SAMİ TOSUN

Başıma bela oldu

"Cüneyt Arkın, üniversite yıllarında bir kızın iç çamaşırıyla dalga geçmesi yüzünden bunalıma girdiğini, bu nedenle şöhret olduktan sonra kendine sürekli yeni iç çamaşırı aldığını açıkladı." Haber budur... Burada esas bahis konusu olması gereken şey, kızın o iç çamaşırını nasıl gördüğünü sormayan ya da açıklamayan muhabirin, editörün, artık her neyse, kısacası medyacı kardeşimizin benim kaçan uykularımın hesabını nasıl vereceğidir... Arkadaş, bu haberi yapıyorsun, donu da, kızı da yazıyorsun, ancak donun nasıl göründüğünü, bir enstantane olarak bile bize bildirmiyorsun. Sadece teessüf ediyorum! Öte yandan, bu don işinin benim hayatımda özel bir yeri olduğunu söylemek isterim. Efendim, 'marka giyinmek' meselesinin ayıplandığı yıllardı. Laf cambazlığı prim yapıyordu. Kendime zar zor üniversitemizin felsefe bölümünden bir kız arkadaş bulmuştum. Üstelik güzel bir kızdı. Ben onu güzelliğin izafi bir şey olduğuna inandırmış, aslında farklı bakış açılarıyla, yakışıklı bir insan bile sayılabileceğime ikna etmiştim. Kız beni seviyordu hatta! (İkinci sınıfa geçtiğinde beni terk etti ama konumuz bu değil...) Kız arkadaşım, doğum günümde, bana o zamanın tanınmış mağazalarından birinden bir 'boxer' don satın aldı. Tam önünde kocaman markası yer alıyordu. İşte o don benim başıma bela oldu...

KIZLARIN BAKIŞI BİLE DEĞİŞTİ
Boxer' dona alışık olmayan bir bünye ne yapar? Donu şort niyetine kullanır. O donla şehirlerarası yolculuk yaptığımı hatırlıyorum. Elbette evde de, yıkayıp yıkayıp, söz konusu 'boxer'ımla dolaşıyordum. Üniversitemizden solcu arkadaşımız Ferit evime geldiğinde, üzerimde yine o don vardı. Ferit o kadar ahmak bir solcuydu ki, 4 bin kişinin katıldığı eylemde bir tek gözaltına alınan insan sıfatını kazanmayı başarmıştı. Tabii ben de o zamanlar, entelektüel bir havam olsun diye, solcularla kantin muhabbetlerini hiç kaçırmıyor, yaptıkları tüm eylemleri 'yetersiz' diye eleştiriyordum. Böylece hem hiçbir eyleme katılmıyor, hem de en sert 'solcu' ben oluyordum. Her şey çok güzel giderken ve ben felsefi olarak son derece ileri bir noktayı temsil ederken, Ferit evime gelip beni o malum 'boxer'la gördü ve olanlar oldu. Yememiş, içmemiş, tüm okula, "Sami falanca markadan don giyiyor," diye yaymıştı. Bu tür haberlerin nasıl hızla yayıldığına inanamazsınız. Kampusa gittiğimde özellikle kızların kıs kıs gülüp beni işaret ettiklerini hatırlıyorum. Tabii hemen Ferit'i yakaladım. "Allah belanı versin, beni bütün okula rezil ettin!" diye bağırdım. Oysa Ferit o kadar pişkindi ki, "Ben kimseye bir şey söylemedim," diye savundu kendini. Peki, beni o donla kim görmüştü? Evet! Doğru soru buydu! Hemen harekete geçtim ve beni donla kimin görmüş olabileceği sorusunu tüm kampusa yaydım. Bu, önce mantıksal, sonra felsefi manada müthiş bir adımdı! Donun markasını üstlenmiyor, donun kimliğini ve görülme ihtimalini tartışmaya açıyordum. Her şey tersine döndü. Kızların bakışı bile değişmişti...
İLK OTOBÜSE ATLADIM
Seneler sonra, çok saçma bir biçimde Ferit'e Cevizlibağ'daki otobüs duraklarında rastladım. "Dostum! Hacı hacıyı Mekke'de bulurmuş..." diye başladı ve her zamanki ahmak surat ifadesiyle bir muhabbet açmaya çalıştı. Solculuğu bıraktığını ve çok mutlu olduğunu anlatıyordu. Halbuki, ne Ferit'in bıraktığı solculuğuyla, ne de anlattığı diğer saçmalıklarla ilgileniyordum. Onu gördüğümde aklıma sadece don geliyordu. Durağa yanaşan ilk otobüse atladım ve Ferit arkamdan ahmak ahmak baktı. Hakikaten, donumu ondan başka kim görmüştü ki?! Şimdi, 'Ne alaka?' diye soracaksınız ama, ayıptır söylemesi, Cemil İpekçi'nin 'nişanlı'sıyla el ele vererek çektirdiği pozda, İpekçi'nin altındaki mayoya mayo diye değil, 'don' diye bakıyorum ve ne acayip bir don diyorum... Ayrıca, Halis Toprak'ı mahkûm eden 'kamuoyu'nun o dona da bir bakması icap etmiyor mu, sormak istiyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.