ODTÜ'de yeni akademik yıl başladı

ODTÜ, Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenle, yeni akademik yıla başladı.
Törenin açılışında konuşan Acar, üniversitelerindeki çalışmalara ilişkin bilgi vererek, çeşitli konularda görüşlerini dile getirdi.
Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Acar, küresel ekonomik krizin toplumda yarattığı ekonomik ve sosyal tahribatın, ülke içinde çözüm bekleyen çok önemli sosyal ve siyasi sorunların yarattığı çalkantıların ve Türkiye'yi uluslararası ilişkilerinde zorlayan yoğun gündemin tartışmalarının bir arada yaşandığını söyledi.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Acar, şöyle devam etti:
''Ülkemizin yasama, yargı ve yürütme erklerini temsil eden önemli kurumlarını yıpratan iç çatışmalar, toplumumuzda düşünen, eleştiren kesimleri yıldırma çabaları ve diyalog eksikliği önümüzdeki önemli sorunların çözümü konusunda endişe duymamıza neden olmaktadır. Sorunlarla dolu bu ortamda eğitim, bilim ve teknoloji, toplumun gündeminde sürekli olarak alt sıralarda kalmaktadır. Bu durum bazıları için doğal ve anlaşılır görülebilir, ancak yaşadığımız her kriz ülkemizde eğitime, bilime ve teknolojiye çok daha fazla önem verilmesinin gereğini ortaya koymaktadır. Bugün, sağlıklı bir vizyona, etkili liderliğe ve iyi yönetime ihtiyaç vardır. Üniversitelerimiz her yıl Haziran ayı başında ÖSYM sınavıyla birlikte hatırlanan, ancak katsayı gibi siyasi tartışmalarla gündeme gelen ve sadece lisans diploması kapısı olarak görülen okullar olmaktan çıkarılmalıdır.''
Kurumlarda liyakate dayalı kültürün desteklenmesi ve tüm ülkeye yaygın kılınmasının önemli olduğunu vurgulayan Ahmet Acar, ''Toplumumuzda liyakatin öne çıkarılması çağrısı sosyal Darwinizm savunuculuğu değildir. Tam aksine toplumda dengesizliklerin giderilmesi, rekabette dezavantajlı olan kesimlere olanaklar sağlanması, sosyal ve ekonomik hareketlilik kanallarının açık tutulması, sosyal adalet ve demokrasi ilkelerinin yaşama geçirilmesinin koşuludur'' diye konuştu.
''ÖĞRENCİ AFFININ DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK''
Liyakat topluma yayılmadığı için ortaya çıkan dengesizliklerle başa çıkmanın yolunun başarılı olanların çabalarını yok saymak, liyakat ilkelerini gözardı etmek, kalite düzeyini aşağı çekmek ve popülist önlemlerle günü kurtarmak olmaması gerektiğini söyleyen Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Uluslararası bir İngilizce sınavında Türk öğrencilerin aldıkları puanlar Avrupa ülkeleri sıralamasında sondan ikinciyse bunun çözümü öğrencilerden ve öğretim üyelerinden istenen İngilizce sınav puanlarının düşürülmesi olamaz. Çözüm yabancı dil eğitimine gereken önemi vermek, etkili İngilizce eğitim olanaklarını tüm topluma yaymaktır. Yükseköğretim sistemimiz uluslararası kalite sıralamasında aşağılarda kalıyorsa çözüm kalite düzeyini artıracak önlemlerde aranmalıdır. Tam aksine yükseköğretim sistemimizde kalite düzeyinden daha da fazla ödün verecek modeller kabul edilemez.
Son günlerde kamuoyunda ve özellikle üniversitelerimizde rahatsızlık yaratan 'öğrenci affı' bu konuda çarpıcı bir örnektir. Daha önce öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarının akademik gereklerini veya koşullarını yerine getiremeyen ve ilişiği kesilen öğrencilerin siyasi bir kararla tekrar bu kurumlara döndürülmeleri, fırsat eşitliği ilkesi ile izah edilemez ve başka ülkelerde örneği görülmeyen bir uygulamadır. Özellikle başka eğitim sistemlerinde farklı nedenlerle ayrılmış olan kişilerin bir af yasasıyla herhangi bir liyakat aranmaksızın üniversitelere yerleştirilmesi bildiğimiz kadarıyla dünyada örneği olmayan, akademik dünyamızı ve kamu vicdanını son derece rahatsız eden bir tasarruftur.''
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Acar, ''Son yıllarda Türkiye'de üniversitelerin akademik ve idari kararlarını merkezi kurallara bağlama yönündeki düzenlemelerin liyakati ve rasyonel işleyişi olumsuz yönde etkilemesinin şaşırtıcı olmadığını'' kaydetti.
Araştırma görevlisi, okutman, uzman atamaları için getirilen yönetmeliğin, ihtiyaca uygun nitelikte eleman alımını önlediğini ve liyakati güvence altına almadığını öne süren Acar, idari personel yükseltmeleri için getirilen sınav sisteminin sonuçlarının da ''objektifliğin işlevsel olmadığı, şeffaflığın liyakati ödüllendirmediği örneklerini yoğun olarak ortaya koyduğunu'' ifade etti.
Acar, ''Doğru anlayış, üniversitelerin nasıl karar vereceklerini, nasıl seçim yapacaklarını kurallara bağlamak değil, üniversitelere daha fazla güvenmek, farklı misyonlarına uygun şekilde işleyebilmeleri için yetki vermektir. Üniversiteler için denetim, bilime katkıları ve topluma sundukları hizmetler üzerinden olmalıdır'' dedi.
Konuşmasının sonunda öğrencilere önerilerde bulunan Acar, üniversitenin sunduğu imkanlardan en iyi şekilde yararlanmalarını istedi. Acar, öğrencilere ''Sürekli olarak öğrenmeye ve kendinizi geliştirmeye gayret gösterin. Araştırın, tartışın, sorgulayın ama farklı fikirlere hoşgörüyle yaklaşın, insanlara saygılı olun'' diye seslendi.
2009-ÖSS Sayısal-2 ikincisi Anıl Akyel de törende yaptığı konuşmada, zorlu bir ÖSS maratonundan sonra burada bulunmaktan gurur duyduğunu dile getirerek, ''Bizler bilimin ışığında Atatürk'ün yolundan asla ayrılmadan, bize sunulan olanaklardan en iyi şekilde yararlanarak O'nun hedef gösterdiği bir Türkiye için çalışacak ve bu mücadeleden alnımızın akıyla çıkacağız. Böylece ülkemizi içinde bulunduğu durumdan ve maruz kaldığı tehditlerden kurtarmış olacağız'' diye konuştu.
ÖSS Eşit Ağırlık-1 ikincisi Bengisu Gürbüz de ODTÜ'de okuma idealine kavuştuğu için gururlu olduğunu dile getirerek, arkadaşlarına başarılar diledi.