Perşembe 24.09.2009 09:00
Son Güncelleme: Perşembe 24.09.2009 14:57

Okul maratonu başladı

2009-2010 eğitim öğretim yılı bugün başladı. Yaklaşık 15 milyon öğrenci ile 600 bin öğretmen ders başı yaptı.

Öğrenciler üç ay süren yaz tatilinin ardından, toplam 180 iş günü ve 8 ay sürecek yeni ders yılına ''merhaba'' dedi.
Bu eğitim öğretim yılında Amasya, Trabzon, Burdur, Rize, Nevşehir, Yalova, Kırklareli, Isparta, Çanakkale, Muğla, Karaman, Kırşehir, Bilecik, Tunceli, Düzce, Giresun, Edirne, Kilis, Bartın, Uşak, Karabük, Bolu, Artvin, Eskişehir, Ardahan, Kırıkkale, Çankırı, Sinop, Gümüşhane, Bayburt, Kütahya ve Samsun'da 5 yaş grubundaki tüm çocuklar okul öncesi eğitime alındı. Ayrıca 1 milyon 307 bin çocuk da ilköğretime başladı.
2009-2010 eğitim öğretim yılının ilk yarısı 22 Ocak 2010 günü sona erecek. Öğrenciler, 5 Şubata kadar tatil yapacak. İkinci yarıyıl 8 Şubatta başlayacak ve 18 Haziranda sona erecek.
İSTANBUL TRAFİĞİNDE 'OKUL' YOĞUNLUĞU YAŞANMADI
İstanbul trafiğinde yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte beklenen yoğunluk yaşanmadı. Ana güzergahlardaki trafiğin akıcı olduğu gözlendi. Okulların başlama saatiyle birlikte trafikte bulunan öğrenci servis araçlarının yoğunluğu dikkat çekti.
Trafiğin akışıyla ilgili polis, zabıta ve diğer ilgililer erken saatlerinden itibaren belirli bölgelerde iş başı yaptı. Polis helikopterinin de havadan denetimlerinin gerçekleştirdiği görüldü. Afet Koordinasyon Merkezi'nde de (AKOM) oluşturulan bir ekip İstanbul trafiğindeki aksaklıkları görüp müdahale etti.
Genel olarak ana arterlere bağlanan yan yollarda yer yer yoğunlaşmalar dikkat çekti. TEM otoyolu ve E-5 güzergahında trafik akıcı olarak sağlandı. Trafik polislerinin okul, hastane ve trafik akışının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde yaya görev yapmaları dikkatlerden kaçmadı. Okulların başlama saatiyle birlikte trafikte bulunan öğrenci servis araçlarının yoğunluğu dikkat çekti.
Öte yandan İstanbulluların, okulların açıldığı bugün ücretsiz olarak hizmet veren toplu taşıma araçlarını tercih ettikleri gözlendi.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇUBUKÇU: ANDIMIZ'IN KALDIRILMASI KONUSUNDA BİR ÇALIŞMA YOK
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadığı için bulunduğu konuma gelebildiğini ifade ederken, ''Benimle aynı şansa sahip olmayan sayısız kız çocuğu var bu ülkede'' dedi.
Çubukçu, 2009-2010 eğitim öğretim döneminin başlaması nedeniyle, İsmail Tarman İlköğretim Okulunda düzenlenen törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Ayrımcılık'' konusunda ilk dersi veren Bakan Çubukçu'nun heyecanlanıp heyecanlanmadığını sorması üzerine Çubukçu, ''Heyecanlı'' olmadığını söyledi.
Çocukların konferansını dinlediğini, ancak bu toplumda öğrenilen şeyi uygulama konusunda sorun bulunduğunu dile getiren Bakan Çubukçu, konuşmasında da bunu anlatmaya çalıştığını belirtti. Herkesin ayrımcılığın yanlış bir şey, hatalı bir tutum olduğunu bildiğini dile getiren Nimet Çubukçu, ''İnsanları ötekileştirmenin, ayrımcı bir muameleye tabi tutmanın haklar ve değerler bağlamında yeri olmadığını biliyoruz. Ama gündelik hayatta bu hepimizin karşısına çıkıyor veya biz kendimiz uygulayıcısı oluyoruz'' diye konuştu.
Bir şeyi bilmenin, öğrenmenin değerli olduğunu, ancak öğrenmenin başlı başına bir değer ifade etmediğini çocuklara anlattığını dile getiren Çubukçu, bunu hayatlarında uygulayıp içselleştirmeleri gerektiğini kaydetti. Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, kendisinin sembolik bir ders verdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Benim burada vermek istediğim şey, bütün okullarımızın, geleceği inşa ettiğimiz çocuklarımızın bu tür ayrımcı tutumlardan tamamen uzak, demokratik ve gelişmiş bir toplumun, özgür düşünce, eşit anlayışın oluşturduğu bir toplumun, ancak bireylerin bu düşünceye sahip olmasıyla mümkün olduğunu düşünüyorum. Bireyler farklı düşünürlerse, istediğiniz kadar ideal yasalar yapın, ideal ilkeler koyun, bunlar birilerinin hayatında yaşama geçmiyor. Birileri hala çatışmayı, ayrıştırmayı körüklüyorsa, o toplumda barışın sağlanması son derece güç olur.''
Bir gazetecinin ''Bu konuyu, demokratik açılım kapsamında mı tercih ettiniz?'' yönündeki sorusuna da Bakan Çubukçu, sadece bunun için değil, en iyi bildiği konuyu anlatmak istemesi nedeniyle tercih ettiğini belirtti.
''OKULLARIN BOŞ OLDUĞU'' İDDİASI
Nimet Çubukçu, bu alanda çalışma yaptığını, en iyi bildiği konuyu en kolay şekilde anlatabileceğini düşündüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
''Ama bunun çocukların hayatında çok çok önemli yere sahip olması gerektiğini biliyorum. Ben bulunduğum konuma gelebilmişsem, bireysel hayatımda cinsiyetimden dolayı ayrımcılığa uğramamış olduğum içindir. Başarılı olan birçok insan, ayrımcı tutumlara maruz kalmayan insanlardır. Benimle aynı şansa sahip olmayan sayısız kız çocuğu var bu ülkede. Okula gönderilmiyor vesaire. Böyle bir toplumda bunların altını çözmek, vurgulamak gerekiyor. 'Haydi Kızlar Okula' kampanyası yapıyoruz. Bir zihniyet değiştirmeye çalışıyoruz. İşte bu zihniyetin değişeceği mekanlar okul sıraları.''
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, gazetecilerin ''Bazı okulların boş olduğu'' yönündeki hatırlatmaları üzerine de aldığı bilgiye göre, böyle bir şey olmadığını, okullara katılımın yüksek düzeyde bulunduğunu söyledi. Bu yıl uzun bir yaz tatilinin üzerine bayram tatilinin de eklendiğini ve okulları geç bir tarihte açtıklarını ifade eden Çubukçu, yıl içinde belli sayıda günün, eğitim öğretim dönemi içinde tamamlanması gerektiğini kaydetti. Çubukçu, okullarda bir boşluk olduğu yönünde şu ana kadar kendisine ulaşan bir bilgi olmadığını söyledi.
Nimet Çubukçu, ''Andımız'ın kaldırılacağı'' yönündeki haberleri hatırlatan bir gazeteciye de ''Bu konuda bir çalışma yok. Olduğu zaman söylerim'' dedi.
ÇUBUKÇU'DAN AYRIMCILIK TANIMI
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, yeni eğitim öğretim yılının başlaması dolayısıyla verdiği ''ayrımcılık'' konulu ilk derste, ''İnsanların birbirlerini konuştukları dil, ten rengi, kadın ya da erkek olmak gibi sebeplerle kötü muameleye maruz bırakması, dışlaması, reddetmesi ve ötekileştirmesini ayrımcılık olarak tanımlayabiliriz'' dedi.
Nimet Çubukçu, 2009-2010 eğitim öğretim döneminin başlaması dolayısıyla İsmail Tarhan İlköğretim Okulu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, yeni eğitim öğretim döneminin öğrencilere, öğretmenlere, velilere ve eğitim camiasına hayırlı olması dileğinde bulundu.
Bakan Çubukçu, öğrenciler için uygun şartlar ve ortamlarda çağdaş bir eğitim verebilmek için bütün imkanları seferber ettiklerini, bu kapsamda sınıf mevcutlarının azaltılmasından, bilişim teknolojilerinin eğitimde kullanılmasına, müfredatın yenilenmesinden, ders kitaplarının ücretsiz dağıtılmasına kadar hemen her alanda geçmişe kıyasla çok iyi bir noktaya geldiklerini dile getirdi. Nimet Çubukçu, ''Ülkemizi Atatürk'ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarabilmek için eğitim alanında bugüne kadar nicel ve nitel anlamda önemli çalışmalar yapılmış ve büyük aşamalar kaydedilmiştir'' dedi. Çubukçu, eğitim sistemine ilişkin sorunlar olmakla birlikte bunların çözümü yolunda son yıllarda çok önemli reformlar yapıldığını ve uzun soluklu projelerin hayata geçirildiğini kaydetti.
Bilim ve teknolojideki gelişmelerin eğitimde de değişimi zorunlu kıldığını, bu kapsamda okulların bilgisayarla donatıldığını, bilişim teknolojisi sınıflarının yaygınlaştırıldığını ve okulların tamamına yakınında internet bağlantısının yaygınlaştırıldığını anlatan Çubukçu, iyi bir eğitimin ancak iyi şartlarda ve uygun ortamlarda verilebileceği anlayışıyla okulların fiziki yapılarına önem verildiğini ve 41 çeşit yeni ve farklı okul projesinin hayata geçirildiğini dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, 2003 yılından beri yaklaşık 739 milyon ders kitabının öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldığını, öğrenci pansiyonlarının açılmasına önem verilerek kapasitelerinin artırıldığını ve yapılan tüm bu çalışmaların eğitimde kalitenin artırılmasında büyük bir atılım yaşandığını gösterdiğini kaydetti.
Eğitimin toplumla bütünleşmiş, değişim ve gelişime açık, dinamik bir süreç olmak durumunda olduğunu, okulların da toplumsal ihtiyaç ve beklentileri karşılayabilmek için çevre ile bütünleşmek, çevrenin yardım ve desteğini almak zorunda olduğunu vurgulayan Çubukçu, bu bakımdan okul-öğrenci-veli iş birliği ve ailelerin eğitim sürecinin her aşamasında etkin olmasının günümüz eğitim anlayışının olmazsa olmazlarından olduğunu söyledi.

(BEN YAPTIM OLDU) MANTIĞI TERK EDİLDİ
Nimet Çubukçu, yönetimde de artık ''ben yaptım oldu'' mantığının terk edildiğini, bunun yerine ''biz'' anlayışının hakim olduğu takım çalışmasının tercih edildiğini ifade ederek, ''Bu doğrultuda okullarımızda etkili bir eğitim ortamına zemin hazırlayan ve kabul edilebilir öğrenci davranışlarını belirleyen bir okul iklimi oluşturmanın gayreti içindeyiz. Bugün artık okul-öğrenci-veli ve çevre tarafından paylaşılan, onları yönlendiren ortak değerlerin, alışkanlıkların, tutum ve davranışların yer aldığı, 'biz' duygusunun ve 'bizim okul' anlayışının hakim olduğu bir kurum kültürünün oluşturulmasına önem verilmektedir'' dedi. Okulların fiziki şartlarının daha da iyileştirilmesi, çağın gereklerine uygun teknolojik altyapı ile donatılması yönündeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ve öğrencilere imkanlar dahilinde en iyi hizmeti sunmak durumunda olduklarını dile getiren Çubukçu, şunları söyledi:
''Bu hedefi yakalayıp, eğitim kurumlarımızın başarısını arzu edilen seviyeye çıkaracağımıza olan inancım tamdır. Unutulmamalıdır ki, öğrencilerimize vereceğimiz emek ve hizmetlerimiz, başka hiçbir meslek mensubuna nasip olmayacak kutsal bir görevdir. Türk toplumu binlerce yıldır barış, hoşgörü, adalet, insana saygı ve eşitlik anlayışıyla bir arada yaşayabilmenin en güzel örneklerini vermiştir. Bu bağlamda toplumsal cinsiyet eşitliği, engellilere saygı, sevgi ve hoşgörü ortamının oluşturulması ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması konularına da önem vermek durumundayız. Başarıya giden yolda el ele gönül gönüle hep birlikte olacağız.''
Bakan Çubukçu, öğrencilere seslenirken de kendilerine sunulan imkanlardan azami ölçüde yararlanmalarını, düzenli ve sistemli çalışmalarını ve bunun yanında kendilerini geliştirecek uğraşlar vermeyi ihmal etmemelerini istedi.

''AYRIMCILIK'' KONULU İLK DERS

Bakan Çubukçu konuşmasının ardından okulun konferans salonunda çocuklara ''ayrımcılık'' konulu ilk dersi verdi.
Öğrenmede nedenler ve sonuçlar arasındaki ilişkileri kavramanın ve öğrenilenleri içselleştirmenin önemli olduğunu dile getiren Çubukçu, herkesin emniyet kemeri takılması gerektiğini bildiğini, ancak bunu büyük bir çoğunluğun uygulamadığını söyledi.
Türk toplumunun binlerce yıldır bir arada yaşama, barış, hoşgörü ve adalet anlayışının yerleşmesinde ve uygulanmasında örnek olduğunu, ancak bu geleneğin geleceğe aktarılmasında gençlere büyük sorumluluk düştüğünü anlatan Çubukçu, ''Bu topraklarda farklı yaşam biçimleri ve farklı inançlar, ancak hoşgörü sayesinde bir arada yaşayabilmişlerdir. Toplumlar ne zaman hoşgörülerini yitirmişse, binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan kanlı savaşlar yaşanmıştır. Bugün insanlık için su ve ekmekten daha elzem hale gelmiş sevgiden, hoşgörüden, dostluktan, barıştan ve kardeşlikten söz edebiliyorsak, bunu Yunus Emre'nin, Mevlana'nın, Hacı Bektaş Veli'nin bu topraklara saçtığı sevgi ve hoşgörü tohumlarına borçluyuz'' dedi.
Çubukçu, öfkeye kapılmadan birini dinleme becerisi göstermenin, farklı düşünen insanlara tahammül etmeyi öğrenmenin hoşgörü olduğunu ve bu erdemi öğrenmeye önce aileden ve okuldan başlandığını söyledi.
Barış, hoşgörü, birlikte yaşama gibi kavramları içselleştirip hayata geçirmenin önündeki engellerin ise kendimizden farklı olanlara ilişkin ön yargılar, dışlayıcı tutumlar, bilerek ya da bilmeyerek yapılan ayrımcılık olduğunu ifade eden Çubukçu, şunları kaydetti:
''İnsanların birbirlerini konuştukları dil, ten rengi, kadın ya da erkek olmak gibi sebeplerle kötü muameleye maruz bırakması, dışlaması, reddetmesi ve ötekileştirmesini ayrımcılık olarak tanımlayabiliriz. Hiçbirimiz dışlanmak istemeyiz. Selam vermemek, görmezden gelmek, sırtımızı dönmek, alay etmek de karşımızdakini dışlamamızın bir yolu. Böyle yaparak kardeşliği değil çatışmayı, hoşgörüyü değil tahammülsüzlüğü, sevgiyi değil sevgisizliği beslemiş oluruz... Ve böyle bir ortamda yaşamak hiç kimseyi mutlu etmez.''
BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜ

Bakan Çubukçu, birlik ve beraberliğin, birlikte yaşamanın filizlendiği yerin okul olduğunu belirterek, çocuklara ''yanınızda oturan arkadaşınızı, çevrenizdeki insanları, size benzeyen ve benzemeyen yönleri ile kabul etmek, farklılıkları kabul etmenin yoludur. Farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görmek ve herkese kendimiz gibi bakabilmek, bizim esas amacımız olmalıdır'' diye konuştu.
Ayrımcılığın diğer bir boyutunun da kız çocuklarına ve kadınlara yönelik yapılan ayrımcılık olduğunu dile getiren Çubukçu, ''Ayrımcılığın ve hoşgörüsüzlüğün olduğu toplumlar yoksulluk, şiddet, insan hakkı ihlalleri gibi sorunlarla boğuşurken dünyadaki bütün gelişmiş, kalkınmış ve demokratik toplumlarda kadınların sosyal, siyasi, ekonomik hayata aktif olarak katıldıklarını görmekteyiz. Bu topraklarda yaşayan her birey için özgürlüğün, eşitliğin, hoşgörünün yani demokrasinin sınırlarını genişleteceksiniz. Bunun yolu birbirinizi dışlamaktan değil, birlikte yaşamayı öğrenmekten geçiyor. Çünkü demokrasi birlikte yaşama kültürüdür'' dedi.
İSTANBUL VALİSİ GÜLER

İstanbul Valisi Muammer Güler de İstanbul'da 3 bin 199 okulda 523 bin 73 derslikte, 2 milyon 348 bin 245 öğrenci ve 89 bin 137 öğretmenle yeni eğitim-öğretim dönemine başladıklarını söyledi.
Bu yıl okul öncesi 89 bin, ilköğretime de 210 bin öğrencinin kaydolduğunu ve yeni kayıtların sayısının 402 bini geçtiğini belirten Güler, yeni öğretim yılında ilköğretimde şube başına 37, orta öğretimde de 34 öğrencinin düştüğünü ve İstanbul'da bunu daha da aşağı çekmenin gayreti içinde olacaklarını söyledi. Bu yıl, eğitim ve öğretime 78 yeni okul ilave ederek başladıklarını dile getiren Güler, Hükümetin birinci önceliğinin eğitim olduğunu, İstanbul olarak kamu yatırımlarında birinci önceliği eğitime verdiklerini belirtti. Güler, 2003 yılından beri başlatılan hamleyle şu ana kadar 16 bin 907 derslikli 717 okul yaptıklarını ve 6 yılda 875 okul ve yaklaşık 22 bin derslik ilave etmiş olacaklarını kaydetti.
Depremle ilgili de okulların güçlendirildiğini ve şu anda depreme dayanıklılık yönünden en güçlü kamu binalarının okullar olduğunu dile getiren Güler, ''Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası'' çerçevesinde 4 bin 500 derslikli 214 okul yapıldığını, 60 okulun yapımının sürdüğünü ve İstanbul'da toplam 460 protokol imzalandığını söyledi.
Gençlere, çağdaş, kaliteli ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda eğitim vermenin görevleri olduğunu ifade eden Güler, yeni eğitim öğretim döneminin hayırlı olması dileğinde bulundu.
Bakan Çubukçu, törende daha sonra, sınıfları gezerek öğrencilere dağıtılan kitapları inceledi. Çubukçu, ders kitapları arasında yer alan ve güvenli internet kullanımına ilişkin önerilerin yer aldığı kitabı öğrencilerden özellikle okumalarını istedi. Yeni atanan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız da törende hazır bulundu.
İSTANBUL'DA OKULUN İLK GÜNÜ İÇİN ÖNLEM ALINDI

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin trafik sıkışıklığı yaşanmaması için aldığı tedbirler sonucunda trafikte beklenen yoğunluk yaşanmadı.
İlk gün toplu taşıma araçları sabah 06.00-13.00 saatleri arası ücretsiz olacak. 08.00-17.00 saatleri arasında, 697 kritik noktada, 1.563 zabıta memuru, 233 ekip otosu, 27 araç çekicisi ile hizmet verilecek.
Başkan Kadir Topbaş ve Genel Sekreter Yardımcısı Muzaffer Hacımustafaoğlu başkanlığında yapılan toplantılarda tedbirler ve çözümler tartışıldı. Toplantıya, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü, Taksiciler Odası, Okul Servisleri Odası, İstanbul Ticaret Odası, İETT, İDO, Fen İşleri Daire Başkanlığı, Yapı İşleri Müdürlüğü, Ulaşım A.Ş., İBB Trafik Müdürlüğü, Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü katıldı.
Toplantıda alınan tedbirler ve kararlar ise şöyle:
* 2009-2010 eğitim öğretim yılında 2.802 okulda eğitim ve öğretime başlanacak.
* 2 milyon 355 bin 969 öğrenci eğitime başlayacak.
* Eğitim öğretim yılında 13 bin servis aracı öğrenci taşıyacak.
* Öğrenci servisleri okulların açıldığı ilk gün trafiğe boş çıkmamaları için bir hafta önceden öğrenci kayıtlarını bitirecekler. Öğrencilerin alınacakları yerler belirlenecek.
* Servisler mutlaka öğrenciyi evinden alıp evine bırakacak kesinlikle öğrenci boş olarak servise çıkılmayacak.
* Çocuklarını okula servisle gönderen veliler özel araçları yerine mutlaka servisleri kullanmaları, özel araçlarıyla trafiğe çıkmamaları trafik akışı açısından büyük önem taşıyor.
* Gönüllü öğretmen ve öğrenciler okul önlerinde öğrenci geçişlerini yönlendirecekler. Okul servisleri okul çevrelerindeki İSPARK otoparklarında okul giriş ve çıkış saatlerinde iki gün süreyle ücretsiz araç park edecekler.
* Bugün İETT, şehir hatları vapurları, metro, hafif metro; sabah 06.00-13.00 saatleri arası ücretsiz olacak.
* İETT ek otobüs seferi koyacak. Çocuklarını servisle göndermeyen veliler ve öğrenciler toplu taşım araçlarını tercih etmeleri ulaşım ve trafik rahatlığı açısından büyük önem taşıyor.
* Sirkeci Harem arası ek arabalı vapur sefer yapacak.
* Okul Servis araçları arabalı vapurlardan öncelikle yararlanacak.
* Metro- Hafif Metro-Finiküler PİK saatlerde azami sıktıkta sefer düzenleyecek (sinyalizasyon ayarlarına göre 2 dk bir)
* Halen 09:30-17:00 arası yapılan 4. Levent-Maslak A.O.S. arası metro seferleri okulların açılmasıyla birlikte, 25 Eylül tarihinden itibaren sabah 06:00, akşam 21:00 arası yapılacak.
* Yollarda olabilecek hasarlı kazalara anında müdahale edilecek, çeşitli güzergâhlarda 70 çekici hazır bekletilecek.
* Çöp kamyonları gündüz çöp toplaması yapmayacak. Çalışmalar gece tamamlanacak.
* Trafik akışını sağlamak için 7 bin polis görev yapacak. Okulların açılacağı gün, büro hizmeti yapan polisler, İlçe Emniyet Müdürlükleri personeli trafik düzeninin sağlanmasına yardımcı olacak.
* İl Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesi olan 12 ilçede 315 trafik ekibi ile okul çevrelerinde görev yapacak.
* İstanbul genelindeki okullar çevresinde ve önemli kavşaklarda 08:00 - 17:00 saatleri arasında, 697 kritik noktada, 1.563 zabıta memuru, 233 ekip otosu, 27 araç çekicisi ile hizmet verilecek.
* Özellikle kavşaklar ve döner adalarda geçiş üstünlüğüne riayet edilmesi trafik sıkışıklığını büyük ölçüde rahatmış olacak.
''OKUL KANTİN VE KAFETERYALARINDA SAĞLIKLI BESLENMEYE UYGUN YİYECEK VE İÇECEK SATILMASI SAĞLANMALIDIR''
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, ''Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği açısından okul kantin ve kafeteryalarında sağlığa zararlı yiyecek ve içeceklerin yerine sağlıklı beslenmeye uygun yiyecek ve içecek satılması sağlanmalıdır'' dedi.
Çakar, Kızılay'daki dernek genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, yeni eğitim-öğretim yılında tüketilecek gıda, okul malzemeleri ve servis araçlarıyla ilgili uyarılarda bulundu. Çakar, çocukların sağlık ve güvenlik açısından çeşitli risklerle karşı karşıya bulunduklarını ifade etti.
Bilim kurullarının, kantin ve kafeteryalarda satılan cips, şekerleme, gofret, tost, kola gibi yiyecek ve içeceklerin çeşitli sağlık sorunlarına neden olduklarını belirttiklerini kaydeden Çakar, taze meyve, pastörize süt, ayran, yoğurt gibi gıdaların kantin ve kafeteryalarda bulundurulmadığını savundu.
''Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği açısından okul kantin ve kafeteryalarında sağlığa zararlı yiyecek ve içeceklerin yerine sağlıklı beslenmeye uygun yiyecek ve içecek satılması sağlanmalıdır'' diyen Çakar, sağlıksız yiyecek ve içeceklerin okullarda satışının yasaklanması gerektiğini belirtti.
OKUL MALZEMELERİ
Öğrencilerin kullandığı silgi, kalem, boya, oyun hamuru gibi okul malzemeleri konusunda da uyarılarda bulunan Çakar, bu ürünlerde çocukların sağlığı açısından tehlike oluşturan kimyasal maddeler bulunduğunu söyledi.
Bu malzemelerin ucuz olmasından dolayı çocuklar tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığına dikkati çeken Çakar, okul malzemelerindeki boyaların çocukların el ve ağızlarına bulaşarak çeşitli sağlık sorunlarına neden olabileceğini bildirdi.
OKUL SERVİS ARAÇLARI
Okul servis araçlarıyla ilgili güvenlik sorunlarına da değinen Turhan Çakar, bu araçların büyük bir çoğunluğunun Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği'ne uygun hizmet vermediğini ileri sürdü.
Okul servis araçlarının mevcut yönetmeliğe uygun hizmet verebilmesi için önlem alınması gerektiğini vurgulayan Çakar, yönetmelik değişikliği ile getirilen araçlardaki 20 yaş sınırının 10 yaşa indirilmesini istedi. Bu sorunları ilgili bakanlıklara ilettiklerini bildiren Çakar, konunun tüm taraflarını görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.