'3G' SABAH'ı iki parçaya böldü!

Görüntülü konuşmaya olanak sağlayan 3'üncü nesil (3G) mobil hızlı internet hayata geçtiği ilk gün SABAH yazıişlerini ikiye böldü! Hem de fiziken... Anlatalım. Turkcell, bir ay önce Türkiye'nin yeni teknolojiyle tanışacağı 30 Temmuz'da yazı işleri toplantısını İzmir'de yapma teklifinde bulundu. Kabul edilince çalışmalar başladı. İşte bu noktada yazı işleri ikiye bölünmek zorunda kaldı. Mutfaktaki ekibin bir kısmı İstanbul'da kaldı. 10 kişilik bir kadro ise İzmir'in yolunu tuttu.
'BİR NUMARA OLACAĞIZ'
İlk bağlantı Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv'le oldu. Ciliv, telefon ekranında gördüğü SABAH'ın Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak'a; 3G'nin Türkiye'nin daha kaliteli demokrasiye geçeceği bir araç olacağını söyledi. Herkesin Ciliv'le konuşacak bir şeyleri vardı. Köşe yazarı Mahmut Övür, "İş dünyası demokrasiyle bu kadar barışık mı?" diye sordu. Ciliv 3G'nin dünyada 4 milyar insandan birine ulaşabilecek bir teknoloji olduğunu hatırlattı ve ekledi: "Hem sevdiklerinize hem iş arkadaşlarınıza ulaşıp dünyanın herhangi bir yerine bilgiye ulaşabileceksiniz." Dış Haberler Müdürü Alparsan Akkuş da "Türkiye 3G'ye niye geç geçti?" diye sordu, Ciliv, rakip şirketlerin yabancı genel müdürlerinin Türkiye'ye inanmamalarının etkisi olduğunu söyledi. "Fiyat rekabeti 'sınırsız' paketler aracılığıyla mı olacak?" diye sordum. Ciliv "Açık ara bir numara olmaya odaklandık. Rekabeti fiyat değil yarattığınız faydalarla sağlayacağız. Fayda eksi maliyet. Aradaki fark doğru yaklaşım" dedi. Ciliv, 3G'yi ilk gün kaç kişinin kullandığını sorduğumda "Sabah 7.00 itibariyle 600 bin kişi" yanıtını verdi.
'3G DAHA KALİTELİ DEMOKRASİYE GEÇİŞ İÇİN ARAÇ OLACAK'
İzmir'den ilk bağlantı Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv'le oldu. Ciliv, teknolojinin Türkiye'ye hayırlı olması dileğiyle açtı telefonu. Tabii ki görüntülü olarak. Ciliv, telefon ekranında gördüğü SABAH'ın genel yayın yönetmeni Erdal Şafak'a; 3G'nin Türkiye'nin daha kaliteli demokrasiye geçeceği bir araç olacağını söyledi. Ciliv'e göre pahalı bir teknoloji artık daha ekonomik imkânlarla hayata girecek. Bu da bilgiye erişme imkânını artıracak ve toplumsal dönüşüm açısından bir işlevi olacak.