Sahnı Seman Medresesi Nerede? Sahnı Seman Medresesi Hangi Döneme Ait, Özellikleri ve Kuruluş Amacı Nedir?

Sahnı Seman Medresesi hangi döneme ait? Osmanlılar zamanında yapılmış olduğu bilinen Sahnı Seman Medresesi, Osmanlılar döneminde inşa edilmiş medreseler arasında önemli bir yere sahiptir. Sahnı Seman Medresesi özellikleri günümüzde hala tarih ve sanat tarihi alanından akademisyenler tarafından incelenmekte ve araştırılmaktadır. Peki ya Sahnı Seman Medresesi'nin kuruluş amacı nedir? Yapıldığı dönemde ve günümüzde hala adından söz ettirmeyi başaran Sahnı Seman Medresesi'nin özellikleri nelerdir? İşte detaylar…

Sahnı Seman Medresesi Ne Zaman Kuruldu?

Sahnı Seman Medresesi, Fatih Külliyesi'nin tam içerisinde yer alır. Külliye ile bütünlük içerisinde olan Medrese 1462 ila 1470 seneleri arasında inşa edilmiştir. Buranın şekillenmesinde Ali Kuşçu ile Fatih Sultan Mehmet birlikte akıl yürütmüşlerdir. Sahnı Seman aynı zamanda İstanbul'da inşa edilmiş olan ilk Türk yükseköğretim kurumu olma özelliği taşır.

Sahnı Seman Medresesi Önemi

Sahnı Seman Medresesi'nin önemi yalnızca bir madde ile açıklanamaz. Her şeyden önce burası kadim İstanbul'da inşa edilmiş olan ilk Türk yükseköğretim kurumudur. Aynı zamanda burası, Fatih Sultan Mehmed'in dönemin en büyük alimi sayılabilecek Ali Kuşçu'yla birlikte burayı kurmuş olması buranın ne kadar değerli bir eğitim yuvası olduğunun ipuçlarını vermektedir.

Burası, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethettikten sonra kurmuş olduğu bir dizi eğitim kurumu arasında en yüksek seviyede eğitim öğretim veren kurumdur. Kur'an, kelam, tefsir ve hadis gibi İslam bilimleri burada incelenirdi.

Sahnı Seman Medresesi'nde yalnızca İslamiyet üzerine dersler verilmezdi. Burada verilen diğer temel dersleri de kimya, fizik, matematik ve astronomi gibi dönemin en popüler bilimleri oluştururdu. Sahnı Seman Medresesi İstanbul'da kurulmuş olan harika bir din ve bilim yuvasıydı.

Sahnı Seman Medresesi Kime Ait?

Sahnı Seman Medresesi direkt olarak bir kişinin özel malı değildi. Burası Fatih Sultan Mehmed'in Ali Kuşçu'nun da desteğini alarak kurmuş olduğu bir eğitim yuvasıydı.

Bu dönemde İstanbul yeni fethedilmiş olduğu için buranın toparlanması ve yeniden muazzam bir hale getirilmesi için şehrin ihya edilmesi gerekiyordu. Sahnı Seman Medresesi hem şehrin yeniden dünyanın merkezi haline gelmesine destek oluyor hem de kuşaklar boyunca aktarılacak olan bilgilerin çıkış noktası oluyordu.

Sahnı Seman Medresesi Özellikleri

Sahnı Seman Medresesi'nin özellikleri oldukça kapsamlıdır. İlk olarak 1463-1470 seneleri arasında inşa edilen medrese önceden Bizans döneminde kutsal bir alan olarak kullanılıyordu ve yerinde Havariun Kilisesi bulunmaktaydı.

Sahnı Seman medresesini oluşturan mimar, dönemin başarılı mimarbaşı Sinanüddin Yusuf Ağa'dan başkası değildir. Sahnı Seman Medreseleri Fatih Külliyesi'nin iki ayrı noktasında yer alır. Buradaki medreseler Bahr-ı Siyah adı verilen Karadeniz medreseleri ile Bahr-ı Sefid adı verilen Akdeniz Medreseleri şeklindeki iki ayrı grupturlar.

Tetimmeler (hazırlık okulları) bugün olmasa bile yapıldığı dönemde bu medrese bölümlerinin dibine yapılmış olarak duruyorlardı. Bunların haricinde Sahnı Seman Medresesinin bulunduğu Fatih Külliyesinde sıbyan mektebi ile tıp fakültesi de yer almaktaydı.

Medreselerin batısında tamamlayıcı bir unsur olarak geniş ve donanımlı bir kütüphane inşa edilmiş olup, güneyde kalan bölgesi yani Akdeniz Medreseleri dört farklı bölümden oluşmakta, girişleri ise Fatih Cami'nin avlusuna çıkmaktaydı.

Medreslerin Kıble tarafında bulunan kısma Baş Kurşunlu denirken, ortada yer alan iki bloğun dershane mescitleri tamamıyla birbirine bitişik şekilde durduğunda bu yapılara da çifte kurşunlu adı konmuştur.

Medresenin en batıda olanına Ayak Kurşunlu denmiştir. Dörtgen bir avlu etrafında kurulmuş olan bu medreseler toplamda tam 19 hücreden meydana gelirlerdi. Hücreler avlunun üç tarafına inşa edilmişti ve dershane – mescit yapısı güneye bakar şekildeydi.

Tüm bu medreselerin ortak özelliği Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethettikten sonrasında imparatorluğun geleceğinde gerekli olan eğitim ve öğretimi karşılayacak kapasitede olmalarıdır. Sahnı Seman Medreseleri, Süleymaniye Medreseleri ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne dek en üst düzey eğitim seviyesinde olan kurumları olarak kalmışlardır.