Pazartesi 22.01.2024 11:13
Son Güncelleme: Pazartesi 22.01.2024 11:13

Fabl Örnekleri ve Özellikleri - Fabl Nedir, Masal İle Arasındaki Farklar ve Benzerlikler Neler?

Fabl, manzum öykülerden biri olarak kişiye ders verme amacı güder, düşündürür ve güldürür. Ayrıca içeriğinde insancıl olan bir özelliğin insan olmayan varlığa verilmesidir. Fablda kahramanlar yalnızca hayvanlar olmaktadır. Ancak burada geçen hayvanların özellikleri insan özelliklerini taşıdığı için hikayeyi güçlendirmektedir. Dünyada ve ülkemizde ünlenmiş fabl örnekleri vardır. Fabl nedir özellikleri nelerdir? Yazımızda değindik. İşte, kısa fabl örnekleri…

Fabl kelimesinin kökeni Latince olan hikâye anlamına gelmektedir. Türk Edebiyatında ilk fabl örneği Harname'dir. Harname ise mesnevi özelliği taşımaktadır. Toplumu eğiten ve kötü davranışlardan arındırma gibi mesajlar verilir. Fabllar da eğitmek amaçlanırken aynı zamanda güldürmek de amaçlanmıştır. Birçok fabl örneklerinde buna rastlayabiliriz.

FABL NEDİR?

Fabl genellikle manzum şekilde yazılmaktadır. İnsan dışı olan varlıklar arasında gerçek olmayan olaylar ele alınır. İnsanlar arasında yaşanmakta olan olayları hayvanlar arasında yaşanıyormuş gibi anlatılmaktadır. Bu durumla da soyut olan konular somut olaylara dönmektedir. Çocuklara hitaben yazılan fabllar ders ya da öğüt vericidir. Fabl ilk zamanlarda nazım türü ile yazılırken daha sonra düz yazı ile yazılmıştır. Fabl kelimesi söylenince akla gelen ilk isim La Fontaine olmaktadır. Burada belirlenen amaç küçüklere ahlak dersi vermektedir. İlk fabl örneği ise Harname'dir.

FABL ÖZELLİKLERİ

  • Kahramanlar insan dışı veya cansızdır,
  • Teşhis ile intak sanatı yer alır,
  • Amaç çocuklara öğüt vermektir,
  • Didaktiktir,
  • Şiir olarak veya düz yazı olarak yazılmaktadır,
  • Evrenseldir,
  • Anlatımda sadelik vardır,
  • Manzur ya da nesir şeklinde yazılır,
  • Anlatılmak istenen kısa ve öz anlatılır,
  • Kahramanlar çoğunlukla hayvandır,
  • Zaman ve konum belirsizdir.

FABL NASIL YAZILIR?

  • Aslan gücü, maymun yaratıcılığı, fiil iyiliği anlatır,
  • Hangi konu ele alınacaksa ona göre hayvan seçimi yapılır,
  • Hangi yaştaki çocuklara göre yazılacağı belirlenir,
  • Sade dil kullanılır,
  • Fabl planı hazırlanır,
  • Serim, düğüm, çözüm, öğüt niteliğinde bölümlerle yazılır.

Editörün Önerisi: Alfabe Sırası İçin Tıklayınız

FABL ÖRNEKLERİ

İKİ PAPAĞAN, KRAL VE OĞLU

Biri baba, biri oğlu iki papağan Kral sofrasından geçiniyorlarmış. İki yarı tanrı, onlar da baba oğul bu papağanlarsız edemiyorlarmış. Dördü de yaşlarına başlarına göre Candan bağlıymışlar birbirine Deki baba canciğermiş; Uçarı yürekli iki oğul da bağdaşıyorlarmış nasılsa. Sofrada, okulda bir prensle olmak Ne şeref bir genç papağan için. Prens, zalim bir cilvesiyle kaderin, başka kuşları da seviyormuş: Bir serçe, çapkın mı çapkın, Çevrenin en sevdalısı, Bağlamış kendine genç prensi. İki rakip kuş oynaşırken bir gün Bütün delikanlılar gibi Kavgaya çevirmişler oyunu. Serçe, boyuna bakmadan, Öyle gagalar yemiş papağandan, Sürtmüş kanadı yere can çekişir gibi, Kurtulmaz sanmışlar aldığı yaradan. Prens kızıp öldürmüş papağanı.

Haberi yetiştirmişler babasına; zavallı ihtiyar ciyak ciyak bağırmış; ama ne kadar yolunsa, yırtınsa boşuna:

Konuşkan yavrusu gitmiş öbür dünyaya,

Konuşmaz olmuş daha doğrusu;

Öyle olunca da bir kızmış ki babası

Saldırmış kralın oğluna,

Oymuş iki gözünü birden

Ve kaçmış bir çamın tepesine saklanmış.

Orda, tanrıların kucağında,

Tadını çıkarıyormuş aldığı öcün,

Güvenlik içinde, kimseden korkmaksızın.

Kralın kendisi gitmiş çağırmış onu:

- Gel dostum, demiş ağlamak neye yarar? Kin, öç, yas, bitsin artık bunlar. Duyduğun acı ne kadar büyük de olsa Haksızlığın bizden yana olduğunu Söylemek zorundayım sana.

Oğlum sebep oldu bütün bunlara. Oğlum mu dedim? Hayır, kaderin işi bu: Çoktan yazmış ki alınlarımıza, Ölecek birimizden birinin çocuğu, bu yüzden de öteki kör olacak. Ne olur gelsen de kafesine, De ki baba birbirimizi avutsak? Papağan demiş ki efendisine:

- Sayın kralım, nasıl güvenebilirim sana, Bu benim yaptığımı yaptıktan sonra? Kaderden söz ediyorsun;

Beni kandıracağını mı sanıyorsun

Senin inançlarına sığmaz uydurmalarla?

Ama ister Tanrı yürütsün ister kader

Bu dünyanın işlerini,

Benim alnıma yazılmış olan da şu ki,

Bu çamın tepesinde

Ya da karanlık bir ormanın köşesinde

Bitireceğim son günlerimi,

Gözleri görmez olmuş oğlundan uzaklarda.

Onu gördükçe kızacaksın elbet bana.

Bilmez miyim, kral lokmasıdır öç almak,

Tanrılar öç alır da krallar almaz mı?

İnanmıyor değilim şu anda,

Sana ettiğim kötülüğü

Ama çok daha güvenli geliyor bana

Senin elinden, gözünden uzak olmak.

Canım kralım, git, uğraşma boşuna;

Bana haram artık seninle yaşamak.

Hem ayrılık azaltır öfkeyi, kini

Sevdanın da merhemi olduğu gibi.

KURT İLE KÖPEK

Bir köpek ormanda gezerken kurtla karşılaşmış. Hasta ve çok zayıflamış olan kurt, ayakta zor durabiliyormuş. Köpek kurdun bu haline çok üzülmüş. "Ne kadar kötü görünüyorsun böyle kurt kardeş?" demiş." Herkes bizi düşman bilse de, biz uzaktan akrabayız. Doğrusu sana yardım etmek isterim."

"Hiç sorma." demiş kurt." Ağır bir hastalığa yakalandığım için uzun süre avlanamadım. Şimdi iyileştim ama bir av yakalayacak kadar gücüm kalmadı artık. Ben de böyle aç susuz dolaşıyorum artık."

"Sen hiç üzülme." demiş köpek." Ben sana yardım edeceğim. Bu akşam sahibimin düğünü var. Akşam olunca köyün dışındaki çalılıklara gel. Ben sana düğün yemeklerinin artıklarını taşırım."

Birkaç gün boyunca köpek tarafından beslenen kurt, sonunda kendini toparlayıp eski kuvvetine kavuşmuş. Teşekkür edip vedalaştıktan sonra da ormana gitmiş.

Aradan yıllar geçmiş. Köpek iyice yaşlanınca sahibi onu dışarı atmış. Ormanda aylak aylak gezen köpek, eski dostu kurtla karşılaşmış." Hayrola?" demiş kurt." Çok perişan görünüyorsun."

Köpek içini çekip;" Yaşlandım artık!" demiş." Sahibimin işine yaramadığım için beni kovdu."

Kurt; "biz eski dost değil miyiz?" demiş. "Şimdi yardım etme sırası bende. Hatırlasana, benim hayatımı nasıl kurtarmıştın? Hemen bir plan yapmalıyız. Tamam buldum! Senin sahibinin küçük bir çocuğu vardı değil mi? Şimdi ben gidip onu kaçıracağım, sen de geri götüreceksin. Böylece sahibin seni el üstünde tutacak."

Bu sözleri söyleyen kurt, kaşla göz arasında gidip, çocuğu ormana getirmiş. Köydeki herkes silahlanıp ormana koşmuş ancak daha ormana girmeden, yaşlı ve işe yaramaz diye evden kovdukları köpeğin çocuğu geri getirdiğini görmüşler.

Bu olaydan sonra yaşlı köpeğin itibarı öyle artmış ki, insanlar onun kahramanlığını yüzlerce yıl çocuklarına anlatmışlar.

Kurtla köpek arasındaki bu danışıklı dövüşü hiç kimse anlayamamış.

Biz, kaplumbağa neredeyse yarışı bitirmek üzereymiş. Hemen fırlamış, rüzgar gibi koşmaya başlamış. Ama ne çare, kaplumbağaya yetişememiş.

Böylece tavşan yarışı kaybetmiş. Aldırış etmemenin cezasını çekmiş. Kaplumbağa ise düzgün adımlarla, durmadan yürüdüğü için yarışı kazanmış.

KISA FABL ÖRNEKLERİ

AĞUSTOS BÖCEĞİ VE KARINCA

Ağustos böceği bütün yaz Saz çalmış, türkü söylemiş. Karakış birden bastırınca Şafak atmış zavallıda; Bir şey bulamaz olmuş yiyecek: Koca ormanda ne bir kurtçuk, ne bir sinek. Gitmiş komşusu karıncaya: — Aman kardeş, demiş, hâlim fena; Bir şeycikler ver de kışı geçireyim. Yaz gelince öderim, hem de faizi maziyle; Ağustos'u geçirmem bile. Ödemezsem böcek demeyin bana. Karınca iyidir hoştur ama Eli sıkıdır: Can verir, mal vermez. — Sormak ayıp olmasın ama, demiş; Bütün yaz ne yaptınız? — Ne mi yaptım? demiş ağustos böceği; Gece gündüz türkü söyledim; Fena mı ettim sizce? — Yo, demiş karınca, ne mutlu size; ama hep türkü söylemek olmaz; Kışın da oynayın biraz.

TAVŞAN İLE KAPLUMBAĞA

Tavşan ikide bir böbürleniyor: -Kimse benden hızlı koşamaz, diyormuş. Sonunda kaplumbağa dayanamamış: -İstersen yarışalım, demiş. Koşuya başlamışlar. Tavşan epeyce yol aldıktan sonra, "Hıh, o sırtı kabuklu hayvancık sürüne sürüne kim bilir ne zaman sonra bana yetişir?" diye düşünmüş. -Şu ağacın altına biraz uzanıp dinleneyim, demiş. Uyuyakalmış. Kaplumbağa ağır yürüyüşü ile yürümüş yürümüş, hiç dinlenmeden yol almış. Tavşan bir ara gözünü açmış. Bir de ne görse beğenirsiniz, kaplumbağa neredeyse yarışı bitirmek üzereymiş. Hemen fırlamış, rüzgâr gibi koşmaya başlamış. Ama ne çare, kaplumbağaya yetişememiş. Böylece tavşan yarışı kaybetmiş. Aldırış etmemenin cezasını çekmiş. Kaplumbağa ise düzgün adımlarla, durmadan yürüdüğü için yarışı kazanmış.

FABL HİKAYELERİ

KEÇİ CAN PAZARINDA

Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği:"Heh, işte ağzıma lâyık bir lokma. Yaşasın!" demiş. Keçicik, bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş kurtuluş yok: "Eh, napalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış kurt ." demiş. "Madem ölüm kapıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim.." Kurt, "Son isteği zavallının... "demiş, bulmuş bir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurt çalmış, keçicik, oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler koşturmuşlar; gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce, kurt, durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş: "Suç sende değil bende. Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kurban!" demiş. Zamansız bir işe kalkışmanın sonu budur. Ölçmeli, biçmeli adımını ona göre atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurundan olur.

TİLKİ İLE LEYLEK

Tilkinin iyiliği tutmuş bir gün! Leyleği yemeğe buyur etmiş - Ama, demiş tilki, bizde misafir Umduğunu değil bulduğunu yer. Meğer tilkinin cimrisi hepsinden betermiş Bir çorba çıkarmış topu topu O da sulu mu sulu hem nerden getirse beğenirsiniz? Tabakta. Leylek gagasıyla uğraşadursun Tilki bitirmiş hepsini bir solukta. Leylek kızmış, ama çekmiş sineye. Bir zaman sonra O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe. - Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem? Ben dostlara naz etmesini sevmem. Tam saatinde gelmiş. Leyleğe türlü diller dökmüş. Şu güzel bu güzel, hele yemeğin kokusu Gel iştahım gel! Gerçi tilkilerin iştahı Pek nazlı değilmiş ama Et kokusu başka şeymiş. - Kuşbaşı galiba, demiş Bayılırmış etin böylesine hele kıvamında pişmişine. Derken yemek sofraya gelmiş, Gelmiş ama nasıl? Kokusunu al, eti arada bul! Dar boğazlı upuzun bir çömlek içinde Tam leyleğin gagasına göre Tilki burnunu burgu etse nafile. Kısmış kuyruğunu evine dönmüş. Aç kaldığına mı yansın Bir kuşa rezil olduğuna mı? El alemi aldatanlar Bu masal size: Bir gün sizi de sokarlar Kurduğunuz kafese ... ( Jean de La Fontaine )

BİLİNMEYEN İLK FABL ÖRNEKLERİ

ZALİM ASLAN

Vaktiyle ormanın birinde, canavar mı canavar bir aslan varmış. Çok kan döker, canını yakmadık tek bir hayvan bile bırakmazmış. O yaşadığı sürece, hiçbir hayvan rahat yüzü görmemiş. Bütün hayvanlar ondan nefret eder, ölümünü beklermiş. Bu zalim aslan sonunda yaşlanmış. Gücü kuvveti kalmamış. Ağzındaki dişler de dökülünce herkesin maskarası olmuş. Hiçbir hayvan ona yardım etmiyor ve onunla konuşmuyormuş. Hayvanlar bir gün oturup karar almışlar; "Gelin hep beraber, bize bunca kötülük eden bu zalim aslanı iyice bir dövelim. Yaptıklarının cezasını, az da olsa gömüş olsun böylece." Sonunda bütün hayvanlar aslana saldırmış. İyice bir dövmüşler onu. Birisi boynuz vuruyor, diğeri çifte atıyor, bir başkası ısırıyormuş. Böylece; yaman bir öç almışlar aslandan.

ASLANLA FARE

Herkese saygı göstermeli elden geldikçe.

Umulmadık kimselerden fayda görür insan.

İşte bu, gerçeği anlatan bir hikaye,

Daha nice bin hikaye arasından.

Pençesi dibinde bir aslanın,

Dalgınlıkla bir fare çıkıverdi.

Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın,

Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi.

Bu iyiliği boşa gitti sanmayın;

Kimin aklına gelir ki bir an,

Fareye işi düşer aslanın?

Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan;

Gitti tutuldu bir ağa.

Ne çırpınma, ne kükreme Kâr etmez tuzağa.

Bay fare koştu; dişiyle aslanın ağını,

Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet.

Sabırla zamanın yaptığını;

Ne kuvvet yapabilir, ne şiddet.

"İyilik eden iyilik bulur."

"Hizmet et benim için, hizmet edeyim senin için."

"İyilik iki baştan olur."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.