Pazar 27.09.2009
Son Güncelleme: Pazar 27.09.2009

AB için tek sesli münazaraya son

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Tanıtım Komisyonu Başkanı Ümit Boyner, bu ay Paris'te açtıkları düşünce kuruluşu ile Fransız kamuoyunda, Türkiye'yi farklı seslerle anlatacaklarını söylüyor Herkesin eteğindeki taşları dökmesini isteyen Boyner, 'Enstitü sanki Sarkozy'ye karşı oluşturuldu gibi bir algı oluşmuş ancak öyle değil. Sarkozy hükümetinden parlamenterler de gelsin diye uğraşıyoruz' diyor

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine en olumsuz tepkiyi Fransız kamuoyu veriyor. İşte bu yüzden son birkaç yıldır dost ülke başkanlarını ve kanaat önderlerini ziyaret ederek AB lobisi yapan TÜSİAD yeni bir stratejiye geçti ve Fransız kamuoyunda Türkiye'nin her yönüyle doğru bir şekilde tartışılması için bir düşünce kuruluşu kurmaya karar verdi. Paris Boğaziçi Enstitüsü adını taşıyan düşünce kuruluşu bu ayın ortalarında resmen faaliyete geçerek, entelektüel Fransızları markaja almaya başladı. Bu Pazar, Türkiye'nin önde gelen sivil toplum örgütlerinden TÜSİ- AD'ta Yönetim Kurulu Üyesi ve Tanıtım Komisyonu Başkanı Ümit Boyner'e mikrofon tuttum. Gördüğüm, 2004'ten bu yana Türkiye'nin AB üyeliği için mücadele veren ekibin başı olan Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner'in TÜSİAD şapkasıyla AB mücadelesinden vazgeçmeyeceği…
Başbakan Erdoğan en son New York'a yaptığı ziyaret sırasında, 'Başvuralı 50 yıl oldu. Kapısında bu kadar bekletilen başka ülke AB'de yok. Bu nasıl adalet' dedi. TÜSİAD adına Türkiye'nin AB'ye üyeliği için mücadele veren ekibin başı olarak siz neler söyleyeceksiniz? Tabii bir takım reformları geç yaptık ama onlar da sürekli olarak siyasi bir takım engeller çıkartıp duruyor. Ben şöyle düşünüyorum. Ne olursa olsun, AB'de Türkiye'nin üyeliğine ideolojik anlamda karşı duran bir bakış var. Bunlarla savaşmak da güç belki ama ne olursa olsun her anlamda Türkiye'nin yapması gerekenleri kendisi için yapması lazım. AB istedi diye demokratikleşiyoruz ya da açılım yapıyoruz gibi bir kompleksten kurtulmalıyız. İyi bir şey demokratikleşme.
TÜSİAD, Tanıtım Komisyonu'nu 2004'te kurdu, ardından da dernek başkanı ve komisyon ekibi. AB'de bizi istemeyen ülkeleri değil de dost ülkeleri turlayıp Türkiye için destek aradınız. Bu mücadeleniz devam edecek mi? Mücadele vermeye devam etmemiz gerekiyor. Bizde alınganlık da olamaz. Neticede sivil toplum örgütüyüz. Yaptığımız görüşmelerde bugüne kadar şunu gördük. AB'nin Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmayan kesimleri Türkiye'nin üyeliğinin kaçınılmaz olduğunu görüyorlar. Dünyadaki ekonomik krize bakarsak, büyümenin hangi pazarlarda olduğunu görüyorsak, enerji ile ilgili Avrupa'nın güvenlik sorunlarının farkındaysak zaten Türkiye'nin AB üyeliğinin AB'ye katkısını da net bir şekilde kavrarız. AB'de bir kesim bunu çok iyi kavrıyor zaten.
En çok Fransız kamuoyuyla derdimiz var, biraz Türkiye'yi anlatmayı başardığınızı düşünüyor musunuz? Bu biraz tabii iğneyle kuyu kazmak gibi bir şey. Bir anda kamuoyunun fikrini değiştirmek kolay değil. Çünkü biz burada Türkiye lehine gürültü yapmaya çalışırken, Türkiye aleyhine gürültü yapanlar da var. Fransız kamuoyu Türkiye üyeliğine ciddi bir şekilde karşı pozisyon aldı. Ama şu var. Bir takım ekonomik gerçekleri, Türkiye'nin getireceği faydaları anlattığınız zaman, en azından entelektüel çevrelerde, 'ya bir dakika madalyonun öteki tarafına da bakmalıyız' söylemiyle karşılaşmaya başladık. Geçen hafta Fransız Senato Başkanı buradaydı. Sonra Le Monde'a, 'Biraz daha çok yönlü bakalım Türkiye'nin üyeliğine' diye bir açıklama yaptı ki çok önemliydi bu çıkış.
Bu yüzden mi düşünce kuruluşu kurmaya karar verdiniz ve merkez olarak da Paris'i seçtiniz? Türkiye'ye karşı mısın değil misin gibi son derece kısır, adeta bir ideolojiyi sorgulayan bir durum var Fransa'da. Oysa bu tartışmanın çok yönü var. Kültürel, sosyal, ekonomik yönü var ve bunlar Türkiye'nin olmadığı bir ortamda tartışılıyor. Genelde hükümetler arasında bir takım siyasi kaygılarla yapılan konuşmalarla sınırlı kalıyor. Oysa bunun iş ve entelektüel dünyası tarafı da var. Bu yüzden bu ay Fransa'da Paris Boğaziçi adında bir enstitü kurduk. Fransa kamuoyunda Türkiye'nin sesi çıksın istiyoruz. Biz kendimizi farklı seslerle anlatabilelim. Ya da bu tek sesli bir münazara olmasın. Çok çeşitli kesimler tarafından tartışılsın istedik. Yani Türkiye konusu Fransa'da siyasi bir takım ön yargılardan arındırılmış bir şekilde masaya yatırılsın istiyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.