matematik dersinde Macaristan'daki çocuklardan 1 yıl daha geride' diyor.
Bunun yanında biz dünyanın hiçbir ülkesinde kendi lisanını öğretmek için Türkiye'deki kadar ders verilmiyor. Biz dünya ortalamasından 200 saat fazla Türkçe dersi veriyoruz. Dünyanın hiç öğretmediği başka derslerimiz de var. Milli Güvenlik dersi gibi...
Biz dünya neyi öğretiyor diye baktık. İki tane tespitimiz var. Bir, dünyanın öğrettiği derslerden pek çoğunu eksik öğretiyoruz. Mesela 198 saat az matematik, 155 saat daha az sosyal bilgiler, 115 daha az fen bilgisi, 169 saat daha az din dersi, 215 saat daha az beden eğitimi öğretiyoruz.
BİR BARDAĞA KOVA İLE SU BOŞALTIYORUZ
İkinci önemli husus, 198 saat daha matematik öğretiyoruz ama Singapur'un öğrettiği matematiğin iki mislini öğretmeye çalışıyoruz. Bir bardağa kocaman kova ile suyu boşaltıyoruz, çocuk onun bir kısmını ya alıyor ya almıyor, geri kalan su boşa gidiyor. Ve sonra diyoruz ki bizim eğitim sistemimiz çok ağır, hakikaten ağır, o yüzden ebeveynler ödev hazırlıyorlar. Şimdi o zaman biz bu bardağa bir şey boşaltacaksak, bunu daha az zaman diliminde daha azar azar damlattığımızda bu bardak dolar. Dünyanın hiçbir yerinde bu çocuk matematik kafalı, bu çocuk sosyal bilgiler kafalı diye ayırt edilmiyor. Dünya 'bütün çocuklar matematik öğrenebilir, sosyal bilgiler öğrenebilir' diye kabul ediyor. Biz çocukları ayırt ediyoruz bu matematiği iyi yapar diye. Ben bile kabullendim, meseleye matematiğim zayıf diye bakıyorum.
HALA BATILI ÜLKELERDEN 2 SAAT AZ DERS VERİYORUZ
Biz küresel düzeyde rekabet edecek çocuklar için eğitim yapacaksak, o zaman buna göre düzenleme yapmamız lazım. Bugün verdiğimiz kararın bir kısmı bununla alakalı. Matematik, fen bilgisi, sosyal bilgiler, beden eğitimi ders saatlerini artırdık. Bundan sonra beklentilerimiz küresel rekabete yakın olmalı. Peki o ülkelerle aynı seviyeye geldik mi? Hayır. Hala biz haftada, çocuklarımıza batılı ülkelerden yaklaşık 2 saat az ders veriyoruz. Onun da sebebi çok açık. Biz yüzde 50'den fazla oranda ikili eğitim yapıyoruz. Daha fazla ders vermek için elimizde imkanımız yok. Yeni okullar lazım. 170 bin dersliğe ihtiyacımız var. Tekli eğitime geçmemiz lazım. Ancak bunu yaptığımızda o zaman çocukların ders saatlerini artırma imkanına sahip olacağım.
KÜRESEL DÜZEYDE PEK ÇOK FİRMA FATİH PROJESİ İLE İLGİLENİYOR

Soru: FATİH Projesi'nin uygulama sonuçlarını değerlendirir misiniz?
Bakan Dinçer:
FATİH Projesi dünyanın çok ilgisini çekmeyi başladı. Küresel düzeyde pek çok firma projeyle ilgileniyor. Bu ilgi sadece ürün satışıyla ilgili değil. Daha çok projeyle eğitime bu kadar teknolojinin girmesiyle ilgili. Son birkaç aydır uluslararası örgütler ve eğitimle ilgili çalışmaları olan örgütler projeyle ilgili bizden daha çok bilgi almaya başladı. Eğitimle ilgili uluslararası kongreler projeye ilişkin bizden sunum yapmamızı talep ediyorlar.
Akıllı tahtaların patentini aldık. Sanıyorum, bunu üreten firmalar küresel düzeyde yakında bunları satmaya başlar. Pek çok ülke merak edip kullanmaya başladı. Tabletlerle tahta arasındaki etkileşim hakikaten çok etkileyici. Ama daha önemlisi biz bununla Eğitim Bilişim Ağı (EBA) oluşturduk. Eğitim sisteminin neredeyse bütün altyapısını digital platforma aktarıyoruz. Üniteleri Türkiye'de hangi hoca en iyi anlatıyorsa onların kısa kısa videolarını oluşturuyoruz. Bütün ünitelerin, animasyonları, grafikleri, belgesellerinin yer aldığı bir zenginleştirme yapıyoruz. Böylece FATİH Projesi inanılmaz bir noktaya geliyor.
Bunların yanında Türkiye'de üretilmesi konusunda çok zorlayıcı düzenlemeler yaptık. Projeye 4 yıllık bir süre biçmiştik bu sürede tablet bilgisayarların akıllı tahtaların hem içerik hem de yönetim ve güvenlik sistem yazılımları Türkiye'de üretilmesini öngörüyoruz. Bunun için tedbirler aldık.
Tahtanın üretilmesinde bir sorun kalmadı. Türkiye'de tahtayı büyük oranda yerli ürün olarak üretebiliyor. Tabletlerde ise yerli ürün oranları düşük. Onun için de biz hemen tabletleri alıp çocuklarımıza vermeyi stratejik olarak uygun görmedik. Bu ayın sonlarına doğru 40 bin tableti alacağız. Pilot uygulamaların bilimsel araştırmalarını 4 üniversiteye yaptırdık. Buradan aldığımız geri bildirimlerle projenin yazılımını, tahtayı ve tableti gözden geçirdik ve daha etkin bir hale getirdik. Sonraki ay 50 bin tablet alacağız, sonra da 11 milyon tablet ihalesine çıkacağız. 11 milyon tablet ihalesi aslında Türkiye'de yerli üretim şartı getiriyor. Öğrencilerine 11 milyon tablet veren başka ülke yok.
Bu projede ilk yola çıkarken alt yapısı dahil olmak üzere 8 milyar civarında bir proje değeri biçmiştik. Ama şu ana kadar yaptığımız tahminleri gerçekleştirmedik henüz, daha alt düzeyde kaldı. Bu yıl belki daha net düzeyde bu hesaplamaları yapacağız. Çünkü aşağı yukarı 330 okula altyapı götüreceğiz. Onunla ilgili ihaleye de çıktık.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.